Müslümanların günahlarından büyük
pişmanlık duyup Allah'ı ibadet ve zikirle yad etmesi gerektiğini vurgulayan
İTTİHADUL ULEMA üyesi Altun, son zamanlarda yaşanan musibetlere karşı tüm
herkesin ders çıkarıp özüne dönmesi gerektiğini ifade etti.
"Musibetler boşuna değil"
Toplum olarak büyük bir musibetten
geçtiklerini, büyük bir imtihanla karşı karşıya olduklarını belirten Altun,
"Tabi musibetlerin de bir manası vardır. Musibetlerle Allah Teâlâ
kullarına verdiği mesajlar vardır. Boşu boşuna ve sebepsiz değildir ve
sebepleri üzerinde çokça durmak gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'de buna benzer
musibetlerden bahsediliyor. Sebep ve sonuçları ortaya konuluyor. Müslümanlar
olarak da elbette bu musibetleri sadece bir doğa olayıymış gibi veya bir
felaketmiş gibi görmememiz lazım, sebepleri ve sonuçları üzerinde ciddi ciddi
düşünmemiz gerekir." dedi.
"Gaflete dalanlara Allah ikazda
bulunmaktadır"
Yeryüzünün ve gökyüzünün hâkimi olan
Allah Teâlâ'nın kendi kullarının gidişatına göre nimetler ya da musibetler
verdiğine işaret eden Altun, şöyle devam etti:
"Şüphesiz Kur'an-ı Kerim bunun gibi
örneklerle doludur. Haddini aşan, yoldan çıkan, Allah'ı unutan ve gaflete dalan
kavimleri kendilerine getirtmek için ve kendini onlara hatırlatmak için cenabı
Allah'ın bu tür ikazları olmuştur. Bu büyük çapta ve genel olan musibetlerin bir
Hakk'a, bir de halka bakan yönü vardır. İkisini ayrı değerlendirmek lazım, bunu
bilmemiz gerekir ki Cenabı Hak kullarına zulmedici değildir. Ama kulları
kendisini unutunca, onun çizdiği istikametten ayrılınca, kullarına ikaz, işaret
ve bir çağrı olsun diye böyle musibetleri vermektedir."
"Özümüze dönmeliyiz"
Allah'ın, kullarının kendisine
yönelmelerini istediğini vurgulayan Altun, "Cenabı Allah'ın muradı;
kullarını gaflet uykusundan uyandırmak, kâinatın bir sahibinin olduğunu ve bu
sahibin bir nizamı olduğunu, kullarının onu zikir ve ibadetle meşgul olmasını
ister. Bu Hakk'a bakan yönüdür. Halka bakan yönü ise bu musibetlerden ciddi
manada ders ve ibret almak olmalıdır. Özümüze dönmemiz lazım. Özellikle bu
musibetler anında Müslümanların takınacakları tavır Kur'an-ı Kerim'de çok veciz
bir şekilde ortaya konulmuştur. Müslüman halk olarak, bu musibetler
karşısındaki tavrımız 'Biz Allah'tan geldik ve Allah'a döneceğiz' olmasıdır.
Yani Allah Teâlâ'ya bir rücu, bir dönüş ve bir iltica vardır." diye konuştu.
"Allah'a yönelişe ihtiyaç
vardır"
Allah'a karşı Müslümanların bol bol
tövbe ve istiğfarda bulunmaları gerektiğine dikkat çeken Altun,
"Musibetlerde özellikle sağ kalanların takınması gereken tavır; 'Biz
Allah'a aitiz ve Allah'a döneceğiz' demeleri gerekmektedir. Raciun kelimesi çok
manidardır. Burada sadece ölümle değil, daha hayattayken Rabbimize dönmek,
istikametimize çekidüzen vermek, günahlarımızda tövbe ve istiğfarda bulunmamız
gerekir. Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de özellikle azapla ilgili durumu değerlendirirken;
'Onlar istiğfarda bulundukça, biz onlara azap edecek değiliz' diye buyuruyor.
Demek ki bu musibetlerin kalkması için bir istiğfara, tövbeye, Allah'a yönelişe
ihtiyaç vardır." ifadelerini kullandı.
"Musibetten alacağımız ders ve
ibret topluca tövbe ve istiğfarla Rabbimize dönmektir"
Altun, son olarak şunları söyledi:
"Günahlarımızdan büyük pişmanlık duyarak, Cenabı Allah'ı ibadetle,
zikirle, tekbirle yad etmeye ve Cenabı Allah'a bir dönüşü gerekli kılıyor.
Belki de halk ve Müslümanlar olarak bu musibetten en çok alacağımız ders ve
ibret topluca tövbe ve istiğfarla Rabbimize dönmektir. Musibetlerin kalkması
için öncelikli mesele budur. Halkça, küçük büyük hep beraber yaptığımız
yanlışlardan, günahlardan tövbe ederek ve dönüşü olmayan nasuh tövbelerle
Rabbimize yönelirsek, Cenabı Mevla 'Eğer siz istiğfarda bulunursanız, ya da
onlar istiğfarda bulunurlarsa; biz onlara azap edecek değiliz' diyor. Bugün
tövbe günüdür, istiğfar günüdür, Allah'a dönüş ve iltica günüdür. Bütün
benliğimizle, içtenliğimizle, samimi duygularımızla ellerimizi Mevla'mıza açıp
halimizden nedamet duyup, tövbe ve istiğfarlarla kendisine sığınmalıyız."(İLKHA)
0 yorum