86
yıldır, esaret hayatı yaşayan Ayasofya Camisi 24 Temmuz 2020 tarihi itibariyle
yeniden ibadete açıldı. Müslümanlara ve bütün İslam ümmetine hayırlı olsun. 86
yıl önce hangi kin ve düşmanlıkla bu tarihi mabet ibadete kapatılmışsa; bugün
müslümanlar daha büyük bir heyecanla, daha büyük bir özlemle bu camiyi tekrar
ibadete açıyorlar. Bu işte emeği geçen, maddi ve manevi katkı sunan, dua eden
ve içinde ibadet edecek olanlardan Allah razı olsun.
Cumhuriyetle
beraber, maddi olarak batıya teslimiyetimiz nasıl gerçekleşmişse; Ayasofya
Camisinin ibadete kapatılması da, ruhen batıya teslimiyetimizin en açık
göstergesi olmuştur. Türkiye’nin İslam kültür ve medeniyetinden koparılıp,
batının emirlerini harfiyen yerine getiren bir uydu devlet konumuna
getirilmesi, bir cumhuriyet projesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yerli
ve milli olan hemen her şeyin ötekileştirilerek düşmanlaştırılması ve
nihayetinde batıya verilen sözler gereği birer birer yasaklanması cumhuriyet
projesinin ipe sapa gelmez icraatları olmuştur. En yıkıcı faaliyetleri ise
Kur’an alfabesinin yasaklanarak, yerine Latin alfabesinin zorunlu kılınması; bu
toplumun geçmişi ile geleceği arasındaki bütün köprülerin atılmasına ve mevcut
bütün dini, kültürel ve sosyal bağların koparılıp atılmasına sebebiyet vermiştir.
Cumhuriyet
projesinin en gaddar uygulayıcısı olan CHP zihniyeti, camileri ahıra çevirmiş,
sebepsiz yere birçok cami yıktırılmıştır. Özellikle İstanbul da tarihi yarımada
da onlarca cami, sırf batıya şirin gözükmek için hunharca yıktırılmıştır.
(Abarttığımızı düşünenler arşivlere baksınlar, camilere yönelik saldırganlığı
ve gaddarlığı net olarak göreceklerdir) İşte Ayasofya Camisi de ibadete
kapatılarak bu karanlık süreçten nasibini almıştır.
Aslında
bütün camiler, özelde Ayasofya Camisi bir ruhu temsil eder. Bu ruh Allah’a
ibadet etmenin nezafetidir. Özgür olmanın, Allah’tan başka kimsenin karşısında
baş eğmemenin izzetidir. Allah’ın huzurunda kıyama durmanın, rüku ve secdeye
varmanın erdem ve şerefidir. İşte özgürlüğün, izzet ve şerefin sembolü olan camiler;
küfür cephesinin, içimizdeki köle ruhluların ve izzet ve şeref yoksunu
taşeronların hedefi haline gelmiştir.
Ayasofya
Camisinin yeniden ibadete açılması, müslümanların izzetli ruhlarının geri
kazanılmasıdır. Bundan sonra sıra, yıktırılan bütün camilerin aslına uygun bir
şekilde yeniden inşa edilmesidir. Mescidi Aksa, Kurtuba Mescidi ve esaret
altında olan bütün camilerin, Ayasofya Camisi gibi özgürlüğüne kavuşturulması
vaktidir.
Biz
müslümanlara düşen ise, bu camilerin tamamını dolduracak kadar bütün
vakitlerde, namaz ibadetiyle şenlendirmeliyiz. Camiye gidişlerimizle, camileri
asli hüveyyetine kavuşturup ihya ettiğimiz gibi ruhlarımızı da özgürleştirip
medeniyetimizi yeniden cami merkezli inşa etme yoluna gitmeliyiz. Camiler
müslümanların ruhlarını yansıtmaktadır, camilerin dolup taşması ise
müslümanların ruhlarının diriliğini göstermektedir. Bu ruh medeniyetimizi,
özlemimizi ve vizyonumuzu ortaya koymaktadır.
Ayasofya
Camisi artık özgürdür. Ruhlarımızı da camilerde, cemaat namazlarıyla daha
da özgürleştirelim. Ayasofya Camisini özgürleştirenlerden ve ruhlarını cami
cemaatleriyle daha da özgürleştirenlerden Allah razı olsun.
0 yorum