Ben başka bir yazı yazıp Doğruhaber Gazetemize göndermiştim. Bir meslektaşım bana, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanlarından olan Mehmet Uçum’un HÜDA PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen Kürt Çalıştayıyla ilgili sosyal medya paylaşımını okudun mu, dedi. Merak edip baktım. İnanır mısınız, tüylerim diken diken oldu. Azgın bir CHP’linin, katı bir laikçinin, bağnaz bir Kemalist’in bile belki bu kadar insafsız, ötekileştirici, haksız bir üslup kullanmaya çekineceği bir üslup kullanmış bay Uçum…

Sayın Erdoğan böyle adamları hangi gerekçelerle başdanışman yapıyor, barındırıyor, anlamak mümkün değil… Böyle inkârcı, ötekileştirici, tek tipçi kafalar karar alma mercilerinde bulundukça veya karar mercilerinde bulunanları etkileme, yönlendirme gücüne sahip oldukça bu ülkede birlikten, kardeşlikten, vahdetten bahsetmek mümkün değil.

İnkârcı kafayla, yok sayarak, ihanetle suçlayarak, baskılayarak, sindirmeye çalışarak hangi sorunu çözdünüz? Yüz yıldır Kürt halkının dilini yasakladınız, kültürünü, geleneklerini, edebiyatını yok saydınız. Asırlardır sizin atalarınızla omuz omuza bu toprakları ihya etmiş, kültürel olarak beslemiş, medeniyetlerin inşasında ortak olmuş, istilacı düşmana karşı sizinle birlikte savaşmış, şehit düşmüş, Müslümanların birliği için her türlü fedakarlığa katlanmış Müslüman Kürt halkını hep ikinci sınıf vatandaş saydınız. Bu ülkede eşit vatandaş olma özgürlüğünü ona çok gördünüz. Kurtuluş savaşında İngiliz’e, Rus’a, Fransız’a, Yunan’a karşı kahramanca direnip bu ülkenin bölünmesine, parçalanmasına, işgal edilmesine karşı yiğitçe direnen şehirlerin çoğu Kürt şehirleri… Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı şehirler…

Ama siz ne yaptınız… Mecliste bile Kürtçe için bilinmeyen dil dediniz… Daha düne kadar sokakta bile Kürtçe konuşulmasına tahammül etmediniz… Kürt köylerinin asırlık isimlerini uyduruk isimlerle değiştirdiniz…

Müslüman Kürt halkı bölünme istemiyor, asla! Bu ülkede, bu topraklarda, üzerinde asırlardır yaşadıkları ve atalarının kanlarıyla özgürleştirilmiş bu cennet vatanda diğer kavimlerden olan kardeşleriyle insanca, özgürce, aşağılanmadan, insani hakları ellerinden alınmadan yaşamak istiyor.

Kürt halkının da diğer halklar gibi, Türkler ve diğerleri gibi dillerini özgürce kullanabilmeleri, kültür ve edebiyatlarını yaşatabilmeleri, dilleriyle eğitim hakkını elde edebilmeleri niçin bölücülük olsun? Allah’ın onlara verdiği hakları talep etmeleri neden ihanet olsun?

Vazgeçin bu ırkçı anlayıştan! Bu ülkeye en büyük zararı siz veriyorsunuz! Söylemlerinizle, eylemlerinizle PKK gibi oluşumların güçlenmesine yol açıyor, bu ülkeyi bölmek isteyenlerin ellerine bahane veriyorsunuz…

HÜSDA PAR ve onun gibi düşünen, yakın anlayışta olan kesimler bu ülkenin bölünmesini, parçalanmasını asla düşünmediler, düşünmezler de… Onlar Batılı emperyalist güçlerin böl, parçala, yut projelerinden, hain emellerinden haberdardırlar. Aksine onlar bu talepleriyle daha güçlü, iç barışını sağlamış, dış düşmana karşı çelik gibi duran bir ülkenin, bir toplumun inşası hedefindeler.

Asıl sizin gibilerinin anlayışı bu ülkenin geleceğini tehdit ediyor, emperyalist düşmanların iştahını kabartıyor. Yapmayın, etmeyin, bu ülkeye kıymayın… Bunca acı, bunca ölüm, bunca terör yetmedi mi? Bu kafayla hangi sorunu çözdünüz?

Çözümsüzlüğün, bölünme riskinin, iç çatışmanın, güçsüzlüğün kaynağının inkârcı kafa olduğunu daha ne zamana kadar görmezden gelecek, hakikatler karşısında kör ve sağır rolü oynayacaksınız?