Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da
O’nun pak Rasulüne olsun.
Malumunuz maddi manevi zor dönemlerden
geçiyoruz. Zaten dünya yaratıldığından beri zor dönemlerden geçilmediği
olmamıştır. Hz. Âdem’e de kendi dönemi hakkında soru sorulsa “Zor bir dönemden
geçiyoruz.” derdi herhalde. Dünyanın hazineleri elinde olan Hz. Süleyman da çok
büyük sıkıntılar yaşadı şu dünyada.
Peki, bizim bu zor hayat şartlarında
birikmişimiz var mı? Varsa bunlarla ne yapalım? Birikmişi olmak her zaman iyi
midir?
Her insanın birikmişi olmalı… En başta
iyilik biriktirmeli insan amel defterine. O iyiliklerin neticesinde kalbinde
birikmiş huzuru olmalı, zor zamanlarda dua dua harcayacağı… Hani hadis-i
şerifte anlatılan, mağarada mahsur kalan üç arkadaş var ya, tıpkı onlar gibi.
Kaldı ki bu üç arkadaştan biri, iyilik yapması sebebiyle değil, yapabileceği
kötülüğü terk etmesi sebebiyle kurtuluşa mazhar olmuştur. Yani iyilik
biriktirmek gibi, Allah’tan korkarak haramları terk etmek de birikmişimizdir
aslında.
Birikmişi olmalı insanın, dostları,
sevdikleri, muhabbet duydukları… Bazen bir insanı başka bir insan hayata
bağlarken, bazen de bir bitki, bir hayvan buna vesile olabilir. O sevdiğimiz
mahlûk sebebiyle Allah bize güç verir, bizi ayağa kaldırır. Çünkü yaratılanı
Yaratan’dan ötürü sevmişizdir.
Birikmişi olmalı insanın, dua gibi,
ibadet, zikir ve Kur’an gibi… Ezberinde ayetleri, duaları olmalı... Zihnini,
kalbini bir çöplük gibi kullanmamalı insan. Kötülükler içimizde çürür ve bizi
de ruhen çürütür. Buna karşılık güzellikler biriktirmeli insan kalbinin
derinliklerinde, aklının en güzel yerlerinde.
Dili de kalbi gibi güzelliklere alışmalı
insanın… Zira kalpte birikendir dilimize yansıyan. Abdülkadir Geylani
Hz.lerinin buyurduğu gibi: “Kalp denizdir, dil kıyıdır. Denizde ne varsa
kıyıya o vurur.” Denizinde inci mercan varsa kıyıya da o vurur. Yok, eğer
denizinde çöp varsa insanın, içindeki güzellikleri de öldürerek kıyıya o vurur.
Güzel anılardan birikmişi olmalı insanın…
Ancak bu anılar onu yıpratmamalı. “Neden şimdi yaşamıyorum, ah o eski günler…”
demek yerine, onları yaşadığı için şükredebilmeli insan. Yoksa güzel anı
birikmişi de insana azap olur.
Birikmişi olmak her zaman iyi değildir.
Mesela günah biriktirmek, kötü söz, haset, gıybet, kıskançlık, suizan gibi kötülükleri
biriktirmek kimseye fayda sağlamamıştır. Bu manadaki birikmişler nefis ve
şeytan tarafından kalbimize atılmış düğümlerdir.
Affedememek de birikmiş bir yüktür
mesela. Samimi bir şekilde af dileyeni affetmek; içimizdeki biriken karanlığa,
aydınlığa bakan bir kapı açar. Keşke hiç kırılmasak, yıpranmasak, üzülmesek,
herkese rahmet ve muhabbet nazarıyla bakabilsek ama o da nasip kısmet meselesi.
Rabbim iyilik ve iyiliğe dair şeyleri
biriktirmeyi nasip etsin cümlemize. Birikmiş kötülüklerimiz varsa bir an önce
onlardan kurtulmayı, özgür bir birey olmayı nasip etsin.