Gün geçtikçe daha çok insan
tarafından kullanılıp hayatımızda daha çok yer edinen sosyal medya, hayatımızın
önemli bir parçası haline gelmiştir. Sigara gibi bazı insanlarda bağımlılık
haline bile gelmiş. Hatta bu bağımlılık bazı yuvaların dağılmasına dahi sebep
olmuş.
Sosyal ilişkilerimizde,
alışverişlerde, iyi veya kötü gelişimimizde sosyal medya etkili bir silahtır.
Eskiden anne ve babalar çocuklarına; oğlum filankesin çocuğuyla arkadaşlık
kurma bozulursun, diye uyarırlardı. Ama artık arkadaşlıklar yanı başımıza yani
cebimize kadar geldi. Kişinin takip ettiği kişiler onun hayatı üzerinde
belirleyicidir. Üzüm, üzüme baka baka kararır, atasözümüzün yerine; takipçi,
takip ettiğine bakarak şekil alır, diyecez. Kurtla, köpekle arkadaşlık yapan;
ulumayı, havlamaya öğrenir. Normal hayatta; yalancı, hırsız, düşük ahlaklı gibi
kişilerle arkadaşlık kurulmazken, sosyal medyada bu kötü özellikleri
taşıyanlarla takipleşip arkadaşlık kurmak, kötülüğe kendi elimizle davetiye çıkarmak
demektir. Bu kötü insanlar bizim takiplerimiz ve beğenilerimiz sayesinde
kötülüğü yayıyorlar. Kötülüklerine güç katan bizleriz. Kimse zorla bunları
takip et demiyor.
Doğru kullanıldığında yüksek
insan potansiyelini barındıran sosyal medya, kullanıcılar tarafından ne yazık
ki faydalı şeyler için kullanılmıyor.
17 Aralık 2010 günü Tunuslu
Muhammed Bu azizi, zabıtaların tezgahının ruhsatsız olduğu gerekçesiyle tartı
aletine ve tezgahına el koymak isterken onlara direnmiş ve pazar yerinde
kendini yakmış. Haberinin twitter’da bir anda duyulmasıyla halk sokaklara akın
etti. Buna tepki olarak 18 Aralık günü Tunus’ta halkın sokaklara dökülmesiyle
de daha sonra “Arap Baharı” olarak adlandırılacak muhalif hareketlerin
kıvılcımı yakılmıştı. Yasemin Devrimi’yle 23 yıldır iktidarda olan Zeynel
Abidin Bin Ali 14 Ocak 2011’de iktidarı bırakarak yurt dışına kaçtı. Tunus’ta
başlayan protestolar, domino etkisi göstererek benzer sorunlar yaşayan Arap
dünyasına da yayılmıştır. Aynı şekilde sosyal medya gücüyle halkın sokaklara
inmesiyle, Mısır’da 30 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek, Libya’da 42 yıllık
diktatör Muammer Kaddafi devrildi.
Adeletin olmadığı beşeri
ideolojilerin hakim olduğu yerlerde hakkınızı kanuni yollardan her zaman
alamayabilirsiniz. Kanunların, yetkililerin yapamadığını sosyal medyanın gücü
yapar.
Türkiye’de de ağaçların kesimi
bahane edilerek “Gezi parkı” eylemleri düzenlendi. Ama, arka planda bazı
isteklerini hükümete kabul ettirmek vardı. Haftalarca her yeri ateşe vererek
dış mihrakların da gücünü arkasına alarak işi farklı bir boyuta
taşıdılar.
Sosyal medyanın bu gücüne rağmen
ne yazık ki insanlarımız bu gücün farkında değiller. Özellikle genç
kardeşlerimiz sosyal medya üzerinden İslam'ın sesine ses olacaklarına, yerine
nerde ahlaksız biri varsa onu takip ederek küfrün ekmeğine yağ
sürüyorlar.
Halbuki Allah kuranda küfre karşı
güçlenmemizi isterken bizler küfrün gücüne güç katıyoruz. Mealen; Siz de onlara
karşı gücünüzün yettiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın ki, bununla
Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanınızı ve sizin bilmeyip, Allah'ın bildiği
düşmanları korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, size tam olarak
ödenir...{Enfal-60}
İslami güçlü kılacak ne varsa onu
hazırlamak lazım. Bazen güç kitaptır, bazen silah, bazen ilim, bazen de küfre
karşı tek ses olmaktır. Hudeybiye ant maddelerini çiğneyen Mekkeli müşrikler,
Ebû Süfyân’ı Medine’ye göndererek anlaşmayı yenilemek istediler. Kime gittiyse
bir sonuç elde edemedi. En son şu unutulmaz sözü söylemek zorunda kaldı: “Size,
hepsinin kalpleri ve sözleri, tek bir kalbe bağlı olan bir topluluktan
geliyorum.” Bu, muhteşem bir tanımlamadır. Ey kardeşler! Bizlerde
kalbimizi, sözümüzü birleşmek istiyorsak birbirimizi takip edip
desteklemeliyiz. Yoksa sağa sola dağılmış, ne idiğü belli olmayan kişilerin
hesaplarını takip ederek sözlerini okuyarak kalbimiz ve sözlerimiz
birleşmez.
Bunun için insanlarımız İslâm'a
hizmet eden hesapları takip ederek Müslümanların gücüne güç katacaklar. İslâm'a
hizmet eden kurumların hesaplarını takip edip ritvitleyerek ve beğenerek, tag
çalışmalarına katılarak tek ses olacağız..