Askerler tarafından dövülerek öldürülen
köyümüzün muhtarlarından biri bizim aile dostumuzdu. Hacı Hasan’dı isimi.
Babamla içtiği su ayrı gitmezdi. Dindardı, hacıydı. PKK’lilerden nefret ederdi.
Çocukları da öyle…
Ama bir gün askerler köyümüze baskın yaptılar.
Hacı Hasan’ı, PKK’lilere yiyecek verdiği gerekçesiyle sürükleyerek köyün
ortasına getirdiler. Köylülerin, ailesinin, çocuklarının gözleri önünde onur ve
haysiyetini hiçe sayan aşağılamalar eşliğinde onu döve döve öldürdüler. Bu
olaydan sonra çocukları intikam duygularıyla dağa kaçtılar. PKK’ye katıldılar.
Onlardan biri PKK saflarında çarpışırken ne yazık ki öldürüldü.
Evet, devlet, askerler, büyüme şansı
bulunmayan PKK gibi bir örgütü ırkçı, insanlık dışı uygulamalarıyla büyüttü,
güçlendirdi ve onu bu ülkenin, mazlum Kürt halkının başına bela etti.
Neden bunları yazdım? Son günlerde yaşanan iki
olay beni korkuttu, endişelendirdi de ondan. Tekrar seksenli, doksanlı yıllara
mı dönüyoruz diye endişeye kapıldım. Bu olaylardan en sıcağı Nusaybin’de
yaşanan olay… Polisin aracımızı taşladılar gerekçesiyle parkta oynayan yedi,
sekiz yaşlarındaki çocuklara karşı sergilediği ve beni gerçekten dehşete
düşüren davranışı. Polisin küçük çocukları havaya ateş açarak, silahla
kovalayışı, minik bir çocuğun kolundan tutup panzere doğru sürükleyişi burası
Filistin mi dedirtti bana…
Diğer olaysa bir Kürt ilinin dağlarına “ Ne
mutlu Türk’üm diyene!” diye yazılışı ve şehrin valisinin bunu övünerek kamuoyuyla
paylaşması.
Bu olaylar beni haklı olarak endişelendirdi.
Eskiye geri mi dönüyoruz diye… Eğer devlet bunları PKK ile mücadele adına
yapıyorsa bilsin ki bu ırkçı uygulamalar PKK’ye hayat bahşediyor, onu halkın
gözünde meşru hale getiriyor.
Çukur siyasetiyle, 6-8 Ekim olaylarında ve 15
Temmuz darbe girişimi esnasında sergilediği halk düşmanı politikasıyla, yine
gücü ele geçirdiği Suriye Kürdistan’ında kendisi gibi düşünmeyen halka
estirdiği terörle Kürtlerin gözünden düşen, meşruiyet sorunu yaşayan PKK bu
ırkçı uygulamalarla tekrar taze kana kavuşacak, eski gücüne ulaşabilecek.
Eğer devletin niyeti tekrar PKK’yi
güçlendirmek, büyütmekse bu politikasını sürdürebilir; öyle bir niyeti yoksa o
zaman bu ırkçı uygulamalara geçit vermeyecek sert tedbirler almalı mutlaka…
KENAR YAZISI
Çukur siyasetiyle, 6-8 Ekim olaylarında ve 15
Temmuz darbe girişimi esnasında sergilediği halk düşmanı politikasıyla, yine
gücü ele geçirdiği Suriye Kürdistan’ında kendisi gibi düşünmeyen halka
estirdiği terörle Kürtlerin gözünden düşen, meşruiyet sorunu yaşayan PKK bu
ırkçı uygulamalarla tekrar taze kana kavuşacak, eski gücüne ulaşabilecek.
0 yorum