İnsanî Erdemler, İslami Değerler

Abone Ol

İnsanlıktan nasibini alan herkesin ilkeli ve dürüst davranmaktan bihaber olmaları düşünülemez. İnsan olmanın gereği olarak çevremizde olup bitenlere karşı bir etki ve tepki göstermemiz, insani hassasiyetlerimizin bir gereğidir.

İnsani olanı İslami olarak da telakki edebilirsiniz. İslami hasletlerin sadece Müslümanlarda bulunması gibi bir durum söz konusu değildir. Mazlumdan yana tavır belirleyen her kim olursa olsun, aslında İslami bir erdemlilik ortaya koymuştur. Komşusuyla iyi ilişkiler içinde olup komşuluk hakkını savunan herkes, İslami bir hasletin taşıyıcısı olmuştur.

İnsanlara ve tüm canlılara zarar verenleri engellemeye çalışan herkes, doğal olarak İslam’ın dünya görüşünün gereğini ifa etmiş demektir. Kimden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun, zulme karşı mazlumun yanında durup hakikati savunan herkes, İslam’ın adalet anlayışını sahiplenmiştir.

Çünkü bütün erdemli davranışlar vahiy kaynaklıdır. Vahyin vazettiği değerlerden uzak kalan bir yaratığın ilkeli, dürüst, adil ve medenî olması imkânsızdır. Beşerin ham hâlinin ne kendisine ne de başkasına fayda sağlayabileceği düşünülemez.

Batı’nın bugün sahip olduğu müspet değerlerin arka planında da İslam vardır. İslam’ın kaynağı olan vahyin, insan üzerindeki etkisi büyüktür. “Sema”nın etkilemediği “yer”de hamlık, barbarlık ve kendini bilmezlik vardır. Medeniyeti şekillendiren yegâne kaynak vahiydir. İnsan, Yaradan’ın adeta yazılımıyla can bulur, iş görür, ilerler, değer bulur, değer verir.

“Fıtrat” denen bu yazılımdan nasipsiz yaratıkların, kendileri adeta birer ölü oldukları için başkalarına hayatı kolaylaştırmaları mümkün değildir.

Onun için hep birlikte var gücümüzle bu değerleri korumanın gayreti içerisinde olmalıyız. Bugün endişe duyduğumuz konuların hepsi bu değerlerden yoksunlaşmanın bir sonucudur. Genç nesil kıtlığından, yaşlılıkla boğuşanların çokluğundan duyulan endişe bu değerlerden gittikçe uzaklaşmaktan kaynaklı olsa gerek.

Boşanmalardaki artışlar, ailedeki parçalanmalar, eşler arasındaki rekabet ve düşmanca yaklaşımlar yine bu değerlerden yoksunlukla paralel düzeydedir.

Ne yazık ki vahyin atmosferinden uzaklaştıkça bataklık mukadder oluyor, insani değerler diye ortada hiçbir şey kalmıyor. Dolayısıyla asıl çözüm aslında İslamlaşmak kalıyor. Bunu kabul etmeden kurtulmanın imkânı görünmüyor.

Herkesin daha çok, daha fazla vahyin gölgesinde, insanlıktan nasiplenmesi dileğiyle hayırlı Ramazanlar diliyorum.