Türkiye’de İslami Hareketler bazı konuda başarısız ve etkisiz kalmaktadır ya da etkisi ve başarısı sınırlı olmaktadır.

Bunun en son örneği Gazze direnişi ile ilgili durumdur. Türkiye’de İslami hareketler, dindar gruplar Gazze’ye yardım ve Siyonist rejime yaptırım konusunda ne hükümetten ne de geniş halk kesimlerinden gereken desteği göremediler. İktidarı Siyonist rejimle ilişki ve iş birliğini sonlandırması konusunda ikna edemediler. Güçlü bir baskı unsuru oluşturamadılar.

Türkiye halkının kahir ekseriyeti de bu konuda dindarların peşinden gitmedi. Gazze ve Filistin’e yardım, Kudüs Davasına sahip çıkma, Siyonist ürünleri boykot ve Siyonistlerle ticaretini sürdüren iktidara tepki gibi taleplere yabancı kaldı geniş halk kitleleri… Ne iktidar ne de halk ne yazık ki Filistin davasına sahip çıkmadı. Aksa Tufanına destek çok sınırlı oldu ve gelinen aşamada çok küçük bir kesimin dışında Gazze halkın gündeminden düştü.

Kuşkusuz bunun en büyük nedeni toplumun büyük çoğunluğunun İslami değerlerden, İslami öğretilerden, İslami yaşamdan, İslami taleplerden uzaklaşması, gittikçe dine ve dindarlara mesafeli bir hale gelmesidir. Toplumun arzu ve talepleriyle İslami Hareket mensuplarının arzu ve talepleri ne yazık ki bir değildir. Özellikle genç nesilde bu daha belirgin bir durumdadır.

Bunun nedenleri üzerinde durmayacağım… Bu, mevcut yazımızın konusu değildir. Anlatmak istediğim toplumumuz, özellikle gençlik dini değerlerden, öğretilerden değil, başka şeylerden beslenmektedir. Toplum ve gençlikte dini kaygı ve endişeler çok düşük düzeydedir.

Geçen gün bir AVM’de kitaplara bakıyordum. Gözüm çok okunan kitaplara ilişti. Hepsi de İslami içeriklerden uzak, cahili, din dışı konularla alakalı kitaplardı. Onlardan birini elime alıp inceledim; Zülfü Livaneli’nin “Serenad” adlı romanıydı. Konusu neydi biliyor musunuz? Nazi kamplarında kalmış bir Yahudi Profesörün İstanbul’a gelip orada Türkiyeli bir kadınla aşk hayatı yaşamasıydı. Evet, aynen öyle… Ve bu roman kaç adet basılmış biliyor musunuz? Bir milyon… Siyonist barbarların Gazze’de on binlerce kadın ve çocuğu vahşice katlettiği, Müslüman bir halka iki yıla yakındır soykırım uyguladığı bir zaman diliminde Türkiye’de Yahudi seviciliği yapan, mazlum Yahudiler edebiyatı yapan bir roman bir milyon adet basılabiliyor. Aynı Türkiye’de en popüler İslami kitap ancak beş on bin adet satılabiliyor.

Durum bu kadar vahim! İslami Hareket mensupları, dindarlar bu acı gerçeği kabullenmeli, toplumu, gençliği İslam’a kazandırmak için ne gerekiyorsa yapmalı, buna yoğunlaşmalı…

İslam’ı isteyen bir toplum ve gençlik inşa etmeden ilahi, rabbani, İslami hedeflerimizden hiçbirine ulaşamayız. Halkın, gençliğin desteğini arkasına alamamış bir hareketin, bir davanın başarı şansı yoktur.