Seçimlerin yaklaşması ve
Cumhurbaşkanı’nın, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’yla AK Parti
Genel Merkezinde görüşmesi dikkatleri bu parti üzerine çekmiş durumda.
Zaten ondan öncesinde anketlerin verdiği rakamlarla
HÜDA PAR sahnedeki yerini almış durumdaydı.
HÜDA PAR’ın Cumhur ittifakına katılma
meselesiyle ilgili şu anda sanal medyada lehinde ve aleyhinde sayısız yorumlar
yapıldığını görüyoruz.
Bu yorumları bir tarafa bırakarak HÜDA
PAR hakkında bu ülkenin batısındaki Müslümanların ve özellikle AK Parti
taraftarlarının bilmesi gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.
Birincisi: HÜDA PAR camiası bundan bir
kuşak önceki Erbakan Hocanın Milli Selamet Partisini ayakta tutan,
milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla gövdesini oluşturan kuşağın
çocuklarıdır veya torunlarıdır. Yani HÜDA Par nevzuhur, türedi bir oluşum
değildir.
İkincisi: Hür Dava Partisi’nin gövdesinin
büyük bir kısmının ortaya çıktığı Kürtlerin yoğun olduğu bölge, Kemalizm
karşısında en çok bedel ödeyen, bu ülkenin en dindar bölgesidir.
Hatta bir kuşak öncesine kadar batı
illerindeki âlimlerin ve büyük şehirlerin müftülerinin büyük bir kısmının
buradan çıktığını görüyoruz. Aklımıza gelenler; Halil Gönenç, Haydar Hatiboğlu,
Ali Arslan, Muhammed Emin Er, Sadreddin Yüksel. Yine Bediüzzaman Said-i Nursi
ve sayısız mutasavvıf ve şeyhler hep buradan zuhur etmiştir.
Üçüncüsü; HÜDA PAR camiası Müslümanca bir
hayat yaşayabilmek için bu ülkede en çok bedel ödeyen camiadır.
Daha da önemlisi sadece Doğu ve Güneydoğu’da
değil Türkiye’nin dört bir yanında İslami hayatı besleyen, güç ve kuvvet veren
bir camiadır.
Yani AK Parti mensupları HÜDA PAR’ın kim
olduğunu öncelikle iyi bilmelidir. Özellikle son zamanlarda Kemalizm ve
ulusalcılıkla kirlenen AK Parti, kendi bünyesinde barındırdığı bu olumsuzluğu
hiç unutmamalıdır.
Daha açıkçası HÜDA PAR’dan bu anlamda
gelecek uyarıları kendisinin hayrı için olduğunu bilmelidir.
Aralarında ittifak gerçekleşse de
gerçekleşmese de HÜDA PAR ve benzer İslami çevrelerden bu uyarıların her zaman
için geleceğini unutmamalıdır.
Müslümanlar olarak bu ülkede iktidarın
Müslümanca yapılmasını istediğimiz kadar muhalefetin de Müslümanca yapılmasını
arzu etmişizdir.