Bir virüs hastalığıdır dünyayı bir yıldır
kasıp kavuruyor. İlk aydan itibaren hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları
da gündemden hiç düşmedi. Nihayet bazı ülkelerden aşı ile ilgili başarı
haberleri gelmeye başladı hatta bu hafta başında İngiltere’nin aşıyı uygulamaya
başladığı gazete manşetlerinde yer aldı. Geçmişte nice hastalıklar insanların
başına bela olmuş, nice canlara mal olduysa da bir vakit sonra tedavisi daha
sonra da aşısı bulunarak korkulan bir hastalık olmaktan çıkmış.
Virüs veya mikrobik hastalıklar
insanların can ve mallarına zarar verdiği için Dünya çapında nice Prof. ve
bilim adamları adeta el birliğiyle hastalığa karşı mücadele edip duruyorlar.
Takdir edilecek; insanlık adına tebrik edilecek bir mücadele.
Bundan çok daha tehlikeli, bulaşıcı
can, mal, namusa korkunç zarar veren bir hastalıktan bahsetmek istiyorum.
Bildiğimiz tüm değerleri ayaklar altına alan nesiller boyu bulaşıcılığını devam
ettiren bir hastalık. İnsanlığın yaratılışıyla gündeme gelip bazen pik
noktasına gelip, bazen de inişli çıkışlı seyreden bir hastalık. Hakkında nice
kitaplar yazılan, araştırma ve incelemelere, tezlere konu olduğu halde önüne
geçilemeyen hastalık. Bütün olumsuz, korkunç sonuçlarına rağmen bazı toplumlar,
liderler hatta devletler bunu bir hastalık olarak değil, bir ihtiyaç olarak
görüp kendi bölgesinde yaygınlaşması için bedeller ödeyip büyük paralar harcamış,
milyonlarca insanı bunun için feda etmiştir.
Hani virüs için kimileri,
laboratuvarda üretilip dünya’ ya servis edildi derler ya. Bu hastalığın çok daha
korkuncu olan IRKÇILIK virüsünden bahs etmek istiyorum. Bu hastalığın ilk fikir
babasının İblis olduğunu bizzat Kur’anı zül celal şu ayeti kerimede bize bildiriyor.
Allah(c.c)” sana emrettiğim halde seni (Adem’in önünde)secde etmekten alıkoyan nedir?
Dedi da(İblis):”Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. O’nu ise
çamurdan yarattın”dedi.(Araf 12) Yüce
Allah Şeytan’ın bu isyanında sonra bakara 34 te şöyle buyurmaktadır: ”Hani
meleklere Adem için saygı ile eğilin demiştik de İblis hariç bütün melekler
hemen saygı ile eğilmişler, iblis bundan kaçınmış, büyüklük taslamış ve
kafirlerden olmuştu”. Tüm bunlardan sonra Şeytan Araf 14,15,16,17. Ayetlerinde
belirtildiği üzere Yüce Allah'tan kıyamete kadar mühlet istiyor. Kendisine
mühlet verilince de Şeytan Ademoğlunu saptırmak için sonuna kadar mücadele
edeceğini söyler. Nihayetinde İblis cennetten kovulur. Bundan sonrası da
İblis’in Hz Adem ve Havva anamızı akabinde ilk evlatları olan Kabil’i
kandırması ile düşmanlığını göstermeye başlar.
Şeytanın Ademoğluna düşmanlığı
Kur’an’ın deyimiyle apacıktır. Irkçılığın ilk uygulayıcısı ve fikir babası şeytandır.
Kitap ehli dinlerde ve diğer dinlerin çoğunda şeytan düşman olarak bilinir. Fakat
gelin görün tüm olumsuz sonuçları ve şeytanın fikir babalığı yaptığı ırkçılık
nedense binlerce yıldır bütün virüslerden daha çok kan ve gözyaşı getirmiştir.
Bütün peygamberler nihayet Hz.Resulullah(SAV) açıkça ırkçılık için tam üç defa
“ırkçılık ayağımın altındadır” diye buyuruyor. Yine başka bir hadisi şerifte
“ırkçılık uğrunda ölen bizden değil, ırkçılık için savaşan bizden değil, ırkçılığa
çağıran bizden değildir. diye buyuruyor.
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Şöyle
Buyurmuşlardır:
“Ey
insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap
olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında
bir üstünlüğü yoktur...” (İbn Hanbel, 5/411)
Ayeti kerime de"Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir kadından
yarattık. Hem de sizi şubeler ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi
tanıyasınız. Şüphesiz ki, Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileride
olanınızdır." (Hucurât Sûresi, 13) Bu ayet ve hadisleri kalbimizde ve
aklımızda ırkçılık virüsuna karşı aşı etkisi yapmalıdır. Tam 1400 yıl önce
Peygamberimiz Hz. Muhammet(SAV)in ashabına ırkçılık ile ilgili söyledikleri, o
kadar etkili oluyor ki; siyah-beyaz, zengin-fakir kabile ayırımı adeta
sıfırlanıyor. Tarih boyunca görülmemiş derecede bir kardeşlik, huzur ve güven
ortamı oluşuyor.
Bilhassa “ben Müslümanım diyenlerin ırkçılık yapması kendi inançlarıyla
Peygamberleriyle tamamiyle çelişmeleri demektir.
Bunun için bizi Allah katında değerli yapan
takvaya sarılmalı, kardeşlik ve takva hususunnda model olmalıyız. Allah bizi
Şeytanın tüm hile tuzak ve pisliklerinden muhafaza etsin. Tüm insanlığı
ırkçılık virüsünden kurtarsın.