Siyonist Terör Devleti; Gazze’de yıkım ve katliam için ABD ve AB’nin silah, sermayesini tüketti! İnsanlıktan çıktı; insanlığın lanetine uğradı!.. Hamilerinin imkanlarını, sabrını tüketti!.. İşgali başaramadı. DİRENİŞ’e boyun da eğdiremedi! Bugün O Bayram’dır!..

Çünkü karşısında mevcut “tez ve teorileri çürüten, ezberleri bozan tanımı zor bir yapı vardı: Gazze Direniş Cephesi!

İnadına soykırım ve etnik temizlik karşısında inadına bir direniş!..

israilin Orman Kanunlarına rahmet okutan vahşetine ne diyelim? Siyonist’in hedefe varmak için her yolu deneyeceği; her suç, günah ve cinayeti işleyeceği bilinir. Bunları; mit ve mitolojilerle efsanelere çevirdiği Yahudiliğe bağlamakta.

Sermaye ve dünya hayatını taparcasına sevmektedir. Bu yüzden de ticari hayatına, savaş hukukuna… “sömürgeci seküler aydınlanmanın” tezlerini uyguluyor. Küresel vicdanı galeyana getiren fakat ümmetin lider, devlet ve hükümetlerini uyuşturan da işte bu tezlerdir.

Yahudiler; israilin şahsında; küresel lanete uğradıklarını, beter linç ve katliamlara doğru yürüdüklerini anlamaktadır!.. Anlasalar da Yahudiler için sonun başlangıcının yaklaştığını, son ve en büyük katliamlarına doğru hızla yürüdüklerini duyuyor, görüyoruz!

Neden mi? Küresel güç ve sermayenin kahir ekseriyetini temsil eden ABD ve AB’nin silah ve sermayesi, bu halkların vergileri… Siyonist Terörün emrinde. Küresel vicdan, lüksünü yitiren Batı insanı bunu sorgulamıştır, beter de sorgulayacak! Süreç, çok hızlı işlemekte!

O gün yakındır, büyüktür!..

Gazze masumiyet Destanı, Aksa Tufanı ve o küçücük mahsur karadaki Direniş Cephesi; arşa haykıran o şehit naaşlar… İşte O Büyük Gün’ün celbidir, çağrısıdır, feryadıdır! Bunlar, israil Cephesi için görebildiklerimiz.

Peki, Direniş Cephesi’ndeki direnişin dinamiklerini nasıl izah edelim, neye bağlayalım? Bu gerçekten zor!

Halkı Müslüman ülkelerden aldıkları destek desem!.. Müslümanlardan gelen, kelin ilacı!..

Devlet adlı Arap/Hicaz Beylikleri’nin ve dahi ulusunun milli ve dini gayreti desem; böylesi gayret/dost düşman başına!.. Gözlerine soksunlar!..

Çin, Rus, Kore gibi devletlerin gizli/açık destekleri desem; “Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz” diyeceksiniz(!)

*Galata Köprüsündeki milyonluk yürüyüşlerimiz desem!.. Kardeşlerim; “Ya alttan giden gemiler” diyecek! Arapların silahı/sermayesi desem! Güleceksiniz!

İran’ın balistik füzeleri; donatıp finanse ettiği Hizbullah Cenahı, Allah’ın Aslanları Ensarullah’ın Yemenli füzeleri desem!.. Yakışır... Bizatihi Filistin Direniş Cephesi de bunlardan gururla bahsetmekte!.. Güzel ama yetmiyor!

Zaten bunları da Bizimkiler(!); “Fasık Haber Kanallarının..” ameleliğiyle şüphelere/şaibelere boğarak Siyonist’i teselli etmekte!..

Geriye ne kaldı?

Göremediğimiz, görsek de inanmadığımız, inansak şaşırdığımız… bir şey kalıyor! İmanımız buğulanmış, değerlerimiz sarsılmış!.. Seccadede gözyaşımız, Allah’a tevekkülümüz.. yetmediği için; “nice az toplulukların, çokları yendiğini” unuttuğumuz için bilmeyiz! Mazlumun; “Hasbunallah..” ile yazdığı Gazze Destanı’nı okuyamadığımız için göremiyoruz! Okuyamıyoruz!..

İşte bu; imanın maddeye galebe çalmasıdır!

Ya dert ve dersimiz?

Her Müslüman coğrafyada; iç savaş veya bunun türevleri vardır! israil gibi bir lanet dahi insandan saymadığı Müslüman ile defalarca masaya oturabiliyorsa; Halkı Müslüman devletler ve kardeş milletler de lütfen birşeyler görüşsün!

Bir asırdır Batının faşizminin Cihan Harplerinden kalma hafriyat ve molozlarından kalma “ret, inkâr, asimilasyon, imha…” projeleriyle, tarz ve taktikleriyle ÇÖZÜM aradık! Bulamayınca yine aradık! Tekrarla oyalandık!..

Bir asırdır!.. İşte olmuyor! Olmayacak!.. Paşîya derewan çapanek!(Yalanın arkası bir karıştır). Mal bi tirran germ nabe! (Ev, gaz-lamakla ısınmaz).

“Her ulusun hakk/hukukunun konuşulduğu, dayatıldığı; işin hinliğine de olsa hesap sorulduğu; fitnesine de olsa o açıklardan haremimize girdiği şu ADALET Terazisini biz kuralım artık! Vesselam.