Eğitim, embriyo dönemi ile
başlayıp ölümle son bulan bir sürecin adıdır. Süreç demişken kritik dememek
olmaz. Bu sürecin kritik aşamalarında en önemli aktör anne ve babadır.
Ebeveynlerin bu süreçteki tutum ve davranışları çok önemlidir. Gelişim
psikolojisinde ebeveynlerin yaptığı her davranış henüz dünyaya gelmemiş bebeği
etkiler denmesi, konunun ne kadar ciddi olduğunu daha iyi göstermektedir.
Ailede eşlerin yaklaşım
biçimi, sarf ettikleri sözler, sigara ve alkol kullanımı doğacak çocuğu hem
fiziksel hem biyolojik hem de psikolojik yönden etkileyeceğini söylemek
mümkündür. Psikolojide bazı kriterler yazılmasa da bazı kriterleri
ekleyebiliriz. İnanç ve değerler açısından baktığımızda kişiliğin oluşmasında
en önemli faktör helal ve haramdır, diyebiliriz. Psikolojik danışman olarak
helal ve haram kriterinin olmadığı bir tez ya da yaklaşımda tespitlerin eksik
kaldığını söyleyebilirim. Ben de kendi tezime bu kriterleri katarak dikkat
çekmek isterim.
Malum ve meşhur hikâyedir: On
yaşlarındayken kabiliyet ve mertliğine hayran olan hocası Seyyid Nur Muhammed,
Küçük Said’le birlikte birkaç arkadaşını da yanına alarak, anne-babasını
ziyaret etmek ve onları yakından tanımak ister. Altı-yedi saatlik bir mesafeden
Nurs köyüne gelirler. Said’in babası Mirza Efendi evde yoktur. Misafirleri
karşılayan Nuriye Hanım onlara efendisinin evde olmadığını ve çift sürmeye
gittiğini söyler.
Evin önündeki kuru ağacın
altına hasır ve posteki sererek oturmalarını rica eder. Az sonra Mirza Efendi,
önünde ağızları bağlı iki inek ve öküzle çıkagelir. Selam ve tanışmadan sonra
Küçük Said’in hocası, Sofi Mirza’ya: “Bizim köyde de hayvanların ağzını
harman zamanı harmanda mahsulü yememeleri için bağlarlar. Fakat şimdi hem
harman mevsimi değil, hem de hayvanlar harmanda değil. Böyle ağızlarının bağlı
olmasının sebebi nedir?” diye sorar. Mirza Efendi mahcup bir edayla,
“Efendim, bizim tarla biraz uzaktır. Yolda gelirken birçok kimsenin tarla ve
mahsulünden geçerek geliyorum.
Eğer bu hayvanların ağzı bağlı
olmazsa, yabancıların mahsullerinden yemek ihtimalleri var. Bu sebepten
ekmeğimize haram lokma karışmaması için böyle yapıyorum” diye cevap
verir. Sofi Mirza’nın bu yüksek ahlak ve faziletine şahit olan Seyyid Nur
Muhammed, bu sefer annesine sorar: “Siz bu çocuğu nasıl
yetiştirdiniz?” Nuriye Hanım, “Ben Said’e hamile kalınca, abdestsiz yere
basmadım. Said dünyaya gelince de bir gün olsun onu abdestsiz emzirmedim” der.
Küçük Said’in hocası ve arkadaşları, “Elbette böyle bir anne ve babadan böyle bir
evlat beklenir” derler.
Konuyla ilgili anlatılan bir
başka hatıra da şöyledir: Bir gün Seyyid Hüseyin Arvasî, müridelerinden
olan Nuriye Hanım’a sorar: “Çocuklarının çok zeki olmasında, onları terbiye
metodun nedir?” Nuriye Hanım: “Hayatımda, kadınlığa mahsus şer’î mazeretler
dışında hiçbir vakit teheccüt namazımı kaçırmadım ve çocuklarımı abdestsiz
emzirmedim” der. Kaynak: Said Nursi nasıl bir anne-babanın evladıydı?
Başlayacak olan eğitim ve
öğretimin bu yılında bütün ebeveynlere örnek olması dileğiyle.
Selam ve dua ile…