Adı “İslamî” olunca her şey
İslamî olacak diye bir kaide yok. Konya’daki sözde “İslamî Dayanışma
Olimpiyatları”ndan bahsediyorum.
Mekan Konya olunca “İslamî”
kelimesi daha fazla turistin veya izleyicinin gelmesine mi sebep olacaktı?
Bir Ali-Cengizlik vardı işin
içinde de boş ver diyelim mevzumuza geçelim:
Sahi “İslamî” olunca
Müslümanlar arasında olması gerekiyordu değil mi?
Değilmiş meğer, istavroz
çıkaran koşucu Müslüman değildi.
Zaten yarışmanın koşullarında
yarışmaya katılacakların Müslüman olması şartı da yokmuş; ee, nerede “İslamî”
olması.
Hadi bunu da geçelim
diyeceğim de diyemiyorum: Yarışmacı basketbol veya diğer sporcu bayanların
Müslüman bir kisveyle yarışmaya katılımı mecburi değildi.
Doğrusu Avrupa veya ABD yahut
Uzakdoğu’da yapılan herhangi bir müsabakada nasıl giyiniliyorsa burda daha
fazla açık saçık giyilmesi söz konusu.
Elbette bu tür spor
etkinliklerine katılımın şartları ve giyim kuşamı vardır ve adı “İslamî” olan
bir yarışma diğerlerine nazaran farklı olmalıdır.
Nitekim “İslamî” ifadesinin
manen gereği yerine getirilemiyorsa “İslamî” kelimesinin yarışmanın adından
çıkarılması yeterlidir.
Ancak o zaman tepkiler
sükûnete ve nihayete erer, aksi halde bu tepki yayıldıkça yayılır.
“İslamî” kelimesinin kullanılmasında
bir hayırdan çok, bir şeytanlığın olduğunu herkes bilir, nitekim bildi de.
Başörtüsünü, serbestlik adı
altında nasıl bu sistem deforme edip asıl mana ve hikmetinden uzaklaştırdıysa
adına “İslamî” demekle “İslamî” anlayışı da deforme etme niyeti de ayan beyan
ortada.
Madem aslına rücu etmeyen bir
yaklaşımla zihinleri ifsada uğratan böylesi etkinlikler; “İslamî” etiketi
altında Müslüman halkın ve anlayışın temsili değil, yapılmasın yahut adı
“İslamî” diye anılmasın.
“İslamî” deyince Müslüman
kadının bu halinin normal olduğu algısı toplumda yayılarak normalleştiriliyor,
harama helal kisvesi giydiriliyor.
Spor karşıtlığı gibi bir
tepkiyle de olaya bakılmamalıdır.
Adı “İslamî” olup hiçbir şeyi
“İslamî” olmayan bu etkinliğin, “İslamî”likten uzak olduğu kabullenilmeli ve
yanlış bir algı, yerleşik hale getirilmemelidir.
Hele de bu girişimin Konya
gibi mütedeyyin bir şehirde hem de devlet eli ve desteğiyle ısrarla yapılması,
böyle bir tepkiyi elbette beraberinde getirecekti.
Ayrıca sadece açılışta
partisel bir destek adına olan katılım sonrası koltukların sürekli boş
olmasını, hemen hemen yok denecek kadar kimsenin bulunmasını, şehrin tepkisi
olarak algılanmıyorsa, iktidar yanlışta ısrar ediyor demektir.
Adeta ayağına sıkıyor gibi bu
tip yaklaşımlarla habire laiklere yaranma sevdasından vazgeçmelidir.
“İslamî” olan “İslamî”
olmalıdır.
Mevlana’ya atfedilen şu
sözler, konuyu özetleyen sözler olsa gerek:
“Ya olduğun gibi görün, ya
göründüğün gibi ol.”
“İnandığın gibi yaşamazsan
yaşadığın gibi inanırsın.”