Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Kemalistler, sekülerleşme adına Türk diline adeta savaş açtılar. Türk Dil Kurumu diye bir kurum uydurup bu kurumun eliyle Türk dilini kuşa çevirdiler. Asırların dili olan Türkçeyi o hale getirdiler ki, yeni nesiller kendilerinden önceki büyük yazarların, ediplerin, düşünürlerin klasikleşmiş yapıtlarını bile okuyamaz, anlayamaz hale geldi. Türk dili uyduruk kelimelerle dolduruldu. Asırların kültürel birikimi, medeniyet mirası yok olup gitti. Köksüz, bakir, yoksul, kelime daracığı zayıf bir dil ortaya çıktı.

Ne yazık ki aynı tehlike Kürtçe için de söz konusu… Kürtçe de en az Türkçe kadar eski, görkemli bir dil… Bin yıllık bir süreç içinde, özellikle Kürtlerin İslam’ı kabul etmesiyle başlayan kültürel kalkınma ve diriliş sürecinde Kürt dili yüzlerce büyük edip, düşünür, bilim adamı yetiştirdi. Asırların eskitemediği klasikleri dünyaya kazandırdı Kürt dili… Kürtçe, bir medeniyet ve uygarlık dili olarak Farsça ve Arapça ile yarıştı adeta… Bu akraba ve dost dillerle etkileşime girdi; onlara çok değerli kavramlar hediye ettiği gibi, onlardan da çok değerli kavramlar hediye aldı.

Ama bugün Kürtçe de Türkçe’nin kaderini paylaşma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Laik, ulusalcı Kürtler, özellikle PKK ve türevleri, Kemalistlerin yolunu takip ederek bir medeniyet ve kültür dili olan Kürtçeyi uyduruk bir dile dönüştürme çabası içine girmişlerdir. Batılılaşma, sekülerleşme, İslami değer ve kavramlardan kurtulma adına Kürtçeyi yoksul bir dile çevirmek istemektedirler.

Kürt dili ve edebiyatını, Kürtlerin tarihsel kültür ve medeniyet mirasını korumak isteyen, Kürtlerin inanç, kültür, gelenek ve değerleriyle barışık olan Kürt düşünür ve aydınları, hatip ve sanatçılar, Kürt dilini korumak için çaba sarfetmeli, güdük, uyduruk bir Kürtçenin doğuşuna engel olmalıdırlar.

Uyduruk bir Kürtçe, kelime dağarcığı yoksul bir Kürtçe, tarihsel medeniyet ve edebiyat dilinden arındırılmış bir Kürtçe, Kürt halkına, Kürt halkının geleceğine, tarihsel mirasına en büyük ihanettir. Böyle bir durum Kürt halkını, köksüz, cahil, sömürgeci Batıya kolay lokma haline getirecek bir halk haline getirecektir. Kürt gençliğini, yeni nesilleri atalarının mirasından faydalanmaktan mahrum bırakacak, asırların birikimini okuyamayacak, anlayamayacak duruma getirecektir.

Ne yazık ki başta PKK ve türevleri olmak üzere, Batıcı, laik, ulusalcı Kürtler böyle bir şeyi istemektedirler. Kendi köklerinden koparılmış, medeniyet mirasından, tarih ve edebiyatından mahrum, zihinleri esir alınmaya müsait bir gençlik. Böyle bir gençliğe istedikleri sapkın düşünceyi aşılayabilecek, egemen güçlere asker ve misyoner haline getirebilecek, çok rahat bir şekilde yönetip yönlendirebilecekler.

Böylece, Kürtlük adına, Kürt davası adına, Kürt halkının değer ve geleneklerine sahip çıkma adına, Kürt dilini koruma adına mücadele ettiğini sanan gençlerin zihni bu şeytani yönlendirme ve projeler sonucunda Kürt halkının medeniyet mirasıyla değil sapkın Marksist, Leninist kavramlarla dolup taşacak.

Ehmedê Xanî, Feqiyê Teyran, Melayê Cizîrî, Ali Hariri, Ehmedê Muxlis gibi eserleri klasikleşip dünya edebiyatına mal olmuş, Kürtçeyi dünyanın seçkin dilleri arasına katmış edip ve şairleri değil de Kürt halkını, tarihini, hatta belki varlığını bile tanımayan, Kürtlerin tüm değer ve geleneklerine, dinine, yaşam tarzına düşman, ateist Batılı düşünür ve aydınları okuyup onların peşinde koşan Kürt gençliği, tüm bunları özgür Kürdistan adına yaptığı sanısıyla hareket edecek…