Değerli yazar kardeşim Fikret Bayram’ın “Peygamber Fedaileri” adlı son kitabı bende çok olumlu duygular uyandırdı. Beklentimin üstünde bir performans ve güzellikle karşılaştım. Semere Yayınları’ndan çıkmış roman tadındaki bu güzel kitap bizi alıp Saadet Asrına, Peygamber Aleyhisselam’ın dönemine götürüyor. Gençlerin çok rahat okuyabileceği, akıcı bir dille yazılmış, dolu dolu bir çalışma…
Doğrusu çok zengin bir tarihi mirasımız var. Özellikle Saadet Asrı bir kültür hazinesi mesabesinde… O dönemle ilgili yüzlerce roman, öykü ve diğer alanlarda kitaplar yazılabilir. Ama ne yazık ki bu alan bunca kültürel zenginliğine rağmen işlenmemiş bir maden gibi…
Gençlerimiz, erkek ve kadınlarımız, çocuklarımız siyeri öğrenmeli, siyer kültürüyle haşir neşir olmalı. Bizi biz yapan en önemli kültürel değerlerimizden biri de siyer bilincidir. Siyerden, siyer kültüründen uzaklaştığımız için peygamberimizi, onun örnek hayatını, ilk Müslümanların yaşadığı İslam’ı unuttuk, gerçek İslam ile aramıza kalın duvarlar örüldü.
Siyeri bilmeden, Saadet Asrını bilmeden Peygamberimizi bilemeyiz, Onun yaşadığı İslam’dan bihaber kalırız. İlk Müslümanların nasıl olup da çok az bir güçle otuz yıl içinde dünyanın süper güçlerini yerle bir edip Evrensel İslam Devletini inşa ettiklerini, dünyanın hakimleri haline geldiklerini algılayamayız.
Kendi özümüze dönmek için, sömürgeci güçlerin tahakkümünden kurtulmak için, Siyonist cepheyle hesaplaşıp özgürleşmek için, İslam’ı tekrar dünyanın egemen gücü haline getirebilmek için, İslami bir toplum ve dünyayı inşa edebilmek için, ümmet olarak adil bir dünyaya uyanıp izzet sahibi olmak için siyer kültürüne aşina olmalı, Peygamberin, Ehl-i Beytinin ve seçkin ashabının yaşadığı gibi bir İslami hayat yaşamalıyız.
Fikret Bayram’ın “Peygamber Fedaileri” adlı son kitabı ile bu alanda bir boşluğu doldurduğu inancındayım. Bayram, akıcı bir üslupla ilk Müslümanların İslam için katlandıkları fedakârlıkları, İslam düşmanlarına karşı verdikleri destansı mücadeleyi, direnişi anlatıyor. Ahiret bilincinin ilk Müslümanların arasında nasıl diri olduğunu, şehadet ve cennet arzusunun onları nasıl korku ve esaret bağlarından azade kıldığını beş ayrı öyküde anlatıyor. Bizi adeta o muhteşem atmosfere götürüyor.
Bayram, “Hayber’i Titreten Fedailer” adlı ilk öyküsünde lanetli Yahudilerin Müslümanlar aleyhindeki komplo ve desiselerini, ihanetlerini, müşriklerle iş birliğine girerek genç İslam Devletini yıkma girişimlerini; bunun karşısında Peygamberin ve yiğit arkadaşlarının kahramanca direnişlerini ve Yahudileri cezalandırışlarını anlatıyor.
“Korkusuz Fedai” adlı öyküsünde de Yahudilerle olan mücadeleyi anlatıyor. Bu defa öykünün en belirgin kahramanı Hazreti Ali…
Öyküleri okuduğumuz zaman o günkü Yahudilerinin de bugünkü Siyonist Yahudiler ile aynı karakteri paylaştığını, bugünün Yahudileri kadar alçak, hain, vahşi, soykırımcı olduklarını öğreniyoruz. Aradan geçen bin dört yüz yıla rağmen Yahudi zihniyetinde değişen bir şey yok. O gün de bugün de İslam’ın ve Müslümanların en büyük en alçak en hain düşmanları Yahudiler…
Bayram’ın diğer üç öyküsü, “Hokkabaz”, “Küstah Şair” ve “Meçhul Fedai” de Ashabın, ilk Müslümanların kahramanlıklarını anlatıyor. Allah için nasıl dünyadan ve hayattan vazgeçtiklerini ya izzet içinde yaşam ya da şerefli bir şehadet düsturuyla hareket ettiklerini işliyor.
Fikret Bayram’ın bu değerli eserini tüm dostlara, özellikle genç kardeşlerime tavsiye ediyorum. Lütfen okuyalım, okutalım…