Amid (Diyarbekir) ve Meyyâfârikin’de (Silvan) hüküm sürmüş Müslüman bir Kürt ailesidir. 983-1085 yılları arasında yaklaşık 100 yıl hüküm süren devletin kurucusu Ebu Şuca Abdullah Hüseyin’dir. Bu kişi Bâz bin Dostık olarak tanınır.

Burada dikkatinizi Bâd/Bâz kelimesine çekmek istiyorum. Arapça’da “D” (Dat) ve “Z” harfleri birbirlerinin yerine kullanılabiliyor. Bazı kaynaklarda “Bâd” olarak geçen kelimenin aslı “Bâz”dır.

Öyle anlaşılıyor ki o dönemlerde eski Kürtçe isimler kullanılmaktaydı. Kürtçe bilmeyenler için yazalım. “Bâz” Kürtçe’de şahin, atmaca türü kuşlar için kullanılır. Tayrê Bâz bahsettiğimiz kuş çeşididir. Atak, aktiflik anlamlarını içerir. Buradan hareketle koşmak kelimesinin karşılığı “Bâzdan”dır.

 Bâz bin Dostık için kaynaklar çobandı diyor. Dağda çobanlık yapan bu aktif Kürt, sonra isyancı/asi bir tavırla tarih sahnesine çıktı. Çünkü İbnü’l-Esir’in bildirdiğine göre; o yıllarda Büveyhî Devletinin Amid ve Meyyâfârikin’e baskı ve saldırıları vardı.

İhtimalle, Bâz bu duruma müdahale edip, ilk siyasi faaliyetlerini Büveyhîlere karşı gerçekleştirdi. Etrafına topladığı isyancı grupla ilk etapta Erciş’i aldı. Büveyhî emiri Adudu’d-Devle ölünce, Meyyâfârikin’i alıp Mervânî Devletinin temellerini attı. Yavaş yavaş topraklarını genişletti. Ahlat, Amid, Nusaybin ve Cizre gibi şehirleri aldı.

Tabi Büveyhîler de boş durmuyordu. Bâz’ın üzerine iki ordu gönderdiler ama her iki ordu da yenildi. 984 yılında Musul’a sahip olan Bâz, hemen hemen tüm bölgeye hâkim oldu. Belki de elde ettiği bu başarılar ona Bağdat üzerine yürüme cesareti verdi. Fakat mağlup oldu ve Musul’u da kaybetti. Musul’u geri almak için hemen sefere çıktı ama burada bulunan Hamdanîlere yenildi ve savaşta hayatını kaybetti. (990 veya 991)

Bâz’dan sonra yeğeni Ebu Hesen bin Mervân bin Kek 991 yılında yönetimi devraldı. İşte devleti kurumsallaştıran bu kişi olduğu için, devletlerine Mervânîler ismi verildi. İsminin sonundaki dedesinin ismi olan “Kek” kelimesinin Kürtçe’de kardeş anlamına geldiğini belirmek isterim. Mardin ili Gercüş ilçesinin bir köyünün ismi bugün dahi Mervâniyê’dir. İhtimalle bu devletin ismini taşıyor.

Ebu Hesen’in öldürülmesinden sonra yerine kardeşi Ebû Mansur Mümehhidü’d-Devle Said geçti. Onun da yerine kardeşi Nasrü’d-Devle Ahmet halef oldu. Vefatından sonra yerine oğlu Ebu’l-Kasım Nasr geçti. Bir süre sonra Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in desteğini alan kardeşi yönetime geçti. Nizameddin’in yerine oğlu Nasrü’d-Devle Mansûr geçti. Ancak bu kişi dirayetsiz olup, Devletin yıkılışı bunun zamanında gerçekleşti.

İşte Selçukiler tarafından daha Tuğrul ve Çağrı Bey’ler zamanında Anadolu’ya yapılan akınlar zamanında dahi, bölgede Mervanoğulları (Mervânîler) diye maruf bu Kürt Devleti vardı. Türkmen unsurların bu bölgede ekili arazilere yaptıkları tahribatlar, Mervânî Emiri Nasrü’d-Devle’nin şikâyetlerine sebep oldu. Şikâyetlerini Tuğrul Bey’e aktaran Emir’e, Sultan şu şekilde mukabelede bulundu: “Kullarımın memleketine geldiğini haber aldım. Sen bir hudut emirisin; onlara mal verip kafirlere karşı kendilerinden faydalanmalısın. Zira onların maksatları Ermeni beldeleridir.”

Selçukîlerde, Çağrı Bey’in oğlu Alp Arslan başa geçti. Malazgirt Savaşında Mervânîler, Alp Arslan’a yardımcı oldular. Kürt Mervânîler, Türk Selçuklulara 10.000 gönüllü asker ile destek verdiler. Bu da Anadolu kapılarının Selçuklulara açılmasında Kürtlerin rolünü ortaya koyması açısından önemli bir ayrıntıdır.

Mervânîlerin başına Nasrü’d-Devle Mansûr geçtiğinde Selçuklu idarecileri Amid’teki zenginlikleri de göz önünde bulundurarak Amid’i (Diyarbakır) Melik Şah döneminde ele geçirmeye karar verdiler. Melik Şah 476/1083’te Diyarbakır önlerine bir ordu gönderdi. İlk önce Amid daha sonra da Meyyafarikin (Farkin, Silvan) düştü ve böylece 1085’te Mervânî hanedanı ortadan kalkmış oldu.