Kimi iş yapar, kimisi ise iş yapar gibi görünür ama iş yapmadığı gibi kendisine bağlanan hayal ve umutları yokluk vadisine savurur. Büyük bir hayal kırıklığı ve tükenmiş meydana getirir. Yeşeren ve yeşerecek umutların köküne kibrit suyu döker.
Filistin davası herkesin gerçek yüzünü ortaya koyan bir mihenk taşıdır.
Kimisi, Filistin davasına gerçekte destek verip bedel ödeme iradesi ortaya koyar; kimisi de Filsitin davasına destek verir gibi görünüp siyasal meşruiyetini pekiştirmek ve pozisyonunu sağlamlaştırmaya çalışır. Yani Filistin davasını aslında siyasal pozisyonu itibariyle desteklemek zorundadır. Bazı tatlı su destekçileri de bedel ödemeden aradan bu işi götürmeye çalışır. Bedel ödeme söz konusu olunca da ara bir yol tutup insanları kandırmaya çalışır. Eşek arıları gibi durmadan vizildar ama bal yapmaya gelince bir gram bal yapmaz.
Ortadoğu'daki birçok lider, özellikle muhalefete karşı siyasal pozisyonunu güçlendirmek için Filistin davasının hamisi gibi görünmüştür.
Kendi ülkemize gelince; hiç bir bedel ödemeden ara bir yol tutmak istemektedir. Somut adımlar, eğer bir bedel gerektiriyorsa, hiç bir ilerlemenin olmadığını görüyoruz. Ve bazen de öyle tavizler veriliyor, öyle vahim adımlar atılıyor ki; nutuklara umut bağlayan mazlum insanlar başta olmak üzere, herkes hayal kırıklığına uğruyor.
Petrol meselesi, ticaret meselesi, üs meselesi, çifte vatandaşlık meselesi derken; bu liste bir hayli kabartmaktadır.
En son atılan vahim adım, herkesi derin bir hayal kırıklığına uğrattı.
BAE'de vurulan askeri haham olayında, üç Müslüman Türkiye'ye sığındı. Türkiyeli yetkililerin belki de nutuklarına kanarak topraklarımızı emin bir belde olarak gördüler. Ama bu mazlumlar jet hızı ile yakalanarak BAE'ye teslim edildi. Bu kahramanlar ellerinden geleni yaptılar ve bu davaya karşı sorumluluklarını yerine getirdiler. Siz ise onları düşmana teslim ettiniz.
Herkes, bu mazlumların, Siyonistlerin avköpekliğini yapan BAE'ye teslim edilmesinin, ölüm anlamında geldiğini bilir. Ya siyonistlere iade edilecek ya da idam edilecekleri kesin bilindiği halde iade işlemi jet hızı ile yapıldı.
Farklı kaynaklardan gelen bilgiye göre; bu üç Müslümana idam cezası verildi. Şimdi bu ihaneti nasıl izah edeceksiniz? Bunun hesabını Aziz ve Celil olan Allah'a nasıl vereceksiniz?
Haşa, Aziz ve Celil olan Allah'ı kaldırabilir misiniz?
Siz ancak kendi kendinizi kandırıyorsunuz ey şuursuzlar...
Hesap gününün çetinliğinden dolayı, gözlerin dehşet ile yerinden fırlayacağı ve içki içmedikleri halde, hesap gününün dehşetinden, insanların sarhoş gibi dolaştıklari bir günde; Allah'a hangi mazereti sunacaksınız? Yoksa BAE'nin yatırımlarını mı mazeret olarak göstereceksiniz?
15 Temmuz darbesi başta olmak üzere, Türkiye aleyhindeki her komplonun içinde olan BAE'ye bu garibanlari teslim ettiniz. Bundan sonra; kim, niye size güvensin?
Boraltan ihaneti üzerinden CHP'yi vuran ey iktidar, sizin bu vahim adımınızın, Boraltan ihanetinden ne farkı var?
Ey iktidar, ya ne edip bu üç yiğit Müslümanın idamını engellersiniz ve bundan sonra bu vahim hatayı telafi eden adımlar atarsınız ya da kıyamete kadar günahınıza ağlayın ve Allah'ın azabını bekleyin.
Askeri hahamın öldürülmesi meselesi size mi kaldı?
Bu makamda söz sözümüz şudur:
Bal arılarına selam olsun, vızıldamaktan başka bir marifeti olmayan eşek arılarına da yazıklar olsun. Vızıldamanın dozunu artırmakla kimseyi kandıramazsınız; sadece o itici vızıldamalar, bozuk zurnadan çıkan ses gibi kulakları tırmanıyor. İcraat lazım icraat. Biz söze değil, icraata bakarız. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.