Daha önce casus/ajan gazetecilerden bahsetmiştik. Meslek ve meşrepleri bunlarla aynı olan medyadaki paralellerini de var.

Malum Siyonizm; dünyanın tamamını mülkü, insanları da hizmetçisi hatta kimisini de yaşatılmaması gereken hakir şeylerden görmesi hasebiyle bizatihi Şeytan’ın Dünya’daki has yol arkadaşıdır.

İblisin macerası; Siyonist’inkiyle aynıdır.

Azazil, mahlûkatın; Siyonist ise âdemoğullarının efendiliğini istedi fakat Hakk’a isyan ederek, suç, günah ve cinayet ekerek!..

Derken; Şeytan lanetlendi, Siyonist ise lanete yürüdü; yürüyor!..

Bir ciddi sıkıntıları vardı; Şeytan fert olarak, Siyonist de millet/ümmet olarak yetersizdi, bunca işi yetiştiremezdi!..

Bir çare bulunmalıydı(!) Bulundu: Şeytan’ın; ilk isyanındaki esas ve usuller!..

Bunları Siyonizm’e/Siyonistlere işledi!..

“And olsun! Beni azdırana karşılık, ben de onları saptırmak için doğru yolunun üstüne oturacağım!”(A’raf-16)

Siyonizm de o ifsadı dünyaya işliyor.

Peygamberler katletti; vahye iftiralar attı; kendi dininden olan muteber insanları katletti… Dininden olmayanların özellikle de kendisine kucak açan, himaye eden, nimetlerini paylaşan devlet, ulus ve muteber yapılara her ihaneti her acıyı verdi.

Âlemlerin Rabbi nice kez –tövbe etsinler diye- affettiyse de o, her aftan sonra yeniden ama beter suç, günah ve cinayetler işledi! İşledikçe de beter cezalar gördü. Zorunlu göçler, sürgün, katliam, etnik temizliklere uğradı… Uslanmadı, uslanmayacak!..

O süreç devam ediyor.

israil denen devlet işte bu cinayet şebekesidir.

Bir avuç Siyonist yine ilahi imtihanda!..

Dünyanın sermayesine, siyaseti ve medyasına yine hükmediyor!..  Nüfusu, imkan ve kabiliyeti suç ve günahlara yetmiyor.

Allah’a hatta yeryüzündeki tüm makul yasalara isyan ettiğini, doğruyu, güzeli çiğnediğini biliyor…

Kendisi için; af ve acımanın olmayacağı O Gün’ü de biliyor! O Gün’ün pek yakında olduğunu da biliyor ama durmuyor!

Zulüm ve isyanının zirvesinde! Dünya onun endişesinde!.. Devletler, özellikle de Amerika gibi bir küresel güç onun hizmetinde! AB’nin sermayesi ve silahı da onun!

Müslüman halkları yöneten devlet, hükümet ve liderlerin kahir ekseriyeti de onun plan, proje ve kaçak ruhsatıyla iktidarda!..

İslam diyarındaki nice hükümetlerin etkili ve yetkilileri; yasama, yürütme ve yargıları… İsteyerek, istemeyerek; bilerek, bilmeyerek, gönüllü veya zilletin hüznüyle… o çeteye çalışıyor!..

Etkili bir tepkimiz yok!.. Bu dünya adil değil! İlahi felaketin ayak sesleri!..

Bizde kral Abdullah denen zatın ve sair han, sultan, prensin; Siyonizm’in kalesi Amerikan saray ve sokaklarında ne hallere düştüğünü ibretle, isyanla, nefret ve lanetle seyrediyoruz!...

Makul kimi medyamız; ırk ve mezhep tartışmalarına hatta çatışmalarına gidecek yolun taşlarını döşüyor!

Şii ve Sünni birleşmedikçe caydırıcı bir gücün oluşmayacağı ortadayken; Şii’yi düşman belirleyen Sünniler, Sünni’yi düşman belirleyen Şii medyada kol geziyor!..

Suriye’de; Amerika ve israili kutsayan nice cihat cephesi birbiriyle yarışıyor. Onları da suçlayamam. Bu savaş yorgunu kardeşlerimizin gittiği Müslüman devlet ve hükümetlerin saraylarında hem de kırmızı halıda.. Siyonist lanetler ağırlanıyor…

Bereket ki Gazze gibi bir mektebimiz var! Orda yeryüzü avucumuzun içinde!.. Nice devlet, hükümet, liderler; siyaset, ordularımız özellikle de medyamız gözlerimizin önünde! Şeffaf camların üstünde mikroskobun lam ve lamelinde!..

İşte ordu!.. Bakalım, görelim, tespit, teşhis ve teşhir edelim! Haza Şeytan! İşte münafık! Orda İşbirlikçi! Paralel medya mikrofon, zurna ve yazgaçları(!?)..

“Xwelî we te bî tu mêrî/ tu pisîngê newêrî!”

Yuh!.. Tuh!.. Zinhar laneti unutmadan!.. Tükürün!.. Wesselam.