Geçen gün sosyal medyada bir paylaşıma
rastladım. Murat Övünç adlı bir eşcinsel sanatçının Gebze’de verdiği konserden
bir alıntı yapılmıştı.
Türkiye’nin geldiği acınası durumu
resmeden görüntüler vardı video alıntısında. Kadın kıyafeti giymiş bir eşcinsel
bir şehirde binlerce kişiye göğsünü gere gere konser verebiliyor. Hem de
kadınlara yönelik. Çok çirkin bir şekilde giyinmiş ve tahrik edici üslupta
şarkı söyleyen bir eşcinsel sanatçı bu ülkenin kadınlarına hiçbir engelle karşılaşmadan
konser verebiliyor. Dahası sosyal medya yoluyla bu konser tüm ülke halkına
rahatça, hiç çekinmeden sunulabiliyor.
Rusya gibi Hıristiyan ülkelerde bile
sapkınlık olarak ilan edilip yasaklanan eşcinsel gruplar bizim ülkemizde dindar
olduklarını söyleyen insanların iktidar oldukları bir zaman diliminde sınırsız
bir özgürlük içinde her türlü faaliyeti icra edebiliyor, iletişim araçlarını
kullanarak sapkınlıklarının propagandasını yapabiliyor ve kendilerini topluma
dayatabiliyorlar.
O videoda gözüme çarpan ve beni kahreden
bir görüntüden bahsedeyim. Bu eşcinsel insan müsveddesinin sözde konserine
katılan kadınların içinde örtülü bayanlar da vardı ve bu örtülü bayanlar en
önde ayak ayaküstüne atarak oturmuşlar, sanatçı müsveddesini alkışlıyorlardı. Ne
acı bir durum değil mi? Kendilerini dindar kabul ettikleri ve buna inandıkları
için başlarını örtmüş bayanlar dini ve ahlaki değerlerle savaş halindeki bir
güruhun ahlak dışı konserini alkış tutarak izleyebiliyorlar.
Bu da Türkiye’nin başka bir fotoğrafı; içi
boşaltılmış, gerçek dinle, dindarlıkla mücadele halinde olan, İslam düşmanları
için zararsız, ruhsuz, yaptırım gücü olmayan, sözde kalmış, birkaç şekilden
ibaret bir dindarlık… Ve bu dindarlık şekli gün geçtikçe yayılıyor, geniş
kitleler tarafından normal karşılanır oluyor, hatta aksi yadırganıyor.
Namaz kılmayan, her tür ahlaksız dizi ve
filmi rahatça izleyip, ahlak dışı konser ve etkinliğe katılmakta beis görmeyen,
sevgili edinmeyi zamanın gereği bilen, ekonomik şartların dayatması
savunmasıyla faize teslim olan bir dindar portresi…
Ah, ülkeyi ne hale getirdiniz! Size
yönelik umutlarımızı yitirdik ne yazık ki. “Öz yurdunda öksüz, öz yurdunda
parya” olmuş dindarların artık bu ülkede insanca yaşayacaklarını, hiçbir
küstahın basit bahanelerin arkasına sığınıp dinlerine, değerlerine
küfredemeyeceğini sanan bizler yanılmış olmanın acısını yaşıyoruz.
Çoğumuz savrulduk, kalanlarımız ise
darmadağın ve dinlerini savunmaktan aciz; küstah saldırganlara feryatlarını
duyuramayacak kadar zayıf. Bizi temsil iddiasıyla yirmi yıldır iktidarın
nimetlerinden faydalananlar bunca tuğyan, bunca azgınlık, bunca sapkınlık
karşısında derin bir sessizliğe gömülüp kıllarını kıpırdatmazlarken; yalan bir
haber üzerinden dinimize, değerlerimize topyekûn saldırı başlatıp her tür ahlak
dışı hakaret ve iftirada bulunan azgınların korosuna adeta destek mahiyetinde
demeçler vermekten çekinmiyorlar. Onlara dur diyeceklerine, bu azgınları
susturacaklarına, zulme uğrayan dindarların haklarını savunacaklarına,
azgınları daha da cesaretlendiren açıklama ve girişimlerde bulunuyorlar.