Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden
kurtuluş olan, bereket ve hayırları ile bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini içinde
barındıran Kur’an, ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayına girmenin
mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Resulullah (S.A.V.)
efendimiz, "Recep Allah'ın, Şaban benim Ramazan ise ümmetimin
ayıdır." Hadis-i Şerifini hatırımızdan çıkarmadan ibadet ve kulluk
görevimizi hakkıyla ifa edelim. Bu ulvi ayın geçmişe dönük hata ve
kusurlarımızın affedilmesi için birer ganimet olduğunu unutmadan çok iyi
değerlendirilmeliyiz.
Bu ayda iyilikleri, yardımlaşmaları, akraba, eş ve dost
ziyaretlerini, selamlaşmayı, yedirme, içirme, birbirimizi sormayı, dualarımızı,
nafile ibadetleri, sadaka vermeyi daha çok artırmalıyız. Her şeyden önemlisi daha
çok gönül inşa etmeye, çocukları, yetimleri, öksüzleri, hastaları, yaşlıları,
kimsesizleri ziyaret ederek gönüllerini kazanma yoluna gitmeliyiz.
Ramazan kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Geçici
olarak yeme-içmeden uzak kaldığımızda, fukara ve gurebanın halini anlar,
nimetlerin kadrini bilir ve Rezzâk olan Allah’a hakkıyla şükretmemiz
gerektiğinin farkına varırız.
Ramazan ayı aynı zamanda kötü alışkanlıklara son verme,
iyiden, güzelden yana yeni sayfalar açma fırsatı bizlere hayattayken verirken;
bizler bundan ne kadar faydalanıp hayatımızda yeni bir sayfa açmak için gayret
gösteriyoruz diye düşünmemiz lazım?
Ramazan ve oruç ibadetini hakkıyla anlarsak iyi bir sabır
eğitimi yaparız. Bu güzel ahlâkı kendi dünyamızda bizzat yaşarız. Acıktığımız
halde ağzımıza yiyecek bir şey almamakla, susuzluktan boğazımız kuruduğu halde
bir damla su içmemekle vücudumuzu sabra alıştırırız. Lakin ibadetin mahiyetini
kavramadığımız için, ahlakımıza ve davranışlarımıza olumlu bir yansıması
olmuyor.
Öyleyse geliniz! Hep birlikte dilimizi, kalbimizi ve bütün
hayatımızı Ramazanın ve orucun getirdiği güzelliklere göre tanzim edelim. Kur’an’ı
Kerimi okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım.
Oruçlarımızı şuurla tutalım. Yalnız midemize değil dilimize, elimize, gözümüze
ve gönlümüze bizleri tüm kötülüklerden koruyan bir oruç tutturalım.
Mübarek Ramazan ayı dolayısıyla gazetemize açıklamada
bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, bu mübarek ayı
fırsata çevirip dolu dolu geçirmek gerektiğini söyledi.
Her şeyden önce Ramazan ayını en önemli ibadet ayı görüp
ibadetlerimizi ona göre ihlâsla ve samimiyetle eda etmemiz gerektiğini belirten
Kılıçarslan, “Kur'an ayı olması nedeniyle bu mübarek günlerde Kur'an
tilavetinin katbekat daha fazla sevaplandırıldığı bilincinde olup günde en az
bir cüz okuyup mukabelelere iştirak etmeliyiz. Özellikle gece ibadetlerine önem
vermeyi ihmal etmeyelim. Bu tür ibadetleri sadece Kadir gecesine has
kılmayalım. Ramazan ayı ibadet ayı olmakla birlikte bir de ilim ayıdır.
Okuduğumuz Kur'an'ın manasını da öğrenme adına çaba harcayalım. Bununla
birlikte Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerini de mütalaa edelim.” dedi.
Evet, bu kutlu mevsimi ibadet, zikir ve tefekkür ile geçirmeliyiz.
Son zamanlarda “Ramazan eğlencesi” adı altında, dinimizin şiarlarının
sulandırılma faaliyetlerine karşı uyanık olmalıyız. Ramazan ayı oruç, Kur’an ve
ibadet ayıdır. Kimsenin bunu eğlence ile özdeşleştirerek yozlaştırma projeleri
ile sulandırmasına izin vermemeliyiz.
Sonuç olarak, Ramazanı hayatımızda bir dönüm noktası ve
fırsat olarak kabul edip, yaşantımıza bir çeki düzen verelim. Ramazan ayında
yapılan ibadetlerin Müslümanlar için bir yol azığı olduğunu ve bu yol azığının
bitmemesi için Ramazan ayı sonrasında da ibadetlere devam edilmesi gerektiğini
unutmayalım. Cenab-ı Hak, bizleri Ramazan'ın haklarında en güzel şekilde
şahitlik yaptığı kullarından eylesin. Bizleri imanla, ilimle, hikmetle nice
Ramazanlara ve bayramlara kavuştursun…
Selam ve dua ile…