Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne
olsun.
Kıymetli okur… Devir ne kadar da hızlı değişiyor görüyor
musun? Belki sen de yakınlarınla on yıl öncesine bakarak on yıl sonra dünyanın
ne hale gelebileceğini düşünüyorsun. Çocuklarımız anne baba olduğunda, biz nine
ve dedeler olduğumuzda nasıl bir dünyada yaşıyor olacağız?
Kalem ve kaset arasındaki bağlantıyı bilen nesil olarak
bizler şu an, son derece gelişmiş bir teknolojiyi de müşahede ediyoruz.
Polifonik telefona teknoloji harikası derken şimdi anlatamayacağımız kadar
büyük bir değişim ve gelişimin içerisindeyiz.
İlkokul çocuklarının telefon kullandığı dönemdeyiz ve bu
genişlik çocukları zapt edilemez bir duruma getiriyor. Telefonla çok fazla oyun
oynayan çocuk gerçek hayattan kopuyor ve artık eğlenceli ortamlarda bile
telefon kurcalar oluyor.
Youtube’da malayani videolar izleyen gencimiz bırakın İslami
videoları, eğlenceli İslami içerikleri bile beğenmiyor. Okullardaki bahar
şenlikleri yahut batıl çevrelerce yapılan etkinlikler, gençleri helal
etkinliklere karşı duyarsızlaştırıyor.
Bizler tıpkı fay hatları gibi hareketli bir yapı ortaya
koyup herkesten önce toplumu sallamak, sarsmak zorundayız. Zamana her an ayak
uydurmalı, hatta ferasetimizle ilerde gelecek olan akımları, tarzları sezip ona
uygun içerik geliştirmeli, etkinlikler düzenlemeliyiz. Zalimlere karşı da tıpkı
bir deprem gibi olmalıyız ki, bizim olduğumuz yerde başka bir şeyin adı
geçememeli…
Bir yerde bir ahlaksızlık, onursuzluk etkinliği mi var, biz
buna öyle alternatifler üretmeliyiz ki, karşı taraf “Bunlar bizim bütün
planlarımızı boşa çıkarıyor.” diyebilmeli. Kalıcı eğitimler, gençlerle kamplar,
onları bilinçlendirme dersleri, helal eğlenceler, İslam’ın hoş kokusunu
alacakları her şey… Tek başına Lut(as) onları nasıl korkuttuysa biz de O’nun
gibi olmalıyız.
Etkinliklerimizin adıyla içeriği uygun olmalı. Örneğin
‘Gençlik şöleni’ ya da ‘bahar şenliği’ diye adlandırdığımız konserlerimiz
gençlere hatta çocuklara uygun olmalı. Sahne süslenmeli, gençlerin bu ümmetin
geleceği olduğu ile ilgili ezgiler bestelenip seslendirilmeli. Birkaç bilindik
çocuk ilahisi söylenip mümkünse çocuk ilahi grubu da eşlik etmeli. Acıklı
ezgiler programın üçte birini geçmemeli.
Son olarak, büyüklere yönelik etkinlikler bile gençler
gözetilerek hazırlanmalı. Zira çok büyük bir genç kitlesi ardımızdan geliyor.
Onlar bu etkinliklere of puf ederek giderse, kendini oraya ait hissetmezse işte
o zaman ciddi ciddi yandık demektir. Ebeveynler programa gidiyor ve çocuğunu da
götürüyorsa, zaten belli bir bilince ermiş demektir. Önemli olan çocukları ve
yeni yetişen gençleri kazanmaktır.
Rabbim çocuklarımızın içinde, dışında, üzerinde, gözünde,
kulağında şeytana bir alan bırakmasın. Bizleri de gelecek nesiller için
hakkıyla çalışanlardan eylesin.