Müslümanlar olarak darmadağın
olmamızdan cesaret alan İslam düşmanları iyice azgınlaşıp kutsallarımıza
saldırma küstahlıklarını sürdürüyorlar. İşgaller, darbeler, kıyımlar ile İslam
coğrafyasına hedef alan İslam düşmanları,
ALLAH’ın kelamı ve Aziz Peygamberine planlı bir şekilde saldırmaya devam
ediyorlar.
Bir taraftan “normalleşme
ihaneti” ile siyonist terör devleti ile BAE-Suudi şer çetesinin planları ve
ABD’nin baskısıyla ihanete boyun eğen devletlerin sayısı her gün artıyor. Buna
paralel olarak İslam’a ve kutsallarına saldırılar uygulanan strateji dahilinde artarak
devam ediyor.
Son zamanlarda İslam
düşmanlığı sancağını ele alan dünya siyonizminin “süs köpeği” Fransa
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, hadsiz ifade ve tavırlarından vaz geçmiyor. Önce
İslam’ın krizde olduğundan bahsedip "Fransa'da, cumhuriyetin ortağı olması
için İslam'ın yapılandırılması gerekiyor." dedi ve devamla “Fransız
İslam’ı” oluşturmanın gerektiğini söyledi. Belli ki bir yerlerden talimat
almışçasına İslam’a saldırının dozunu sürekli artırıyor.
Birincisi İslam ALLAH’ın
dinidir vahiyle gelmiş ve Maide 3 ayeti ile kemale erdiği müjdelenmiştir.
Hiçbir beşeri güç İslam’ı değiştiremez. Buna tevessül edenler tarihte rezil
oldular. Macron efendi sende seleflerin gibi rezil olacaksın. Ayrıca biz bu
ibareyi 28 Şubat döneminde FETÖ’nün Abant toplantılarında “Türk Müslümanlığı”
söylemlerinden hatırlıyoruz. İslam’ı tahrif edip, bölmek amaçlı bu provakasyonu
şimdi de Macron yapıyor.
Macron’un bu açıklamalarına
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği ve İTTİHADUL ULEMA
ile birçok kesimden tepki geldi.
El-Karadaği, "Dinimiz
bir krizden geçmiyor ve geçmeyecek. İslam dini, bir beşerin ürünü olmadığından
dolayı bozulması veya zayıflaması gibi bir korkumuz yoktur. Krizde olan
sizlersiniz. Ahlaki, insani ve siyasi krizlerle yıkılıyorsunuz… Başkalarının
planlarına ve İslam düşmanlığına rağmen İslamiyet dimdik hayattadır." diye
tepki gösterdi.
Macron’un bu açıklamalarına
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet başkanı Erbaş, SP Lideri Karamollaoğlu gibi
birçok kesimden tepkiler geldi. HÜDA PAR Genel Merkezi aldığı kararla
teşkilatlarının olduğu tüm illerde Cuma namazı sonrası kitlesel basın
açıklaması yaparak, Fransa’yı ve İslam düşmanlığını tel’in etti.
Macron’un bu küstah
açıklamaları yetmemiş olacak ki, Fransız Charlie Hebdo dergisi tarafından
yayınlanan ve Peygamberimiz efendimizi sözde karikatürize eden görseller,
Cuma günü gece Montpellier ve Toulouse şehirlerinde devlet kurumlarına ait
binalarda gösterildi.
Bir taraftan normalleşme
anlaşması ihaneti ile ümmeti boğmaya çalışıyorlar, diğer taraftan da Macron’un
bu alçakça saldırıları ve Almanya’da camiye yapılan küstahça baskın ile İslam’a
açıktan savaşın dozunu iyice artırdılar.
İslam düşmanlarının ve kukla,
münafık-zalim devlet idarecilerinin bu cüret ve küstahlığına şaşırmıyoruz.
Onlar kendilerine verilen görevi yapıyorlar. Biz Müslümanlar olarak ALLAH’ın
bize verdiği görevi hakkıyla yapabilsek ve İslam’ın vakar ve izzetine layık şekilde
görevimizi yapsaydık, İslam düşmanları bunu akıllarına bile getirebilirler
miydi? Hâlâ, yok Avrupa değerleri, yok İnsan hakları, yok demokrasi gibi söylemlerle
İslam düşmanı zalimlerden medet uman akıl fukarası ve tarih bilincinden yoksun zavallılar
var.
İslam düşmanları hiçbir zaman
bize dost olmadılar, olamayacaklar. Onların “demokrasi”, “insan hakları” gibi
kullandıkları süslü laflar sadece kendileri için vardır, kendi menfaatleri
olunca değer kazanır. Konu İslam ve Müslümanlar olunca ne demokrasi, ne insan
hakları, ne insanlık diye bir şey ortada kalmaz. Aynı Mekke müşrikleri gibi
kendi elleriyle yaptıkları helvadan putları yerler.
ALLAH’u Teâlâ Kur’an’da
Yahudi ve Hristiyanlar ile müşriklerin bize asla dost olmayacaklarını ve
düşmanlıktan geri durmayacaklarını bildirip uyarmadı mı? 1400 yıldır düşmanlık,
oyun, hile ve tuzaktan başka ne gördük onlardan da halen medet umuyoruz?
Asıl önemli olan onlar
düşmanlık, zulüm ve nifakta görevini yaparken, biz Müslümanlar neden görevimizi
yapmıyoruz? Boykot önemlidir, yalnız bununla yetinmemeliyiz. İslam sancağı
altında tek güç olmadığımız ve birlikte hareket etmediğimiz sürece, bu
saldırıların sonu gelmeyecek ve bizlerde bu zilletten kurtulamayacağız.
Wesselam...