Yaz mevsiminin sonuna geldik. Çoğunlukla eğlence, dinlence, gezmece, yemece, içmece  gibi fiillerin doyasıya yapılabileceği bir mevsim olarak kabul edilir yaz mevsimi.

Zira yıl boyunca çok yorulmuştur herkes ve bu fiileri tatil üst başlığı altında yapmayı sonuna kadar hak etmiştir. Bu  düşünce, istisnalar dışında neredeyse her insanın zihninde hakim bir kanaat olarak oturmuştur.

Hatta bırakın oturmayı, zihinlerde pervasızca, şımarıkça, geniş geniş oturmuş ve yayılmıştır bu kanaat. Hatta öyle ki, adeta yaz mevsiminde başka hiçbir şey yapılmaz, yapılamaz, yapılmamalı gibi sabit bir fikir oluşmuştur toplumun neredeyse tüm kesimlerinde.

Oysa yaz mevsimi pek çok konuda olduğu gibi, bilhassa aile içi iletişim, çocuk terbiyesi/ eğitimi gibi konularda bulunmaz bir fırsattır. Bu şekilde görüp değerlendirebilenlere ne mutlu.

Ağustos böceği modunda geçirenlere de geçmişler olsun. Gaflet, sefahat ve rehavet içinde geçen ve kaçırılan koca bir mevsim için.

Okulların ve pek çok eğitim kurumunun açılmasıyla beraber çok yoğun ve telaşlı günler bekliyor ebeveynleri. Herkesçe malumdur ki, bu dönemlerde aynı sofrada oturmak, aynı muhabbet ortamında bulunmak, hatta günlerce sağlıklı bir şekilde konuşabilmek bile mümkün olamayabiliyor. İşte o vakit, yaz mevsiminde boşa geçen uygun zaman ve ortamların kıymetini bir kez daha anlayabiliyoruz.

Yine herkesçe malumdur ki, çocuklarımız, gençlerimiz dijital dünyayla iç içe yaşıyorlar. Bazen farkında olmadan yaşlarına, seviyelerine, gelişimlerine uygun olmayan ahlâkî dejenerasyona ve itikadi aşınmalara sebep olabilecek içeriklere maruz kalabiliyorlar.

Sosyal hayattaki olası sorun ve sıkıntılar ortada...

 Sadece bu cihetten bile baksak, onlara sağlayabileceğimiz sağlıklı ve güvenli sosyal ortamların, geçireceğimiz kaliteli vakitlerin, edeceğimiz geliştirici muhabbetlerin, vereceğimiz öğretici nasihatlerin değerini bir kez daha anlayabiliriz.

Yaz dönemi bu manada aslında bir tatil döneminden öte, bir tebdil dönemidir.

 Ailemiz ve çocuklarımız adına, sıkışık ve karmaşık zamanlarda gerçekleştiremediğimiz pek çok şeyi geniş geniş, rahat rahat gerçekleştirebileceğimiz bir dönemdir.

Yeni bir üniversiteye, liseye, ortaokula, ilkokula ve hatta okul öncesi eğitim kurumlarına başlayan gençlerimiz, çocuklarımız var..

Hakeza kurs, medrese veya dershaneye.

Yeni insanlar, yeni ortamlar, yeni deneyimler, yepyeni imtihanlar...

Bununla beraber bir önceki dönem eğitim gördükleri eğitim  kurumlarına devam edenler var..

Hülasa yepyeni bir sezon bekliyor çocuklarımızı ve gençlerimizi. Yoğun ve yorgun bir mesai ise tüm ebeveynleri.

Yaz mevsiminin bu son demini bir silkiniş, uyanış ve hazırlanış dönemi olarak değerlendirmek, bu manada güzel tohumlar serpmek, yıl boyunca semeresini alacağımız salim bir sonuca ulaştıracaktır bizleri biiznillah. Yani bu son günler, tabiri caizse; tünelden önce son çıkıştır.

 

Artık gerisi bize kalmış. Nebevi nasihate tabi olarak, devemizi bağlayıp aktif bir tevekkül ile mi yola devam edeceğiz, yoksa ‘saldım çayıra Mevla’m kayıra’ diyerek, pasif bir pozisyon alarak, kenara mı çekileceğiz???