38

Bu memlekette birileri, heykellerin kerametini ve rant kaynağı olma özelliğini keşfetmiş. Öyle görünüyor ki, bu kaynağa öyle bir hortum bağlamışlar ki, bu milletin kaynaklarını talan ediyorlar. Biz her heykel gördüğümüzde bu ucube nesneleri, heykel terörünü, malum parti ve zihniyetin vizyonsuzluğu ile ilişkilendiririz. Bazen de bu kadar düşüncesizlik olur mu, deriz. Aslında her ne kadar zihniyetten kaynaklanan bir heykel sevdası var ise de bizce işin aslı başkadır. Nasıl ki bazı belediyeler, aynı kaldırımları kendi dönemleri içerisinde defalarca söküp takıyorlarsa ve özelikle sök-tak işlemini seçim dönemlerinde yoğunlaştırıyorlarsa; işte heykeller de aynı saik ile yapılmaktadır. Yani mesele; sadece kökünü cahiliyeden alan yozlaşmış, gerici; tarihteki helvadan putlar yapıp acıkınca bunu yiyen akıl ve izandan nasibini almamışların çağdaş versiyonu olmaya talip olma meselesi değildir.

Heykeller, sözde sanat eseri olarak kabul edildiğinden dolayı, bunun takdiri değeri afakidir ve burada geniş bir muhayyerlik alanı vardır. Bu yüzden yapılan ucube nesneler için fahiş fiyat takdiri yapılmaktadır. Yani yontma taş çağına olan özlem; sadece kaba bir cahillik değil, milletin kanun gücü ile toplanan paralarının birilerine peşkeş çekilmesi vasıtasıdır. Bu itibarla, bu memlekete hiçbir faydası olmayan bu heykel rezaletine ve soytarılığına son verilmelidir. Heykel terörü ve heykel terörünün ranta dönüştürülmesine bir son verilmelidir. Geriye dönük olarak bu fuzuli işlere yapılan harcamalar mercek altına alınmalı ve soruşturulmalıdır. Sorumlular hakkında gereken yapılmalıdır. Aksi takdirde kanun gücü ile toplanan vergilerin bu şekilde çarçur edilmesi karşısında bir şey yapmayan yetkililer büyük bir vebal altındadır.

Geçenlerde bir heykel resmi gördüm. Sözde adamın biri bir eşeği sırtlamış. Yoruma açık, artık aklınıza ne gelirse? Eşek mi adamın sırtına çıkmış, adam mı eşeği sırtlamış, belli değil… Acaba ne anlatmak istemişler, işte orası muamma… Zaten fazla da önemli değil… Burada önemli olan; bu sözde sanat eseri altında yapılan ucubenin bedeli olarak ne kadar para takdir edildiği…

Sadece eşeği sırtlayan adam mı? Çekirdek çitleyen eşek mi dersiniz, yarı çıplak ya da tam çıplak heykeller mi? Defi hacette bulunan çocuk ve yetişkin heykelleri vs.

Şimdi diyeceksiniz bu eşek sevdası nereden geliyor? Siz onu eşeklik sendromunun eseri zannedin; ama aslında işin hakikati; eşek postu kuşanmış talancı zihniyetin, milletin malına dadanmasıdır.

Siz bütçeden haber verin. Heykel saçma mı olmuş veya büst, aslına benzememiş mi? Ne kıymeti var? Yenisini yaparız… Siz paradan haber verin yeter ki… Bu rant için onlarda daha ne orijinal saçma fikirler var…

Siz yeter ki onlara paranın ucunu gösterin; mezardan babalarını, dedelerini çıkarıp eşek semeri vururlar, yedi düveli gezdirirler ve bunun adına da sanat derler.

Bu işin ayarı artık iyice kaçtı. Malum zihniyete yakın belediyeler, heykelciliği belediyenin en asli görevi haline getirdiler. Heykel yapma gibi son derece faydalı(!) bir hizmet ile meşgul oldukları için, altyapı, üstyapı gibi konulara zaman ayıramıyorlar.

Bir belediye başkanının videosu vardı. Ne olduğu belirsiz bir nesne için ne kadar ter döktüklerini ve iki yıl bunun için çaba sarf ettiklerini söylüyor. Toplanan paraların da bu işler için olduğunu utanmadan sıkılmadan söylemekte herhangi bir beis görmüyor. Büyük bir heyecan ile bu işin önemini anlatıyordu. Önce şaka zannettim; ama meğer şaka değilmiş. Sizce ne olduğu belirsiz nesnenin sanat tarafı mı bu yetkiliyi heyecanlandırdı, yoksa bu ucube nesne vasıtasıyla akladığı paralar mı?

Siz ne dersiniz?

Son sözümüzü söyleyelim:

Heykelcilik; sanat eseri değil, sanat adı altında milli serveti yağmalama sanatıdır.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *