10’uncu yılına giren HÜDA PAR yüklenmiş
olduğu siyasi anlayış gereği kurulduğu günden bugüne ülkenin kangrenleşmiş
sorunlarına “gerçekçi, somut ve uygulanabilir çözümler” üretti. Kürt
meselesi, yeni anayasa yapımı, ekonomik kriz, yolsuzluk, yoksulluk, haksız
rekabet, adam kayırma, Müslüman halkın inancını yaşamasının önündeki engellerin
kaldırılmaması gibi konularda ortaya koyduğu “hakkaniyetli
yaklaşımlarla” çözüm yolunun nasıl olması gerektiğini gösterdi.
Türkiye’de siyasetin zor ve zahmetli
olduğu ve siyasetçilerin de çabuk yıpratıldığı bir zaman diliminde kuruluşunun
üzerinden yıllar geçmesine rağmen ilke ve hedeflerinden, prensip ve
değerlerinden taviz vermeden “insan ve adalet merkezli yürüyüşüne” devam
etti.
Duçar kaldığı engellere takılmadan hak ve
hakikat için, iyilik ve güzellik için, refah ve güven için, toplumsal huzur ve
birliktelik için, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin ortadan kalkması ve
memlekette var olan problemlerin sona ermesi için mücadele etti.
İç meselelerle alakalı sorunların çözümü
için düşünce ve fikirlerini, öneri ve isteklerini, tavsiye ve telkinlerini
ortaya koyduğu gibi İslam ümmetini ilgilendiren dış meseleleri de sürekli
gündeminde tuttu. İslam’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın, medeniyetlere
ev sahipliği yapmış kadim şehir Kudüs’ün siyonist işgalden kurtulması için
konuyu daima gündemin birinci sırasında tuttu.
Kudüs ve Aksa ile ilgili meselelerde
gerektiği zaman meydanlara inerek tüm ülkeyi harekete geçirdi. Söz konusu Kudüs
olunca, söz konusu mazlum ve mustazaflar olunca zulme ve zalime, siyonizme
ve emperyalizme karşı sessiz kalmadı ve her daim hakkı haykırdı.
İnsanın değersizleştirildiği bir zaman
diliminde “önce insan” diyerek insana hak ettiği kıymeti verdi.
Adalete hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulan bir zeminde “öncelik
adalet” diyerek evrensel ve cihanşümul düşüncesini ortaya koydu.
Siyasetçilerin itibarsızlaştığı bir
dönemde yaptıklarıyla siyaset kurumuna itibar kazandırdı. Çağın kirlenmiş
siyasetini aziz İslam’a alet etmedi, bilakis siyaseti dine dost ve hizmetkâr
yaptı ve bu doğrultuda halka hizmeti Hak Teâlâ’nın rıza ve hoşnutluğuna
ulaşmak için yaptı.
Davası hidayet, hürriyet, hakkaniyet,
adalet, huzur, barış, insanların kaynaşması ve zulmün sona ermesi
olan HÜDA PAR öyle evrensel bir siyasi şuura sahiptir ki, her hal ve
hareketi, her adım ve söylemi, her açıklama ve programı insanın ihtiyaçlarının
karşılanması içindir.
Aziz İslam’ı ölçü alan, çalışma ve
prensiplerini buna göre tanzim eden siyasi bir hareket olan HÜDA PAR, yerel ve
genel bütün sorunları “uzlaşma” ve “anlaşma” ile çözme
taraftarıdır. HÜDA PAR bu nebevi anlayıştan beslenen mefkûrenin toplum
arasında yer bulması için uğraşını aralıksız sürdürmektedir.
HÜDA PAR’a göre devlet bir hizmet
kurumudur. Hizmet kurumu olan devletin görevi; temeli adalet ve öznesi insan
olan, farklı inanç ve kimliklerin yasal olarak tanındığı; din, can, mal, akıl
ve nesil emniyetinin teminat altına alındığı, hukukun üstünlüğünün ve her kesim
için adaletin yeniden tesis edildiği hür ve adil bir toplum düzenini tesis
etmek olmalıdır.
HÜDA PAR’a göre her şey insan
içindir. Dünya, güneş, ay bütün kâinat insan içindir. Din de devlet de
insan içindir. Nasıl ki Allah, hiçbir ayırım gözetmeden güneşi bütün canlıların
üzerine doğuruyorsa, adalet güneşinin de ayrım gözetilmeden bütün insanların
üzerine doğması sağlanmalıdır.
HÜDA PAR zikrettiğimiz “evrensel
esaslar” üzerine siyaset yapmaktadır. HÜDA PAR’ın siyaseti; adalet,
hakkaniyet, dürüstlük, ehliyet, liyakat ölçütleri ve sabiteleri üzerinedir. HÜDA
PAR’da sürekli isimler değişebilir ama sabiteler değişmez. Çünkü HÜDA PAR
bir erdemliler hareketidir, bir iyilik kervanıdır. HÜDA PAR ilkeli siyasetin
adı, kardeşliğin teminatıdır.
HÜDA PAR’ın davası, bir bütün olarak
insanlık ailesinin kurtuluş davasıdır. HÜDA PAR, kurtlar sofrasında olsa
bile meşru siyaset zemininde ilkelerine bağlı kalarak hareket etmeyi
kendine prensip edinmiştir. Merhum Mehmet Yavuz Hoca’nın dediği
gibi, “HÜDA PAR, kültürel ve zihinsel dezenformasyona ve hayâsızca akına
kurumsal olarak dur demenin adıdır.”
Tarafsız, objektif ve vicdanı körelmemiş
her kişi, hakkaniyetli bir araştırma yaptığında HÜDA PAR’ın bakış
açısının, siyaset anlayışının, çözüm odaklı yaklaşımının Türkiye için zaruri
bir ihtiyaç olduğunu görecektir. HÜDA PAR’ı tanıyanlar, siyasetçileriyle
tanışanlar, siyaset anlayışının nasıl olduğunu öğrenenler, müspet ve yapıcı
muhalefetinden haberdar olanlar HÜDA PAR’ın Türkiye siyaseti için tarihi
bir fırsat olduğunu anlayacaktır.