481

 

Uluslar arası emperyalist güçlerin, Batılı ve Doğulu şer şebekelerinin, İslam ümmetinin uyanışını dünya hâkimiyetleri için tehdit gören Hıristiyan ve Yahudi Siyonistlerin hedefinde olan bu ülkenin HÜDA PAR’a ihtiyacı var. HÜDA PAR’ın ferasetine, ileri görüşlülüğüne, dürüstlüğüne, ilkesel duruşuna, çıkara değil, hakka dayalı siyasetine ihtiyacı var. Türkiye’nin Müslümanları ve halkı HÜDA PAR camiasının savrulmayan dengeli duruşunu, ümmetin selamet ve kardeşliğini referans alan vahdetçi anlayışını örnek almalı. Bu vahdetçi, akılcı, çıkarlar üstü, ilkeli duruş emperyalist emelleri, karanlık plan ve projeleri yenilgiye uğratacak tek yoldur.

Ne yazık ki ortama, siyasi dengelere, egemen iktidarın tavır değişikliğine göre konum belirleyen, dün beyaz dediğine bugün siyah demek zorunda kalan, hakka değil grupsal çıkarlara göre söylem geliştiren bazı çevreler HÜDA PAR’ın da kendileri gibi olmasını istiyorlar. HÜDA PAR’ın İslam’ın ve Müslümanların geleceğini her şeyin üstünde tutan ümmetçi çizgisine tahammül edemiyorlar. Ümmeti parçalayıp yutmak isteyen, bunun yolunu da mezhepçi ve milliyetçi anlayışı ümmet coğrafyasında yaygınlaştırma yolunda bulan şeytani güçlerin oyununa gelmeyen, din kardeşine gece gündüz küfredip tekfir etmeyi reddeden HÜDA PAR’a kızıyorlar.

Hâlbuki HÜDA PAR’a kızıp onu şucu bucu ilan etmek yerine sesine kulak verseydiler belki de Türkiye bugün bu durumda olmazdı.

HÜDA PAR, çözüm sürecinin yanlış olduğunu, çözüm süreci adı altında bölge halkının PKK’nin kucağına itildiğini, PKK’nin Kürt halkının tek temsilcisi gibi muhatap alınmasının büyük felaketlere yol açacağını, PKK’nin silahı bırakma gibi bir derdinin olmadığını, bilakis sürecin sağladığı ortamdan yararlanarak Kürt şehirlerini bir cephaneliğe dönüştürdüğünü söylediği zaman, dinleyecek muhatap bulamadı. Önemsenmedi, hatta dışlandı. PKK’ye olan düşmanlığından böyle konuştuğu, barış ortamını hazmedemediği söylendi. Sürecin sonucu ortada… Yakılıp yıkılmış Kürt şehirleri ve adeta uluslar arası meşruiyet kazanmış bir PKK.

HÜDA PAR’ın Suriye savaşı konusundaki ferasetli, vahdetçi, ileri görüşlü tavsiyeleri de dikkate alınmadı. Savaşın başında HÜDA PAR, bu savaşın bir vekâlet ve fitne savaşı olduğunu, savaşın kazananının olmayacağını, Suriye’nin yakılıp yıkılmasına yol açacağını söyledi. Suriye savaşının İslam ümmetinin parçalanıp düşman kamplara bölünme ve ateşin tüm İslam âlemine sıçrama tehlikesini barındırdığını dile getirdi. Tarafların masaya oturup siyasi çözüme yönelmelerinden başka çare olmadığını belirtti. Vay sen misin bunu söyleyen? Bu ferasetli söyleminden ötürü HÜDA PAR’a yakıştırılmadık etiket bırakılmadı. Lakin aradan geçen altı yılın sonunda AK Parti iktidarı da dâhil Türkiye’deki herkes tek çözümün barış ve diyalog olduğu görüşünde birleşmiş durumda. Ne yazık ki altı yüz bin Suriyeli mazlumun katledilmesinden, tüm Suriye şehirlerinin harabeye dönüp milyonlarca Suriyelinin göçmen olmasından ve fitne ateşinin ümmeti uçurumun kenarına getirmesinden sonra… HÜDA PAR’a kulak verilseydi ne olurdu? Bunlar yaşanır mıydı?

 

Bari bu defa HÜDA PAR’a kulak verin. Mezhepçilik üzerinden ülkenin ve hatta ümmetin büyük bir karmaşa ve fitneye düşürülmek istendiğini, bu yolla Şii ve Sünni Müslümanları birbirlerine düşürüp mezhep savaşlarını hedeflediklerini söyleyen HÜDA PAR’ın çığlığını duyun! Ümmeti küçük dilimlere bölüp yutmak isteyen emperyalist Batının tuzağını vahdet ve uhuvvet silahıyla geri püskürtün.  

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *