Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019 da ortaya
çıkan ve tüm dünyayı tehdit eden korona virüs salgınıetkisi yavaşlasa da yaşamaya
devam ediyoruz.
Bu süreçte uygulanan tedbirler kapsamında;
sokağa çıkma kısıtlaması, şehir giriş-çıkış yasakları ve birçok sektörde alınan
tedbirler sonucu kepenkler indirildi. İşletmeler kapatıldı.
Pandemi sürecinin yeni bir aşamaya gelmesi ve
normalleşme adımlarının uygulanmaya başlaması ile bazı sektörler işbaşı yapmaya
başladı. Bu süreçte en büyük sıkıntıyı belli sektörler dışında kalan esnaf
çekti ve çekmeye devam ediyor.
Kepenkleri kapalı olmaya devam eden esnaf bir
yana, işbaşı yapanlar bile masraflarını çıkaramaz durumdalar. Asıl sorun
herkesin can derdine düştüğü pandemi sürecinin bitmesi ve tamamen normalleşme
sağlandığında ortaya çıkacak.
Türkiye pandemi sürecini dünyaya örnek olacak
bir başarıyla yönetti. Fakat aynı başarıyı maalesef ekonomide uzun süredir göremiyoruz.
Devletin destek anlamında attığı adımlar, ekonomik ve finansal paketler var
ancak bu ne kadar esnafın derdine derman oluyor bakmak lazım?
Koronanın
küresel ekonomiye vurduğu darbenin trilyon dolarları bulduğu konuşuluyor.
Dünyada milyonlarca kişinin salgın nedeniyle işsiz kalacağı ve yine milyonlarca
kişinin de yoksulluk seviyesinin altında bir sefalete sürükleneceği ifade
ediliyor.
Esnafın sıkıntılarını giderecek ve köklü
çözümler getirecek projeler ve adımlar atılmaz ise, salgın sonrası birçok
sektörde telafi edilemeyecek iflas, kepenk kapatma ve işsizlik ile karşı
karşıya kalacağız. Zaten ekonominin sıkıntılı olduğu bir süreçte, birde bu
salgın ile esnaf iyice eridi. Bu süreçte bazı mülk sahipleri, esnaftan geçici
olarak kira almazken, bazıları yarım kira, bazıları da tam kira alıyorlar.
Duyarlı davranan mülk sahipleri tebrik ve takdiri hak ediyorlar. Ama birde tek
geliri kira geliri olanlar var. Onları da maruz görmemiz gerekir. Aynı
hassasiyeti hükümetten ve kurumlardan da beklemek hakkımızdır. Sadece SGK,
Bağ-Kur, vergi vs. ödemelerini ötelemek yetmez. Bu süreçte devlet ve kurumlar zor
durumda olan esnafın bu tür borcunu silmesi gerekir. Bazı ticari bankalarında
bu süreçte esnafı ‘yontacak kaz’ olarak görmekten vazgeçsinler. İyilik
yapıyorum diye minnet eder gibi açıklama yapıp, birde yüksek faiz uyguluyorlar.
İŞKUR üzerinden verilen kısmi çalışma ödeneği,
işsizlik maaşı ödeneği gibi uygulamalar tabi ki anlamlıdır, lakin esnafın,
sanayicinin ve işadamının derdine derman olmaktan uzaktır.
Hazine ve
Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı, kamu bankalarının normalleşme
sürecine geçiş ve sosyal hayatın canlanması için dört yeni kredi paketini
hayata geçiriyor. 4 kamu bankasına Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım da dahil
oldu. Normalleşme sürecine geçiş ve sosyal hayatın canlanması için "konut
kredisi", "taşıt kredisi", "sosyal hayatı destek" ve
"tatil destek" olmak üzere 4 yeni kredi paketini hayata geçiriyor. Bu
krediler güzel ancak ne yazık ki hepsi de faizli. Faizin azı çoğu olmaz, faiz
faizdir. Hem esnafı harama teşvik ediyor, hem malın bereketini götürüyor. Hükümetin
zarara uğrayan esnafın zararını telafi edecek projeler geliştirmesini
beklerken, ne yazık ki, reel sektörün beklentisi yerine gelmedi. Böyle yardım
olur mu? Madem esnafa yardım yapmak istiyorsunuz hem hak edene verin, hem de
faizsiz olsun. Bu şekilde yapılması demek; İnançlarına ve değerlerine bağlı,
esnaf, sanayici ve işadamının bundan faydalanmasın demektir. Hal böyle olunca
esnaf, işadamı ve sanayicinin bu sıkıntısı (ALLAH korusun) domino etkisi
oluşturacak ve işyerleri, fabrikalar, üretim yerleri kapanacak, işsizlik
artacaktır. Bunun sonucu istenmeyen kaos ortamı olacaktır.
Bunun
olmaması için hükümet ve kurumlar reel sektörü kurtaracak, projeler üzerine
odaklanmalı ve esnafa can suyu olmalıdır. Unutmayalım ki,esnaf, sanayici ve
işadamlarının zayıf ve ezildiği bir yerde huzur ve kalkınma olmaz.
Selam ve dua
ile…