Gazze'den açlık sebebiyle ölüm haberleri daha sık gelmeye başladı. Filistinli mazlumlar, açlığın en çetin evresini yaşıyorlar. Sokaklarda yürürken açlıktan bayılma vakaları sıradanlaşmaya başladı. 2 milyon civarında insan, açlıktan ya da bomba ile ölme seçenekleri arasında tercih yapma zorunda bırakılmış.

Bir halk; topyekûn, Müslümanların gözleri önünde can veriyor. Gazze, can çekişiyor.

Ama hiç bir şey yapmayıp eşek arısı gibi vızıldamayı marifet sayan yöneticiler var. "Daima Gazze'nin yanındayız", deyip Gazzeli mazlumların açlıktan öldürülmelerini seyreden zavallılar var. Şimdiye kadar naif bir tonda konuşan ve hem İslam ümmetine hem de insanlığa sorumluluklarını hatırlatan Ebu Ubeyde, son derece sert bir tonda İslam Ümmeti'ni ve bilhassa devlet başkanlarını ikaz etti. Bugün açlıktan can çekişen mazlumlar için imkânlarını seferber etmeyi göze alamayan yöneticilerin vay haline! Kendileri bir şey yapmadığı gibi, şehadete susamış ve kefenlerini giymeye hazırlanmış on milyonları da engelleyen yöneticilerin vay haline! Yarın ruzi mahşerde ayaklarından ve perçemlerinden yakalanıp cehenneme sürüklendikleri gün, Gazzeli çocukların, yakalarına yapışıp da haklarını istedikleri gün artık çok geç olacaktır.

Bunlar hikâye değil, hakikatin ta kendisidir.

HÜDA PAR'ın bir yılı aşkın bir süredir meclise getirdiği, soykırımcıların yargılanması ve vatandaşlıktan çıkarılmasını esas alan yasa tasarısı yasallaşmadı.

İklim kanununu sessiz sedasız ve jet hızı ile meclisten geçiren İktidar, her ne hikmetse siyonistler ile alakalı yasa tasarısını kanunlaştırmadı. Gece gündüz Gazze konusunda nutuk atmak ve reel politik hikayeler ile insanları avutmak yerine, onurlu bir adım atmanız daha isabetli olur. Bu tasarı konusunda elinizi kolunuzu bağlayan nedir? Hadi, diyelim bazı konularda adım atmaya cesaret edemiyorsunuz, peki soykırımcıları mahkûm eden yasa konusunda niye dik bir duruş ortaya koyamıyorsunuz?

Bari bu konuda dik bir duruş ortaya koyun da sırtınızdaki küfedeki vebal yükünüzü hafifletin.

Onurlu bir politika önerenleri, reel politik gerçekleri okuyamamak ile itham ediyorsunuz ama yarın perdeler kalkıp hak vaki olduğu zaman reel politik hikayelerin ve mazaretlerin geçer akçe olmadığını herkes görecektir.

Devletler, vatandaşı temsil etmez ise yarın, vicdanlı yiğit insanların kendi çözümlerini üretmeye çalışması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Dolayısıyla kontrolsüz bir süreç gelişebilir. Siyonist soykırım karşısında insanlığın suskunluğunu hazmedemeyen Ellias Rodriguez, Amerika'nın ortasında iki siyonisti vurdu.

Devletlerin adım atmaması durumunda, bu tür vakalar artarak kontrolden çıkabilir.

Asayiş ve güvenliği önceleyen devletler, hiç bir hassasiyet olmasa bile en azından istikrar adına, tüm dünyanın nefret ettiği bu katilleri toplamalıdır, vicdanlı insanların sinir uçları ile oynamamalıdır.

Devlet yöneticileri, halkların taleplerine cevap vermez ise halk da kendi çözümünü üretme yoluna bakmalıdır.

Yerkürenin her tarafından, başta Müslümanlar olmak üzere vicdanlı tüm insanlar sınırlara yürümeli ve kesintisiz bir gündem oluşturmalıdır.

Gazze'deki soykırım son buluncaya kadar da istikrarlı bir şekilde bu baskı kurulmalıdır.

Bu da çare olmaz ise devlet yöneticilerinin oturdukları koltukların altlarından çekilebileceği hissettirilmelidir. Kefen giyen milyonlar, sınırlara akmalıdır.

Cihad ve şehadet kültürü ile Gazze'nin yükünü omuzlamalıdır.

Artık bu cihada herkes ortak olmalı ve bu yükü beraberce omuzlamalıdır.