481

 

Afrin operasyonuyla birlikte Türkiye’yi zor günler bekliyor. Suriye bir bataklık çünkü… Bu bataklığa saplanıp kalmamak için her şeyin çok iyi hesaplanması lazım. Daha önce düşülen hatalara düşülmemeli. Türkiye kimlerle niçin mücadele ettiğini, amaçlarının ne olduğunu iyi belirlemeli ve bunu dosta, düşmana da iyi anlatmalı. İşbirliği kurduğu, güvendiği unsurlara da dikkat etmeli.

Bu iş Afrin’le sınırlı kalmaz, kalırsa bir anlamı olmaz. Afrin’den sonrası gelmezse saldırdığı, etkisiz hale getirmek istediği düşmanını daha da güçlendirir. Önemli olan Fırat’ın öbür yakası… Amerika beş bin tır ve iki bin uçak dolusu modern silahların çoğunu oraya yığdı çünkü.

Türkiye bu mücadelede kendini iyi anlatamazsa hem halklarının nezdinde hem de dünya kamuoyunda Türkiye ordusu Kürt halkıyla savaşıyor, onları katlediyor algısından kurtulamaz.

Olay nedir? Gerçekte olan emperyalist Türk ordusunun mazlum Kürt halkının özgürlük ve bağımsızlık savaşını bastırma girişimi mi? Bu sözler kulağa hoş geliyor ve ne yazık ki çok sayıda insan da bu sihirli sözcüklerin etkisinde kalmış durumda. Evet, Kürt halkının mazlumiyeti var, iktidarın bu mazlumiyeti giderme konusunda çok zayıf kaldığı da doğru. Ve Kürt halkının mazlumiyetini giderme, Kürt halkının haklarını savunma konusunun her Müslümanın boynunun borcu olduğu, ben Müslümanım diyen herkesin bu konuda çaba sarf etmesi gerektiği de doğru…

Ama Afrin’de ve Suriye Kürdistan’ında olup bitenlerin Kürt halkının özgürlük mücadelesi veya Kürt halkının haklarının savunulmasıyla kesinlikle alakası yok. O topraklarda Amerika’nın, İsrail’in, Avrupa ülkelerinin desteğiyle, parasıyla, hatta silahıyla palazlandırılmış Marksist, Leninist, taşeron bir örgüt var. Bu örgütün efendileri, yönlendiricileri Batılılar. Bu örgüt Batılılara hizmet ediyor. Amerika’nın, İsrail’in çıkarlarına hizmet ediyor.

Bu örgütün, yani PKK-PYD’nin mensuplarının Kürt olması, Kürdistan’da örgütlenmeleri, Kürtçe konuşmaları onu Kürt dostu yapmaz. Bu örgüt hâkim olduğu her yerde en çok Kürtlere zulüm etmiş, onları ezmiş, Kürt halkının gelenek ve inancına, imanına savaş açmış, Kürt gençlerinin kanını emperyalist güçlere hediye etmiş, Kürt halkının mazlumiyetini daha da artırmış, esaretine esaret, acılarına acı katmıştır.

PKK-PYD, Kürt halkı dışında herkes tarafından kullanılmaya elverişli olmuş, kullanılmış ve halen kullanılmakta olan bir örgüttür. O yüzden bu savaş Kürtlerle-Türklerin savaşı değildir. Bu savaşı, bu operasyonu bahane edip iki Müslüman halkı düşman yapmaya çalışmak, onları karşı karşıya getirmeye kalkışmak bu iki Müslüman halka yapılabilecek en büyük ihanettir.

Türkiye, Irak Kürdistan’ı meselesinde kullandığı milliyetçi, ötekileştirici, aşağılayıcı, Kürt halkını küstüren dil ve söylemden şiddetle kaçınmalı, kullanacağı yanlış dille PKK-PYD’nin ekmeğine yağ sürmemelidir.

Amerika Kürt halkının dostu değildir ve asla da olmamıştır. Amerika, laik, Batıcı örgütleri kullanarak İslam ülkelerini parçalamak, Müslüman halkları birbirine düşürmek, İslam ülkelerinin sınırlarını güvensiz hale getirmek, Müslümanları birbirleriyle uğraştırıp düşman yaparak büyük İsrail’in önünü açmak istemektedir.

Bu mücadelede bütün Müslüman ülkeler ve halklar birlikte hareket etmeli, Rusya dahil hiçbir gayri Müslim ülke ve güce güvenmemeli, ümmet olma şuuru ve İslam kardeşliği bilinciyle direnmeli, taşeronlarla mücadele ederken İslam şehirlerinin yıkımını engellemeye, sivillere zarar vermemeye azami gayret göstermelidir.

 

Bu mücadelede asla milliyetçi bir dil kullanılmamalıdır. Milliyetçilik Kürtler için de, Türkler için de ölümdür. Milliyetçilik bizi kurtuluşa değil dağınıklığa, esarete götürecek bir düşmandır.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *