Bu arada çocuğu ilkokula
başlayacak olanların en çok sordukları soruların başında gelen sorulardan biri.
Neden herkes iyi bir öğretmen arayışında? Bütün öğretmenler iyi değil mi?
Şurası bir gerçek ki, bir çocuk
için en büyük şans iyi bir ilkokul öğretmenine denk gelmesidir. Çünkü, çocuğa
şekil ve şahsiyet kazandıran kişilerin başında ilkokul öğretmenleri
gelmektedir. Anasınıfı da önemli olmakla beraber dört yıl boyunca bir öğrenciyi
okutan iyi bir öğretmenin bir öğrencinin yetişmesinde katkısı kadar etkili
değildir.
Ancak iyi öğretmen derken ne
kastediliyor onu anlamak veya ailelerin buna yükledikleri anlam
değişebilmektedir. İyi öğretmen öğrencilerini kısa sürede okumaya geçiren öğretmen
mi, çok ödev veren öğretmen mi, ilkokul birinci sınıfta öğrencileri test
çözmede yarıştıran öğretmen mi, dersle beraber öğrencilerin iyi bir ahlak,
duyarlı bir insan olarak yetiştiren öğretmen mi akla gelmelidir? Günümüzde
başarı derken sadece akademik başarı akla geldiğinden, katıldığı sınavlarda tüm
soruları doğru yanıtlayan, ancak insani değerlerden bihaber yetişen
öğrencilerin toplumda nelere mal olduklarını her gün yaşadığımız olaylarda
görmekteyiz.
Ne yazık ki, ailelerimiz
çocukları üzerinden yarışmaktadırlar. Benim oğlum sınavda full çekti, benim
kızım dershanede birinci geldi türünden kasılmalar, aslından çocukların
geleceklerini de bitirmektedir. Herkes çocuğunun çok iyi olduğunu, dolayısıyla
en iyi öğretmeni hakkettiğini, bunun için de mutlaka iyi bir öğretmene vermek
gerektiğini söyleyip durmaktadır. Sormak gerekir, siz iyi bir öğretmen
arıyorsunuz ama siz iyi bir anne baba mısınız? Unutmayalım ki, öğretmenler de
iyi anne baba aramaktadırlar.
Bu sıralar nüfus müdürlükleri
adres değişiklik istekleri ile dolup taşmaktadır. Nedeni basit. Hile yoluyla
adresini çocuğunu göndermek istediği okulun kayıt alanına taşımak. Velinin
beyanı esas olunca kimsenin nerde oturduğu önemli olmuyor. Nasılsa bir yolu
bulunur. Bir hal çaresi vardır mutlaka. Zaten demokraside çareler tükenmezdi
değil mi?
Millet ve devlet olarak kendimizi
kandırmakta üstümüze yoktur. En iyi kanunu en kullanılmaz hale getirme
konusunda dünyada birinciyiz. Ne yazık ki, bunun da sorumlusu yine eğitim
sistemidir. Öyle ya şu anda Türkiye’de yaşayıp da bu eğitim sisteminin
çarkından geçmeyen kimse olmadığına göre, demek ki, kanunları uygulayanlarda
sorun vardır. Yunan filozof Solon’un dediği gibi: ”Kanunlar örümcek ağlarına
benzer: Güçsüz ve hafif şeyler ona yakalanır; daha ağır olanlar ise onu
parçalayıp geçer.”
Söz burdan açılmışken, neden bir
okulda bazı öğretmenler çok tercih ediliyor da bazıları edilmiyor. Bu
öğretmenler gerçekten başarısız mı yoksa reklam mı yapmıyorlar? Ya da çalışıp
çalışmamak bir şeyi değiştirmiyor nasıl olsa, kendimi neden daha fazla yorayım.
Nasıl olsa çalışan da aynı ücreti alıyor, çalışmayan da, modunda mıdırlar? Bura
da idealizm ile beraber vicdan olayı da ortaya çıkıyor. Her alanda olduğu gibi eğitimde de bazı
öğretmenler işlerini diğer meslektaşlarına göre daha iyi yaptıkları bir gerçek.
Bazıları eğitim fakültesi mezunu olmadıkları halde en iyi şekilde öğretmenlik
yapabildikleri halde, bazıları da en iyi üniversitelerden de mezun olmalarına
rağmen mesleklerini severek yapmadıklarından başarıyı yakalayamamaktadırlar.
Bununla beraber vicdan dediğimiz olgu da devreye girmektedir. Çünkü sınıfa
girdikten sonra bir öğretmenim en iyi müfettişi vicdanıdır.
Belli başlı bazı okullarımızda bu
durum daha çok öne çıkmaktadır. Sözüm ona duyarlı velilerin olduğu semtlerdeki okullarda
öğretmen bulma konusu daha çok sorun olmaktadır. İyi eğitim almak herkesin
hakkı. Devlet okullarının ve sınıfların kapasitesi de belli. Dolayısıyla kendi
çocuğunun eğitimi için adres değiştirenler, normalde diğer velilerin de hakkını
gasp etmektedirler. Hak gaspı ile başlayan bir eğitim sisteminden ne
beklenebilir ki?
Bazı okullarımızın önünde okul
servislerinden geçilmemektedir. Oysa her okul kendi çevresinde öğrenci alacak
olsa bu servislerin yarısı da olmaması gerekirdi. Neresinden bakarsanız bir
çıkmazın içindeyiz. Bu işler nasıl çözülür, büyüklerimiz bu işlere kafa yoruyor
mu bilmiyorum, ama bu gidişatın iyi olmadığını artık sağır sultanlar bile
biliyor. Liselerle ilgili konuya haftaya değineceğiz.