“Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Allâhu Ekber…

Lâ ilâhe illallâhu vallâhu Ekber.

Allâhu Ekber ve lillâhi’l-hamd”

Bizleri bir Kurban Bayramına daha ulaştıran Allah’a hamd olsun..

İslam coğrafyasının her tarafından milyonlarca Müslüman ümmeti temsilen Kâbe’de toplanmış bulunmaktalar. Vakitlerini, dua, telbiye, istiğfar, şeytan taşlama, tavaf, sa’y ile geçirmekteler.

Dünyanın her tarafında bulunan kardeşlerimiz ama bir mescitte ama bir büyük camide ama devasa meydanlarda bir araya gelerek bayram namazının eda edecekler.

Hep birlikte bayramlaşacak ve Allah’a hamd edecekler.

İzzet diyarı Gazzemizde 8 ayı aşkındır kardeşlerimiz büyük bir sabır ve fedakârlıkla Siyonist işgale karşı direniyor. Sadece Siyonistlere karşı değil, ABD başta olmak üzere dünyanın küresel emperyalist güçlerine, yerine göre ismi Müslüman olanlara karşı da mücadele ediyor.

Şehit sayımız 40 bini aştı. Yaralılarımız neredeyse yüz bin oldu.

Gazze’nin neredeyse yüzde sekseni yerle bir edildi.

Hastaneler, okullar, yardım kuruluşları, her taraf bombalanmaya devam ediliyor.

Kuzeye, Güneye, Doğuya, Batıya… Gazzeliler nereye kaçtılar, gittilerse orası bombalandı. Emin, güvenilir bir yer kalmadı.

Düşman tarafından emin, güvenli ilan edilen yerle dahi acımasızca bombalanıyor.  

Beklenen yardım hiçbir yerden gelmedi.

Elhamdülillah bütün bu duruma rağmen Gazzeliler pes etmedi, umutsuzluğa kapılmadı. Tam aksine düşmana bekledikleri, beklemedikleri her yerden darbe vurmaya devam ediyorlar.

Düşman ve işbirlikçileri ne yapacağını şaşırır duruma geldiler.

Ellerindeki bütün imkân ve olanakları seferber ettiler.

Gelişmiş bütün silah ve teknikleri denediler. Katliam ve soykırımların alasına yaptılar. Dünya tarihinde böylesine bir barbarlık yaşanmamıştır.

Belki kullanmadıkları tek silah; kimyasal, biyolojik ve nükleer silahları kaldı. Gazze’de de bu tür silahları kullanma imkân ve olanakları da yok gibi.

Gazze, fiziki olarak buna müsait değil. Çünkü işgal asker ve güçleri ile Filistin halkı iç içedir. Kendileri de bu silahlardan etkileneceklerdir.

Gazze ve Gazzelilerin sabrı, ceht ve gayreti; biz Müslümanlara Allah’ın dinini tatbik edememe, cihattan kaçma noktasında hiçbir mazeret ve bahane bırakmadı.

Allah Teâlâ Gazze ve Gazeliler üzerinden bizi uyarıyor, ders veriyor.

Üstünlüğün, sayı, güç, çokluk, büyüklük, silah ve imkânla olmadığını; tam aksine imanla olduğunu bizlere idrak ettiriyor.

Bazı istisnaları çıkarırsak inanıyorum ki bütün İslam ümmeti hatta bütün insanlık, Gazzelilerin sabır ve metanetlerine imreniyor, gıpta ediyordur.

Kapı ve cephelerin açılması durumunda inanıyorum ki yüzbinlerce Müslüman hatta gayr-ı müslim dahi Gazze’ye gitmek için sıraya gireceklerdir.

Cihat, zorluktur, meşakkattir, nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle doludur.

Cihat ve zorlukta sabreden kazanır, başarıya ulaşır. 

“Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmrân: 200)

Allah Teâlâ, her gün onlarca şehidin verildiği Aksa Tufanı atmosferinde idrak edeceğimiz Kurban Bayramını, ümmetin dirilişine, uyanışına, birliğine nasip eylesin.

Gazze, Kudüs ve bütün İslam âleminin maddi ve manevi anlamda kurtuluş ve özgürlüğüne vesile kılsın…

Bu duygularla Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum…