Kutsal kitabımıza yönelik
yapılan hadsiz hakaretler durmak bilmiyor… Şimdi yeniden Hz. Peygamberimize
(SAV) de hakaret gündeme getiriliyor… Kitabımız Kur’an'a sahip çıkmak bizim
görevimizdir. İlk önce kitabımızı okuyacağız… Okumadan ona sahip çıkarız demek
çok yanlış olur… Savunduğumuz şeyi bilmek zorundayız… İkincisi, kitabımız bizim
için kutsallık arz ediyorsa ki ediyor, onun dediklerine kulak verip yerine
getirmemiz gerekiyor… Sahip çıkmak zaten onun dediklerini yapmakla olur… 'Bizim
kitabımıza hakaret edemezsiniz' diyerek sonra o kitabın dediği hiçbir şeyi
yerine getirmemek ona yapılan en büyük hakaret olur… Sadece Elif-ba'yı okuyarak
Kur’an'ı öğrendim demek de ona bir saygı göstergesi değildir… Yıllarca onun
dediğini hiç anlamadan sadece yüzünden 'sevap kazanmak' için okuyarak mehcur
bıraktığımız için bu hale geldiğimizi düşünüyorum… Kur’an'a sahip çıkmak tek
tek Kur’an'ın dediklerini yerine getirmekle olur… Sözüm şeriat ve İslam devleti
isteyenleredir. Bugün şeriattan bizi alıkoyan nedir? Kim bizim şeriata göre
yaşamamızı engelliyor… Faize karşı olanlar bir araya gelelim ve İslami Banka
kuralım… Ne dersiniz… Faizsiz kredi verelim… Yoksula iş kurma imkânı
sağlayalım… İngiltere'de olduğu gibi özel Şeriat mahkemeleri kuralım… Yasa izin
vermiyor ise yeni yasayı çıkaralım, mecliste Müslümanların çoğunluğu yok mu?
İngiltere'de olan neden İslam ülkesinde olmasın! Şirket kurarken İslami
usullere göre kuralım… İslam ticaret hukukunu uygulayalım… Bunun için İslam
Hukuku avukatları yetiştirelim… Fetva kurullarımız var zaten… Her cemaatin
fetva kurulu var… Diyanet İşlerinde de fetva kurulu var… Neden İslam Hukukuna
göre Avukatlarımız yok… İslam miras hukuku yok mu? Var… Neden onu
uygulamıyoruz? İlahiyat Fakültelerimiz var… Neden İslam Hukuku uzmanları
yetiştirmiyorlar… Medeni Hukuk Fakülteleri gibi neden İslam Hukuk
Fakültelerimiz yok… Neden kurmuyoruz… İşte Kur’an'a sahip çıkmak demek bunları
yapmak demektir… Sadece hamaset ile 'şiddetle kınıyoruz' demek değildir…
Kutsal kitabımıza
saldırıyorlar çünkü biz onu mehcur bıraktık. Biz şu anda üzerine Arapça
lafızlarla Kur’an'ın yazıldığı mushafı korumaya çalışıyoruz, çalışmalıyız da…
Ama asıl korumamız gerekenleri çoktan unutmuşuz… Kur’an'ın hükümlerini
korusaydık kimse ona hakaret edemezdi… Düşünün… Kur’an'da Allah (C.C) Hz.
Peygamberimizin ağzından buyuruyor, hadis inkârcılarının da kulaklarına küpe
olsun, en sahih hadisi nakledeyim: “Ey Rabbim! Benim bu kavmim/ümmetim bu
Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktı” (Furkan, 30). Hz. Peygamberimiz bile
bizden şikâyetçi… Ne hale getirdik bu Kur’an'ı? Kur’an'ı satarak ticaret
yapmaya başladık… Kur’an'ı el âleme oyuncak yaptık… 'Kur’an çarpsın' diye söz
bile ürettik… Kur’an çarpmaz, Kur’an hidayete erdirir! 31 Temmuz'da İslam İşbirliği
Teşkilatı’nın Dışişleri Bakanları bir araya geliyor… Eminim, bir ortak kınama
yayınlarlar… Başka ne yapabilirler ki? Kendileri Kur’an'ı mehcur bırakalı çok
olmuş… Kur’an'ı öperler, toplantı başında en iyi okuyan bir hafızı getirip
okuturlar ama hükümlerini yerine getirmezler… Batı medeniyetinin kurmuş olduğu
bir Hıristiyan kulübü olan Avrupa Birliğinin yasalarına uyumlu yasalarını
çıkarmak içim milyonlarca dolar para harcarlar ve kurtuluşu orda görürler…
Yazık… Gerçekten yazık… Bunca okunan Kur’an ayetlerine, edilen samimi dualara
yazık… Kur’an’sız tüketilen ömürlere yazık… Mezarlarda, camilerde ne dediğini
bilmeden, cemaatin kulaklarına okunan Kur’an'a yazık… Ne mutlu ölenlere
dedirten ölülere okunan Kur’an'a yazık… Bu Kur’an ne zaman bize inecek acaba?
Biz ne zaman Kur’an'a göre yaşamaya ve Kur’an hükümlerini yerine getirmeye
başlayacağız… Kur’an'a ve Hz. Peygamberimize yapılan hakaretler bize yapılan
bir uyarı olarak almaz isek bize de yazık… “Bilin ki Allah’ın
cezalandırması çetindir ve Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”
(Mâide Suresi 98. Ayet).