0

 

            Daha önceki bir yazımızda Fransa’da meydana gelen saldırının ne anlama geldiğini ve bu saldırının iyi tahlil edilmesi için, bundan kimin kazançlı çıktığına bakılması gerektiği yönündeki düşüncelerimizi beyan etmiştik. Ayrıca bundan kazançlı çıkacak “ülkenin” İsrail olduğunu söylemiş ve yakında yeni Müslüman bir ülkeye yeni saldırılar olabileceğini de ifade etmiştik.

            Geçen gün, İsrail Lübnan’da bir araca düzenlediği suikast saldırısında altı kişiyi öldürmüştü ve maalesef bu olay basında yer almayacak kadar da önemsiz bir etki oluşturdu. Neden?

            Çünkü; olayı gerçekleştiren İsrail’di ve İsrail’in yaptığı sorgulanamazdı, çünkü olayı gerçekleştiren İsrail katilleri Müslüman değildi, bu yüzden basın üzerinde durmadı. Oysa Fransa’da meydana gelen ve on iki kişinin ölümüne sebep olan olaylarda yaklaşık kırk ülkenin lideri, arkalarına da üç milyon kişiyi de alarak bir yürüyüş gerçekleştirmişlerdi. Peki bu öldürülen altı kişi için Fransa’da yürüyüşe katılanların en azından yarısının Lübnan’da cenaze yürüyüşüne katılmaları, İsrail’in yaptığı katliamı lanetlemeleri gerekmez miydi?

            Lübnan’da meydana gelen bu olayın asıl nedeninin ne olduğu konusuna bakacak olursak, küresel emperyalizm ve sömürgeci güçlerin bu olayın arka planında çok büyük hedefler peşinde koştukları görülecektir. Bu hedeflerinin de yeni haçlı ittifakı ile birlikte Müslüman bir ülkeye saldırmak olacaktır. Emperyalist güçler her zaman olduğu gibi önce İsrail’i kullanacaklar, İsrail’in eliyle ateşi tutuşturacaklar, sonra da İsrail’i koruma bahanesi ile halkı Müslüman olan bir ülkeye saldırmaya gayret edecekler ve bunu da “terörizmi engelleme” bahanesi ile yapacaklar; tabii bizler de her zaman olduğu gibi bu olayı da yutacağız. (Şu andaki Amerikan yönetimi, İsrail’in kendi içini karıştırma korkusundan dahi olsa kendini bu saldırıları yapma mecburiyetinde hissedecektir.)

            Şimdi asıl sorumuzu sormaya gelecek olursak; acaba Lübnan’da durup dururken meydana gelen bu saldırının arka planında Haçlı ittifakının komşumuz İran’a bir saldırı planı mı yatmaktadır? Eğer son beş yılda çevremizde meydana gelen olaylara bakacak olursak aslında bunun alt yapısının hazırlıklarının çoktan yapıldığının farkına varmış olacağız ve İran’ın neden Suriye rejimine destek verdiğini de daha iyi kavramış olacağız. İran’ın korkusu şu:

            Eğer  Suriye rejimi düşecek olursa ve kendisine muhalif bir yönetim iktidara gelecek olursa, bu demektir ki Amerika, İsrail ve tüm emperyalist güçler İran’a sınır komşusu olacak ve olası bir saldırı durumunda İran tamamen kuşatılmış olacak. İşte o zaman değmesin Amerika ve İsrail’in keyfine, hatta; söylemeye dilim varmıyor ama, sıra Türkiye’ye de gelebilir.

            Sakın bunları bir senaryo olarak düşünmeyiniz. Çünkü İsrail’in vadedilmiş topraklar “arz el mav’ud” projesinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engeller birer birer ortadan kaldırılmaktadır. İşte Mısır, Suriye, Irak, ne hallere getirildiler değil mi? Tüm bu işgal ve katliamların bir tek gayesi vardır:

            İsrail’in güvence altına alınması ve büyük İsrail Devletinin kurulması, yani toprakları Mısır’daki Nil Nehri ile Fırat Nehri arasındaki tüm bölgeyi kapsayacak bir Yahudi Devletinin kurulması.

            Peki emperyalizmin ve katil İsrail’in tüm bu şeytani hile ve tuzaklarına karşı ne yapılmalı? Her şeyden önce başta Türkiye ve İran olmak üzere aralarındaki tüm dünyevi ihtilafları bir yana bırakarak, diğer tüm Müslüman coğrafyaları da yanlarına alarak kardeş hukuku içinde bir birlik oluşturmaları ve aralarına emperyalistlerce çizilmiş olan bu sınırları kaldırmalıdırlar. Halkı Müslüman olan tüm ülkeler kendi asil kimliklerine dönüş yapmalı ve şunu bilmeliler ki onları İsrail ve Haçlı zihniyetinin saldırılarından koruyabilecek tek gücün “İslam” olduğunu hatırlamalılar ve bu daire içinde birleşmeliler. Yoksa;

 

            Emin olunuz ki İslam alemi bu dağınıklıktan kendini İsrail ve Haçlı ittifakına karşı koruyamayacaktır. Halklar, istedikleri kadar meydanda protesto yürüyüşleri yapsın. Zaten onları duyan yok.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *