Gazze’de sınır tanımaz
soykırım tüm dehşetiyle devam ederken, birçok insan çaresizce “uluslararası
toplum”un artık bu konuda adım atması gerektiğini söylüyor.
Ama bir şey göz ardı
ediliyor.
Dünyada birçok yeri kuşatmış
olan Siyonist zihnin muhakeme usulü çok farklı çalışıyor.
Onlar soruna bakarken sadece
işgalci terörist rejimin argümanları ile bakıyorlar.
Onlara göre işgal yok,
soykırım yok, çocukların üzerine bombaların yağdırılması diye bir şey de yok!
Sadece kendi halinde yaşayan israilli sivillerin “terörist saldırılarına” maruz
kalması var.
Filistinlilerin varlığını ve
yaşam hakkını kabul etmeyen Siyonist zihin dünyası hepsini esir etmiş.
10 binden fazla çocuk vahşice
katledilmişken Beyaz Saray sözcüsü “israil’in siviller konusunda hassas
davrandığını düşünüyoruz” demişti.
Hatta daha da ileri gittiler.
ABD eski Başkan Yardımcısı
Mike Pence, Gazze’nin kuzeyindeki işgalci teröristleri destek için ziyaret
ederek, soykırımda kullanılan "top mermilerine" imza attı.
Hastaneler, mabetler, okullar
bombalanırken, hedef gözeterek gazeteciler katledilirken, işgalci teröristler
işledikleri vahşi cinayetler ile övünürken şunları söyledi Mike Pence:
“Yaptıklarınızı takdir ediyoruz. ABD hükümeti adına artık konuşmuyorum. Ancak
Amerikan halkı adına, 'biz sizlerin yanındayız ve olmaya devam edeceğimizi'
söylüyorum."
Fingelstein, Siyonist zihin
dünyasının Amerika’yı nasıl kuşattığını şöyle anlatıyor: “Soykırım'la ilgili
anma programları dışında tam 7 eyalet, okullarda Soykırım eğitimini zorunlu
tutuyor. Birçok üniversitenin de Soykırım çalışmalarıyla ilgili kürsüsü var.
New York Times'ta Soykırım'la ilgili büyük bir haberin geçmediği hafta yoktur.”
(Norman Fingelstein, Soykırım Endüstrisi)
Soykırım mağduriyeti ile
oluşturulan “Yahudilerin her şey yapma hakkı vardır” sözünün bir kanun metni
gibi Batı’nın her yerine sirayet ettiğini, buna karşı en ufak itirazın bile
şiddetli tepkiler ve cezalarla karşılandığını unutmayalım. Sağ ya da sol
ideolojiye mensup olması fark etmez, tüm Yahudi siyasetçilerin bunu
içselleştirdikleri ve tüm siyasetlerin bu çerçevede oluşturulduğu gerçeği yakın
tarihi inceleyen herkesin kolaylıkla fark edebileceği bir şeydir.
Fingelstein, kavramlara nasıl
Siyonist zihin dünyasına göre sınırların çizildiğini şöyle anlatır:
“2000 Ocağı'nda aralarında
İsrail başbakanı Ehud Barak'ın da bulunduğu yaklaşık 50 ülkeden gelen
yetkililer Stockholm'deki büyük bir Soykırım eğitimi konferansına katıldı.
Konferansın nihai deklarasyonunda soykırımın, etnik temizliğin, ırkçılığın ve
yabancı düşmanlığının kötülükleriyle mücadele etmenin, uluslararası toplumun
boynuna "kutsal bir borç" olduğunun altı çizildi. Daha sonra
İsviçreli bir muhabir Barak'a Filistinli mültecilerin durumunu sordu. Barak
prensip olarak tek bir mültecinin bile İsrail'e gelmesine karşı olduğunu
söyledi: "Mülteciler için ahlaki, yasal ya da başka tür bir sorumluluk
yüklenemeyiz." Konferansın Soykırım endüstrisi için büyük bir başarı
olduğu açıktı.” (Norman Fingelstein, Soykırım Endüstrisi)
Soykırım, etnik temizlik,
ırkçılık…
Şu anda işgalci Siyonist
rejimi ve yaptıklarını tam olarak ifade eden kavramlar; ama siyonizmin ayar
verdiği zihin dünyasında her zaman işgalci Yahudiler masum, toprakları işgal
edilen, mabetlerine, evlerine, tarlalarına el konulan, abluka altında yaşam hakları
engellenen insanlar ise terörist oluyor.
İşgalci teröristin Maliye
Bakanı Bezalel Smotrich, işte bu rahatlıkla konuşuyor, çünkü arkasında
gerçekleri sürekli çarpıtan, her işledikleri vahşeti normalleştiren süper
güçler var:
"Orada uzun süre Yahudi
varlığı olmalı ki terörizm orada gelişmesin, çünkü biz orada olmazsak her sabah
bizi yok etmek isteyen iki milyon Nazi olacak. Biz var olmayacağız, nokta. On
yıl ya da 15 yıl sonra yeni bir 7 Ekim'e uyanacağız."
Paranoyaklığın geldiği seviye
bu!
Naziler işgalci idi,
Yahudiler de işgalci..
Naziler soykırımcı idi,
Yahudiler de soykırımcı..
Naziler ırkçı idi, Yahudiler
de ırkçı..
Tek fark şu:
Naziler ne yaptılarsa kendi
başlarına yaptılar, Yahudiler ise arkalarına dünyanın süper güçlerini aldılar,
paralı askerler topladılar, Gazze’nin neredeyse her metrekaresini bombaladılar;
ama yine de yok edilmekten korkuyorlar.
Allah’ın izniyle korktukları başlarına gelecek.