Halkı Müslüman ülkeler, yaklaşık 100 yıl önce destan devrinden hikâye devrine geçti.
Emperyalist Batı; silah, siyaset, sermaye, iç adalet, ekonomi… her alanda önde!.. Küfür ve zulüm üzere kurdukları ittifaklarının yakınından bile geçemiyoruz…
İslam gibi bir dine rağmen, Kur’an gibi bir bürhan-ı mübîne, Cihad Peygamberine rağmen… Aklımız bize yetmiyor. Devletlerin aklı ise düşmana gerek bırakmıyor.
İşte bu Devlet aklının hikâyesini anlatacağız. Kastımız Halkı Müslüman Devletlerin Aklı’dır biline! Dinleyelim:
**Bir varmış bir yokmuş; evvel zaman içinde adına İbrahim Milleti derler bir millet varmış! Millet ama her ırktan, renkten, her dilden milletin oluşturduğu bir milletmiş. Baharda açan çiçekler ne kadar farklı ve çoksa o kadarmış.
Farklı desem de bütün farkların ve renlerin oluşturduğu mükemmel bir bütünlükmüş! Bu bütünlüğün bir Ortak aklı varmış!
Allah’tan başka ilah, Kur’an’dan başka kitap, Muhammed’in üzerine rehber tanınmazmış…
Kıtalara hükmetmiş bu milletin içinde inananlar kadar, inanmayan milletler de varmış ama onlar bile bu milletin “İlah’ına, Kitap’ına, rehberine..” sığınmış; adaletine güvenmiş. Terör ve tahribata ahdi olan asi, azgın azınlık dışında herkes mutlu/memnunmuş!
Yıllar, asırlar öyle geçmiş!..
Zafer sarhoşluğu, gaflet… Gittikçe artmış! Âdem’i Cennet nimetlerinden eden İblis durmamış tabi ki!..
İçeriden dışarıdan, aşağılardan yukarılardan, her meslek ve gruptan, her ırk ve renkten asi azgın azınlığını çağırmış!
“Beyler! Bu gün Allah’a şirk, Kitap’a itiraz, Rehber’e isyan günüdür!” nutkunu vermiş! Fasıkın aklı az hatta hiç yokmuş ama her aklı ona Şeytan’ın kalesi Batı veriyormuş!
Bizimkiler(!), sen-ben davasındayken; “kaş ile göz arasında çok ve mühim işler başarmış!”
Küfür tek millettir ya! Yaptığı her iş ve icraat; Frengistanlarda kutlanmış, kutsanmış…
İşte verdikleri akıl: “asmak kesmek kelle uçurmak/ deplasmanda adam vurmak/ derbentlileeer derbentlileeer!..”
İşte İslam dünyasında; “bugün çözmeye çalıştığı her işin altında kalan; kaş yaparken göz çıkaran; yeni doğan çocuğunu dahi ayı gibi seven… akıl” bu akıldır!
Az aklı basanlar; din ve devletin bekası diyen akl-ı selim sahibi Yerliler bu aklı, kendine getirmeye çalışıyor! İşte asıl meselemiz: *”Aman efendim aman/ galiba ahir zaman/ manzarası yurdumun/ tufan gününden yaman/ …/Türk(-Kürt-Arap...) evi delik deşik/ yıkık dökük hanüman/ .../hayvanlık orkestrası/ eşek birinci keman/ …/tam bir buçuk asırdır/ maymunlardan eleman/ ... cehle sorarsan, ilim/ zehre sorarsan, derman/ ...tarih kontra gerçeğe/ hürriyet hakka düşman/ millete kastedenin/ ismi milli kahraman/ YERE BATSIN BU DÜNYA/ bu dünyadan hayr uman!/ genç adam at yorganı/ sana haram uyuman/..”(nfk)
Eğri oturup doğru konuşalım beyler! Bu akıl her kiminse belli ki yetmiyor! Göç yolda düzelir ancak yol yol değil! Kapımıza dayanan Siyonist Terör Laneti, işgal ve katliamda sınır tanımıyor… Tınmıyoruz bile! Her devlet oturmuş yerin dibine geçeceği gününü bekliyor gibi. İran üzerine çökmeye çalışan Siyonist+Haçlı ittifakı neden ve nasıl bizleri ilgilendirmiyor? Silah taşıyan gemiye çıkan gençlerimiz tutuklanıyor! Protestolarımız, Haçlı dünyasındakilerin gerisinde!.. Konuşulan siyonist terör tehdidi; içerde kayyum atamaları, farklarımızı ve renklerimizi tedip ve tenkilin vesilesi yapılıyorsa; bu akıl bizim değil beyler!
Dün “normalleşme” diye dağdakileri sofraya çağırdık. Bu gün bağdakileri cezalandırıyoruz. Bu akl u fikr ile kendi ayağımıza sıkıyoruz. Adalet güçte, güç de adaletsiz ise vay o Mülkün haline!
Belli ki; “Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;/ Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm”(nfk) Beriyiz İlahî!.. Vesselam.