Biliyorsunuz sol jargonda “Özeleştiri vermek” diye bir pişmanlık kavramı var. Müslümanların tövbe etmesi gibi bir şey.
PKK’nın siyasi kanadı DEM, geçen Pazartesi günü Cumhurbaşkanı ile görüştü. Ardından silahların bırakılması yönündeki iradenin devam edeceği açıklaması yapıldı.
Buna kimsenin itirazı yok. Silahların susması, şiddetin sonlanması herkesin arzusu. Herkes derken genelden bahsediyorum. Elbette şiddetten nemalanan ve devamını isteyen bir kesim var.
27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesinin Fis Köyünde kuruluşu ilan edilen PKK, 1984 yılında Devlet’e karşı ilk eylemini yaptı.
Yeni bir sürecin yaşandığı şu günlerde, PKK şiddeti değerlendirilirken, 1978’den 2025 yılına kadar olan 41 yıllık süre göz önünde bulundurulmaktadır.
Halbuki; 1978’den 1984’e kadar olan 6 yılda PKK, özellikle tarikat, aşiret ve Kürdi örgütlere şiddet uyguluyordu. Tabi 1984’ten sonra yani 47 yıldır kendi içerisinde ajan/hain yaftası ile iç infaz ve örgüt dışındaki Kürdi veya İslami yapılara karşı da işbirlikçi diye dış infaz yöntemleri ile hep Kürt öldürdü.
Madem PKK, MHP’nin çağrısına uyup barış sürecini başlatmış, o zaman iç ve dış infazlarla katlettiği Kürtlere karşı tarihsel bir duruş sergileyip, samimice bir özeleştiri vermesi gerekmez mi?
Eğer insani, samimi, içten, hesapsız, politik düşüncelerden beri bir şekilde cevap verilecekse o zaman sormak isterim:
1- Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) Gaziantep İl Başkanı Zeki Ön, yapılan bir suikast sonucu 3 Temmuz 1979 günü öldürüldü. Bunu PKK mı yaptı? Yaptı ise neden yaptı?
2- Aynı Partinin Kahramanmaraş İl Yöneticisi Mehmet Ongan ve yine Pazarcık’ta öğretmen İnan Özdemir’i de PKK mı öldürdü. Neden?
3- Çağdaş Kürt edebiyatının öncülerinden sayılan Mehmet Uzun’un akrabası ve Kawa örgütünün ileri gelen isimlerinden biri olan Ferit Uzun, 22 Kasım 1978’te bir PKK militanı tarafından öldürüldü mü? PKK, bir taşla iki kuş vurmak için “Bucak aşireti Ferit Uzun’u vurdu, kanını yerde bırakmayacağız” dedikten sonra itirafçı PKK Merkez Komite üyesi Şahin Dönmez, cinayetin PKK tarafından işlendiğini söyledi mi?
4- Kemal Burkay’ın “Partiya Sosyalistan Kürdistana Türkiye’sine (Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi-TKSP) bağlı Devrimci Halk Kültür Derneği’nin (DHKD) Ağrı Doğubeyazıt İlçe Şube Başkanı Mustafa Çamlıbel’i PKK mı öldürdü?
5- 1 Şubat 1979 günü, Devrimci Demokrat Kültür Dernekleri (DDKD) içinde faaliyet gösteren Cevdet Gündem ve Mehmet Pekeroğlu’nu, Batman’daki Fadıl Çayevinde silahla yaralayanlar PKK’lılar mıydı?
6- Şivancı olarak tanınan DDKD’liler Mustafa Tangüner ve Eyüp Kemal Adsız’ı Danimarka’da kim infaz etti?
7- PKK, Ceylanpınar’da sendikal faaliyetler yapan Mehmet Akagündüz’ü suikastla öldürdü mü? Sendika Sekreteri Murat Yalçın’ı da evinden alıp öldürenler PKK militanları mıydı?
8- Kızıltepe’de Abdulkadir Umur ve Selim Aslan adında iki KUK milisi PKK tarafından öldürüldü mü?
9- PKK yöneticisi Haki Karer’i kim öldürdü? Sterka Sor isimli örgüte yüklenen bu cinayet sonrasında Gaziantep’te bulunan PKK’lılar neden örgütlerine küstüler? Haki Karer’in yaptığı Abdullah Öcalan eleştirileri bu cinayette etkin oldu mu?
Biliyorum yazımızın konusu bir köşe yazısının hacmini çok çok aşar. Ancak 1984 öncesi Kürdi sol örgütlere yapılan saldırılar sonucu yüzlerce, hatta binlerce Kürt genci kara toprağa verildi.
Soru şu:
PKK, bütün bu cinayetler için samimi bir özeleştiri verecek mi?