Batman gerçekten mahrumiyetler kenti. Adeta üvey evlat gibi.
Batman’ın o kadar çok eksiği var ki… Her anlamda Batman kimsesiz, sahipsiz…
Politikacılarımız, bürokratlarımız, kurum müdürlerimiz halkın karşısına çıkınca
veya kendilerine mikrofon uzatılınca mangalda kül bırakmıyorlar.
Hangi yetkilimizin ağzını açsan projelerini ballandıra
ballandıra anlatır. Şunu yapacağız, bunu yapacağız, şöyle yapacağız, böyle
yapacağız… Ama iş eyleme gelince ne yazık ki elde var sıfır. Birkaç göstermelik
şeyin dışında elle tutulur hiçbir şey yok.
Batman devasa bir şehir ama alt yapısı yüz bin kişilik bir
nüfusa göre. Kocaman bir köy gibi… Yolların, caddelerin, kavşakların
yetersizliği nedeniyle trafik adeta bir işkence… Arabasıyla çarşıya gelen bir
daha gelmemeye ant içiyor. Arabasını park edeceği yer yok çünkü.
Beş yüz binden fazla nüfusa sahip kentte insanların,
ailelerin ulaşabileceği, gidip dinlenebileceği bir mesire alanı yok. Geniş aile
bahçeleri yok. Arabaları olmayan halkın çoğunluğu uzun yaz günlerini kıytırık,
bakımsız, çöpten geçilmeyen, ufak tefek parklarda geçirmek zorunda. Ya da
evlerinde oturmayı tercih edecekler.
İşsizlik desen almış başını gidiyor. Yatırım yapmak isteyen
iş adamları için bile koca şehirde arsa yok. Yıllardır bir ikinci organize
masalı konuşulup duruluyor ama hiçbir gelişme yok. Bürokratlar değişiyor,
belediye başkanları değişiyor, milletvekilleri değişiyor, aynı vaatler yerinde
sayıyor. Batman’ın beş milletvekili var. Dördünün adını dahi bilmiyoruz. Çünkü
ortada yoklar. Ara sıra ortalıkta gördüğümüz milletvekilimiz ise çalakalem
yazıldığı belli olan kısa notlarla Batman için hangi bakanla görüştüğünün
müjdesini veriyor. Ne yazık ki
müjdelerin çoğu da sadece müjde olarak kalıyor.
Projeler havada uçuşuyor. Esentepe’ye cami, İluh Deresini
ıslah, Şehir hastanesi, kent parkı, ikinci organize sanayi, Batman’a temiz su
ve daha bir sürü şey… Projeler bir türlü gerçekleşmiyor. Başka şehirde bir ayda
biten projeler bizde yılları alıyor. Sorunlar bitmiyor.
Bu sorunlarımızdan biri de Batman’da cankurtaranın olmaması…
Canlarımız o kadar ucuz ki! Gençlerimiz, canlarımız suda kayboluyorlar, onları
kurtaracak bir cankurtaran ekibi yok. Cankurtaran ta Van’dan geliyor. Bundan
daha gülünç bir şey olabilir mi? Saatler sonra olay yerine yetişebilen
cankurtaran ne işe yarar ki? Cankurtaran sadece cesetleri çıkarmak için
geliyor.
500 bin nüfuslu şehirde nasıl cankurtaran olmaz? Giden
canlarımızın vebalini kim üstlenecek? Herkes topu birbirine atıyor. AFAD,
Jandarma ve Emniyete, başkası AFAD ile Valiliğe… Herkes, Batman’a, Batman’ın
sorun ve ihtiyaçlarına sahip çıkmayan herkes bu vebalde ortaktır. Şu yetkili
şunları ziyaret etti, şu bürokrat şu etkinliğe katıldı, şu politikacı şu düğün
ve taziyedeydi, falan filan… Bunlar Batman’ın dertlerine çözüm olamaz.
Son olay hepimizin yüreğini yaktı. İki kardeş suda
kaybolduktan altı saat sonra Cankurtaran ekibi gelmiş. Altı saatten sonra gelip
de ne yapacak? Gelmeseydi. Bu iki kardeşin vebalini kim nasıl taşıyacak,
bilemiyorum doğrusu…