Dünyayı
ifsad eden ve sömüren emperyalist egemen güçler, insanlığı özellikle de İslam
dünyası ve mazlum-mustazaf halkları farklı plan ve desiselerle sömürme ve ifsad
etmeye devam ediyorlar. Bu amaçla kültür emperyalizmini de bir argüman olarak her
alanda aktif bir şekilde kullanma stratejisini adım adım uyguluyorlar. Yılbaşı,
sevgililer günü, kadınlar günü gibi günlerin bu amaca matuf günler olduğunu
biliyoruz. Fakat mesele bunlarla bitmiyor. Bakıyorsunuz dini ve milli günler
dışında neredeyse kurum, meslek, sosyal sınıf, hastalıklar, afetler vs. adına
isim verilmemiş gün veya haftamız yok. Yani anlayacağınız her gün ve haftaya
bir isim verilerek aslında günlerimiz ve haftalarımız ipotek altına alınmış.
Bu
konuda kısa araştırma yapıldığında görülecektir ki: Türkiye'de ve dünyada
kutlanan özel gün ve haftalar neredeyse yılın yarısını kapsıyor. Özel günler
arasında Şaka Günü, Dans Dünü, Kaynanalar Günü, Nineler Günü ve Makarna Haftası
gibi ilginç gün ve haftalar de yer alıyor. Bazı günlere ve haftalara birkaç
farklı isim verildiği de oluyor. Mesela
10 Ocak, hem “Çalışan Gazeteciler Günü” hem “İdareciler Günü” olarak kutlanıyor.
Bunun gibi 14 Mayıs ta, “Dünya Çiftçiler Günü” ve “Dünya Eczacılık Günü” olarak
kutlanıyor. Yıl boyunca farklı gün ve haftalar aynı şekilde özenle sözde
kutlanma veya dikkat çekme amaçlı olarak belirlenmiş. Geçen hafta “3 Aralık Dünya
Engelliler Günü” olarak sözde yâd edildi veya kutlandı. Ancak Engelliler
Haftasını da 10 – 16 Mayıs olarak belirlemişler. Gazeteciler için 10 Ocak ve 24
Temmuz diye iki gün belirlemişler. Kadınlar içinse; 5 Aralık Kadın Hakları
Günü, Dünya Kadınlar Günü 8 Mart ve Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü 25 Kasım
şeklinde üç ayrı gün belirlenmiş. (Farklı isimler altında başka günlerde
mevcuttur)
Yaşlılar
içinde 1 Ekim “Dünya Yaşlılar Günü”, 18 – 24 Mart haftası da “Yaşlılara Saygı
Haftası” olarak belirlenirken, 21 Mart Nevruz Bayramı, Dünya Şiir Günü ve Down
Sendromu farkındalık günü birlikte kutlanıyor. Bunun gibi farklı kesimler için
farklı gün ve haftalar belirlendiğini görüyoruz. Neredeyse atladıkları hiçbir
kesim kalmamış.
Peki,
burada amaç nedir?
O
günler gelince engellilerin, yaşlıların, kadınların, annelerin vs. sorunları
ile ilgilenmeden sadece o güne has onları sormak ve ‘dostlar alışverişte
görsün’ misali mesaj yayınlayıp göstermelik ziyaretlere hapsediliyor. Her
gün sormamız gereken engelli, hasta, yaşlılarımız vs. için, ‘onları sürekli
sormanıza gerek yok. Bakın onlara gün tahsis ettik’ denmek isteniyor. Bizlerde
bu oyunu görmüyoruz. 364 gün ihmal edilen ve sorulmayan bu kesimler, özel gün
oyunuyla tamamen makyajcı bir anlayışla kıymet verildikleri ve sorunlarıyla
ilgilenildikleri algısı oluşturulmak isteniyor. Oysa bu kesimler yılın
tamamında aynı sorunları yaşıyorlar. Bir gün onlara saygı göster; hediye al
sonrada yaşlı veya bakım evine atın öyle mi?
Aslında
bu planlarla bize, “Siz o gün ve haftalarla oyalanın, diğer günlerde nasıl olsa
istediğimize geliyorsunuz” diyorlar. Yeter artık uyanalım. Bu oyunları ve
hileleri görelim. Bu gün ve haftaları belirleyenlerin aslında günlerimizi,
haftalarımızı ve hayatımızı çaldıklarını fehmedelim.
Selam
ve dua ile…