Emperyalistlerin
İslam toplumu ve geleceğimiz olan gençlerimizi-nesillerimizi türlü planlarla
İslam’dan uzaklaştırmak adına geliştirdiği yozlaştırma ve ifsad projelerine çok
defa dikkat çektim.
Bununla
birlikte gençlerimizin heyecan, coşku ve enerjisinden faydalanmak isteyen İslam
düşmanları, şeytanın sağdan yaklaşması misali; bal içerisinde zehir
vererek, gençlerimizi ve nesillerimizi
yanlış ve farklı yollara yönlendirmenin sinsi planları marifetiyle İslam
toplumlarını içerden hançerlemeye çalışıyorlar.
Ebeveynler, Müslüman
fertler, STK’lar ve tüm toplum olarak gençlerimize sahip çıkmalı ve onların
İslam’ı kaynağından doğru ve berrak bir şekilde öğrenmelerini ve yaşamalarını
sağlamalıyız. İslam’ı öğrenen nesilleri (kimse hangi adla olursa olsun) Sırat-ı
Müstakim’den uzaklaştıramaz. İslam’a gönülden bağlı nesillere, şeytan ve şeytanın
gönüllü elçileri olan insi şeytanlar ve kurdukları tuzakları bir zarar veremeyecektir.
Bir taraftan
gençlerimize batılı hayat tarzını ve ideolojilerini masum ve kurtarıcı
göstererek onları İslam’dan, inanç ve tarihi değerlerinden uzaklaştırmaya,
emperyalizm ve siyonizmin “kurşun askeri” yapmak için planlar kurarken; diğer
taraftan da İslam’ı yanlış öğrenmelerini sağlayarak, sapkın kesimlerin
bataklığına saplanmalarına ve Müslümanların birbirlerine düşman olmalarına
zemin hazırlıyorlar. İslam’ı hakkıyla bilen, anlayan ve iman edenler; hangi
saikle olursa olsun İslam düşmanlarını bırakıp, İslam’ı ve Müslümanları hedef
tahtasına koyup düşmanlık edemezler. ALLAH (CC)’nin Hucurat Suresi 10. Ayette
kardeş kıldığı müminler, birbirlerine düşmanlık edemezler ve o nazarla
bakamazlar. Meselelere İslam nazarı, basiret ve ferasetiyle bakanlar, bunun İslam
düşmanlarının bir oyunu olduğunu hemencecik idrak ederler. Yok, eğer taassubun
esiri olursak emperyalistlerin oyuncağı olmaktan kurtulamayız.
“O zaman inkâr edenler, kalplerine
taassubu, câhiliyet taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah da elçisine ve müminlere
sükûnet ve güvenini indirdi…” -Fetih Suresi 26-
Bu büyük
tehlike karşısında bize düşen gençlerimize ve neslimize sahip çıkmaktır. Bu
sahip çıkma tabi ki sadece lafla olmaz. Gençlerimizle vakit geçirmeli ve onların
İslam’ı kulaktan dolma laflarla değil, doğru ve berrak bir şekilde öğrenmelerini
sağlamalıyız. Bunun için İslam’a hizmet eden medrese ve kurumlarımızın
yaygınlaşmasını ve doğru insanlarla arkadaşlık kurmalarını sağlamalıyız. Aksi
halde üzerlerine titrediğimiz gençlerimiz ve nesillerimizin dünya ve
ahiretlerinin heba olmasını dizlerimizi döverek izlemek zorunda kalırız.
Maide 105.
Ayette ALLAH’u Teala: “Ey iman edenler!
Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez.
Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.” diye
buyuruyor.
Neslin
korunmasının en önemli kale ve sığınağı şüphesiz aile kurumudur. Neslimiz,
çocuklarımız ve gençlerimiz üzerinde planlarını uygulayabilmek için güçlü olan
aile kurumunu hedef aldılar.
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi,
yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…” -Tahrim Suresi: 6-
"Hepiniz çobansınız, hepiniz
sürünüzden mesulsünüz." -Buhari: Ahkam:1, Müslim: İmaret: 20, Tirmizi:Cihad:17-
Bizler bu
oyun, desise, tuzak ve sinsi planlar karşısında ancak ALLAH ve Resûlunün uyarı
ve emirlerini merkeze alarak bu büyük tehlikelerden kurtulabiliriz. Maide Suresi 105.Ayette buyrulduğu gibi üzerimize
düşeni hakkıyla yerine getirirsek; kendimize ve ailemize çeki düzen verirsek,
İslam düşmanlarının tüm plan ve sinsi tuzakları başlarına geçecektir. İslam’a
samimi ve ihlaslı bir şekilde bağlanırsak, ailemiz, gençlerimiz ve nesillerimizin
necat ehli olmalarını sağlamış oluruz.
Selam ve dua
ile…