Gazze’de siyonist işgal çetesinin yaptığı katliamlar artık
iyice sıradanlaştırıldı. Korkak yahudi teröristler, Kassam Mücahitleriyle
yüzleşmeye cesaret edemedikleri için durmadan uçaklarla Gazze’nin tamamını
bombalamaya devam ediyorlar. Katil siyonistlerin mahalleleri toptan yok etmesi,
binlerce çocuğu öldürmesi ve burayı ‘dünyanın en büyük çocuk mezarlığı’ haline
dönüştürmesi de vicdansız dünya liderlerini harekete geçiremiyor.
Birleşmiş Milletlerin, ABD’nin çöplüğü olduğunu biliyorduk.
Amerika’nın ve diğer batılı emperyalist güçlerin zulümlerini meşrulaştırma
zemini ve işgallerine kılıf hazırlama aparatı olduğunu aklı ve onuru olan her
insan zaten biliyordu. Fakat bu kurumun siyonist terörün ‘aklanma çöplüğü’
olduğunu da son Gazze saldırısı bütün dünyaya göstermiş oldu.
Demokrasi, insan hakları, çocuk ve kadınların
dokunulmazlığı, özgürlük, adalet gibi kavramların da aslında batılı
emperyalistlerin birer kuyruklu yalanları olduğunu tevhidi düşünen bütün
müslümanlar yine biliyordu. Şimdi onur ve haysiyeti olan bütün insanlar bunun
bir aldatmacadan başka bir şey olmadığını öğrenmiş oldu.
Emperyalizm ve onun gayrı meşru babası siyonizm, batıda öyle
bir hegemonya kurmuş ki, bütün ülke yönetimleri kayıtsız şartsız bu terör
şebekesinin bütün hedeflerini gerçekleştirmek için ‘itaatkâr birer kullanışlı
örgüt’ haline gelmişlerdir. Bu ülke idarecilerinin nerdeyse tamamı, söylemleri
ve eylemleri bu terör çetesinin emellerine hizmet etmek için oluşturulmuştur.
Politikacıların siyasi görüşü ve partisi fark etmeksizin herkes adeta bu emelin
gerçekleşmesi için programlanmıştır.
Zihinleri ve ülkeleri işgal edilmiş, iradeleri ellerinden
alınmış ve tamamen bağımlı hale getirilmiş olan İslam ülkeleri idarecileri ise;
batılıların birer ‘emir eri’ haline dönüştürülmüşlerdir. Batılılar siyonizmin
kayıtsız şartsız itaatkârı, müslüman idareciler ise batılıların birer ‘kapıkulu
askeri’ haline getirilmişlerdir. Bu düzen yeni değil, yüzyıldan fazladır
uygulamaya konulmuş acı bir gerçektir. Herkes, bugüne kadar görevini çok büyük
bir sadakatle yerine getirmiş bulunmaktadır.
İşte Gazze’nin işgali; bütün bu olanları apaçık bir şekilde bize
gösterdi. Biz, Gazze işgal edildi, katliam gerçekleştiriliyor, çocuk, kadın,
yaşlı, hasta demeden topyekûn bir soykırım uygulanıyor diyecekken; aslında
Gazze dışında her yerin çoktan işgal altında olduğunu somut olarak görmüş
olduk. Barbar yahudilerin bunca katliam, yıkım ve insanlık dışı saldırılarına
rağmen İslam ülkelerinden/idarecilerinden çıt çıkmaması, ancak dehşet bir işgal
ve esaret ile açıklamak mümkündür.
Kassam Mücahitlerinin, Gazze’yi özgürlüğüne kavuşturduktan
sonra; İslam beldelerinin geri kalan kısımlarının özgürlüğü için de durmadan
cihada devam edeceklerinden zerre kadar şüphem yoktur. Zihnen işgale uğramış
olanların durumu, fiilen işgale uğramış olanların durumundan daha kötüdür.
Gazze’de olduğu gibi fiili işgale karşı her yerde özgürlük mücadelesi
başlatılır ve Allah’ın izniyle eninde sonunda başarıya da ulaşır. Ancak
zihinsel işgaller yüzyıldan fazladır, bütün İslam beldelerini fiilen
batılıların çöplüğü haline getirmiş bulunmaktadır.
Zira köle ruhluların/Müslüman idarecilerin, batılıların/efendilerinin
emirlerine karşı gelecek cesaret, heybet, feraset ve bilinçleri yoktur. Çünkü
inanç değerlerinden ziyade, batılıların çıkar ve üstünlüklerine inanmaları,
dünyevi korku ve maddi çıkarlar; bu insanları korkuya, ezikliğe mahkûm etmiş ve
zilletin esiri haline getirmiştir.