image

7 Ekim tarihinde gerçekleştirilen "Aksa Tufanı" operasyonunun ardından Gazze'de kadın ve çocuk başta olmak üzere, 30 binin üzerinde insanı şehid eden işgalci siyonistlerin soykırımı 5 aydır devam ediyor.

Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de düzenlenen çeşitli etkinliklerle soykırımın bir an önce sona ermesi için tepkiler sürüyor.


Malatya'da hekimler ve sağlık çalışanlarının düzenlediği "Sessiz Yürüyüş" etkinliği 16'ncı haftada da devam etti.

"Gazze için sanki gözler körleşmiş!"

Başta Türkiye olmak üzere bazı ülke liderlerinin Gazze'deki soykırımı sadece kınadıklarını belirten Halime Karagöz, "Bunun için kimse faaliyete geçip bir adım atmıyor. Nasıl darbede (15 Temmuz darbe girişimi) insanlar sokağa döküldü ise Gazze için de halkın sokağa dökülmesi lazım. Gazze için sanki gözler körleşmiş. Sadece din kardeşliği için değil, insanlık vazifesini yerine getirmek adına Gazze'de katledilen insanlar için artık bir şeylerin yapılması gerekir. Malatya koskoca bir şehir ama sanki inananlar depremde ölmüş. Kimse yok. Kimseden ses seda çıkmıyor. İnsanlara söylediğinde ise Arapların meselesi diyorlar. Bu, Arapların değil, bir insanlık meselesidir." ifadelerini kullandı.



"Hani Kudüs kırmızı çizgimizdi?"

Türkiye'de işgal rejiminin kınandığını ancak onlarla ticaretin sürdürüldüğüne dikkat çeken Karagöz, "En azından destek olmuyorsanız köstek olmayın ve onlarla ticareti kesin. Refah Sınır Kapısı'nın açılması için çaba gösterin. Eğer Refah Kapısı açılırsa binlerce insan Gazze'ye akın eder. Ben dahi çocuklarımı bırakıp giderim. Çünkü düşündüğünüzde orada katledilen çocuklar bizim çocuğumuz da olabilirdi. Yapılacak şey insanların sokağa dökülmesidir. Hani Kudüs kırmızı çizgimizdi? Şimdi Kudüs'e sahip çıkamıyorsak demek ki sözde kırmızı çizgimizdir, özde değil! Yapılacak hiçbir şey yoksa en azından elimizden gelen boykota destek verelim ve gözlerimizin üzerindeki perdeyi kaldıralım." çağrısında bulundu.

"Yediğimiz yemekten, içtiğimiz sudan utanır hale geldik"



Gazze'de 147 gündür soykırımın devam ettiğine vurgu yapan Firdevs Altıntop, "Oradaki kardeşlerimiz için artık idareciler ve halk olarak kimin elinden ne geliyorsa herkesin bir şeyler yapması lazım. Bu artık İslam'la alakalı değil, insanlıkla alakalı. Orada parçalanmış cesetlerin her birini en sevdiğimizin yerine koyarak elimizi taşın altına koymamız lazım. Malatya'da bir deprem oldu. Çaresizliğin ne olduğunu ben o zaman gördüm. Herkes çocuk çoluğunu kurtarmanın peşindeydi. Ve bu aralıklarla devam ediyordu. Ama Gazze'de 147 gündür, her gün, her dakika, her saniye bu devam ediyor. O insanların acılarını hissetmek ve ne yapmamız gerektiğini görebilmemiz için belki de Allah bizi depremle sınadı. Yediğimiz yemekten, içtiğimiz sudan, oturduğumuz kanepeden utanır hale geldik. Bu sadece Müslümanların değil, aslında bütün dünyanın sorunu. Tabii ki büyükler bir şeyler yapmalılar. Biz de arkalarında devam edebilmeliyiz. Rabbim israilin yok oluşunu, Filistin'in de zaferini görmeyi bizlere nasip eylesin" dileğinde bulundu.

"Bu kadar uzun bir sürede beklentimiz tüm insanlığın ayağa kalkmasıydı"



Gazze'de soykırımın üzerinden bu kadar uzun süre geçmesine rağmen insanların hala ayaklanmadığını kaydeden Doktor Yusuf Kul, "Bu kadar uzun bir sürede beklentimiz tüm insanlığın ayağa kalkmasıydı. 'Batılılar şöyle yapacağız, böyle yapacağız.' dediler. Bunların hepsinin yalan olduğunu anlamış olduk. Bence hiçbir şekilde bunlara inanmamak lazım. Eğer yapılacaksa bizlerin yapması lazım. İnşallah Türkiye artık biraz daha ön plana çıkarak bir şeyler ortaya koyar. Çünkü Gazze'de yaşananlar dünya tarihinde görülmemiş. Acıyı hissediyoruz ama maalesef elimiz kolumuz bağlı bir şekilde duruyoruz. Nasıl Bosna'da, Azerbaycan'da sorunu kendimiz çözdüysek, bunu da Müslümanların çözmesi gerekir. Çünkü Batılılar hiçbir şekilde bize destek olmayacaklar. İnşallah en kısa zamanda Müslümanlar bir eylem ortaya koyarlar diye düşünüyoruz." dedi.

"Müslümanlığımızın ve insanlığımızın gereği boykota devam etmemiz gerekiyor"

Bunun bir soykırım olduğunu, orada bebeklerin, annelerin ve hamile kadınların katledildiğini anımsatan Diş Hekimliği 2'nci Sınıf Öğrencisi Yusuf Kaya, "Ama bilmek yetmiyor, mücadele etmemiz lazım. Bu bir din kardeşliği ve din kardeşliğinin gereği olarak bizim kardeşlerimizin yanında durmamız gerekiyor. Bunun gereği olarak mücadele etmemiz ve boykota devam etmemiz gerekiyor. Buradan boykot çağrısını tekrar yineliyoruz. Evet, belki birazcık etkileşimler düşmüş olabilir ama çabamız devam ediyor. Boykotun etkilerinin ne olduğunu zaten önceden de gördük. McDonalds'ın, Starbucks'ın açıklamalarıyla aslında boykotun ne kadar vurucu bir güç olduğunu gördük. Çünkü ekonomik güçlerini heba ettiğimiz zaman israilin yenilgiye uğrayacağını biliyoruz. Müslümanlığımızın ve insanlığımızın gereği boykota devam etmemiz gerekir" diye konuştu.



"Kardeşlerimiz orada açken, israille ticaret yapılmasını kesinlikte tasvip etmiyoruz"

Kaya, "Tarım ticareti, sebze-meyve ticareti, demir-çelik ticareti yapılıyor. Kardeşlerimiz orada açken, israile bu yardımların yapılmasını kesinlikle tasvip etmiyoruz ve doğru bulmuyoruz. Ama bunun çözümü de şu şekilde olması lazım. Bizim kitlesel bir güç elde edip devletimize baskı yapmamız lazım. Baskı ortamını yarattığımız zaman devletimiz de inşallah bunu geri çekecektir. Yapmamız gereken tek şey birlik olmak ve bu mücadeleye destek olmak" olduğunu kaydetti.

"Gazze'deki ve dünyadaki tüm zulümlerin sona ermesi için sözlerin eyleme geçmesi lazım"

Sözlerin eyleme dönüşmediği müddetçe sadece sözden ibaret kalacağını ifade eden Kaya, "Yani söylemlerimiz değil, yaptıklarımız, icraatlarımız geleceğin teminatı olması lazım. Dediğim gibi o gücü elde edebilmemiz için öncelikle kitlesel bir güç olarak devletimize ve diğer devletlere bu baskı ortamını oluşturmamız lazım. Gazze'deki ve dünyadaki tüm zulümlerin sona ermesi için sözlerin eyleme geçmesi lazım" şeklinde konuştu. (İLKHA)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *