Amerika’nın değişik
yerlerinde 30 yıl öğretmenlik yaptıktan ve bu meslekten emekli olan John Gaylor
Gatto, mesleki deneyimlerini ve okulu, müfredatı, öğrenci-öğretmen-veli
ilişkilerini, okul sürecinde öğrencilere dikte ettirilen bilgiyi, bir fabrika
gibi işlev gören okulları ve onların yöneticilerini uzun, dikkatli bir
gözlemden sonra “Eğitim Bir Kitle İmha Silahı: Zorunlu Eğitimin Karanlık
Dünyasında Bir Yolculuk” isimli bir kitap yazdı. Bu bakış açısıyla alanında ilk olma özelliği
taşıyan kitap, eğitim çevrelerinde çokça konuşuldu ve tartışıldı. Eleştiri konusu
ettiği konular, ülkemizdekilerle benzerlik taşıdığından kitap, eğitim
camiamızda da isminden çokça bahsettirdi.
Gatto’nun kitabının ana
malzemesini oluşturan husus zorunlu eğitim. Yani çocukların okullara gitmeye
mecbur ve mahkum edilmesi. Ona göre okul, kasıtlı olarak insana zarar vermek
için açılan kurumlardır. O’na göre bu şüphe götürmez bir gerçektir. Gatto’ya
göre ülkeyi yöneteceklerin esas işlevi, nüfusu yönetilebilir kılmaktır. Zorunlu
eğitimin tuzağından kurtulmayı başarabilmiş insanlar ancak kişisel
potansiyellerini geliştirebilir ve de farklı yetiştirilmiş ve beceri edinmiş
olanlar potansiyeli yüksek şahıslar olarak ortaya çıkarlar. Gatto aynı zamanda,
insanı bir mekana kapatmaya dayalı okulun, hayatları tek tip hale getirdiğini;
okulların, zararsız bir seçmen kitlesi ve köle ruhlu iş gücü ordusu
yetiştirdiğini, zihinleri iğdiş edilmiş bir tüketici sürüsüne hayat verdiğini
söyler. O; okulu, genç zihinlerin denek olduğu bir laboratuvar, bir şirkete
dönüşmüş toplumun ihtiyaç duyduğu alışkanlıkların ve davranış kalıplarının
üretildiği bir imalathane olarak görür. Son olarak Gatto, öğrenci velilerine de
şu tavsiyelerde bulunur: Okullar çocuklara işçi ve tüketici olmayı öğretir, siz
kendi çocuklarınıza lider ve maceracı olmayı öğretin, okullar; düşünsel olarak
itaat etmeyi öğretir, siz çocuklarınıza eleştirel ve bağımsız düşünmeyi
öğretin.
Yazarın söylediklerine
itiraz edenler olacaktır şüphesiz. Mesela Amerika toplumu için yazılmış bir
kitap bizim toplumumuzu ne derece alakadar eder, denilebilir. Ama iddia
ettiklerine bakıldığında ve bizim okullarımız, bizim toplumumuz düşünüldüğünde durumun
çok da farklı olmadığı görülecektir.
Gatto’nun
endişe ettiği sebepten değil belki ama bambaşka bir sebepten dolayı şu an
okullarımız kapalı. Kapalı kalmaya da devam edecek gibi görünüyor. Bu durum da
veliyi, öğrenciyi ve ilgili olanları endişeye sevk ediyor. Oysa öğretimden
maksat öğrenme ise günümüzde sahip olduğumuz dijital alt yapı sayesinde bilgiye
ulaşmanın önünde herhangi bir engel yoktur. Ciddi, planlı, ne aradığını bilen
biri, tıpkı yetişkin eğitimlerinde olduğu gibi, herhangi bir eğitim kurumuna
ihtiyaç duymadan, sınırsız platformdan bilgiye ulaşabilir. Üstelik okula
ulaşmak ve okulda geçen süre içerisinde karşılaşacağı bütün olumsuzluklardan
emin olarak; zamandan tasarruf ederek, beslenmesini, çevresini bildiği bir
yerde öğrenme faaliyetlerini gerçekleştirmesi daha tercih edilir.
Öğrenciyi stres sokan unsurların başında sınavlar gelir. Öğrenci
genellikle sınavlarda başarılı olmak için çalışır. Karne notlarının ve sıralama sınavlarında bir adım önde olmasının
ona avantaj sağlayacağını bilir. Bu sebeple öğrendiklerinin ve öğreneceklerinin
ömrü sınavdan sonrasına kadardır. Bilgiyi gerçek hayatta kullanamaması da bunu
etkileyen önemli bir unsurdur.
Salgın sebebiyle uzaktan
eğitimin devam ettiği günümüzde sınavların da azaldığı veya ertelendiğini
biliyoruz. O halde sıkıntı ve stresten uzak, sınava hazırlanmak için değil,
bilginin öğrenilmesi gereğine inanarak her öğrencinin kendisine
yarayacak bilgiyi elde edebilmesinin mücadelesini vermesi gerekir.
Biz ve bize benzer ülkelerde eğitimcilerin
dillerinden düşürmedikleri “Fırsat Eşitliği” uzaktan eğitim yoluyla gerçeğe
dönüşen bir durum gibi görülüyor. Batman gibi küçük bir şehirde bile mahalleler
arasında görülen bu alandaki farklılıklar ülke genelinde düşünüldüğünde
eğitimde fırsat eşitliğine ne denli uzak olduğumuz anlaşılacaktır. Uzaktan
eğitim bu eşitsizliği en aza indirmek için bir imkan oluşturabilir. Yeter ki
bilgiye ulaşmanın önündeki engelleri kaldıralım ve bilgiye ulaşmak için gerekli
teknolojik imkanlarımızı oluşturalım.