Gazze’de 64 günündür, barbar yahudi siyonistler tarafından
sistematik bir katliam gerçekleştiriliyor. Önce Gazze’nin kuzeyini yerle bir
ettiler. Şimdi de Gazze’nin güneyini tarumar ediyorlar. Katil yahudiler, her
gün yüzlerce müslüman Filistinliyi öldürüyor. Öldürülenlerin neredeyse tamamı
kadın, çocuk ve yaşlılardır. Canlı yayınlarda binalar, mahalleler tek tek
tonluk bombalarla yok ediliyor.
Sıra sıra dizilmiş insan cesetleri, parçalanmış bebekler ve
enkaz altında kalmış binlerce insanın görüntüleri artık sıradanlaştırıldı.
Katliamın boyutları artık öyle bir hale vardı ki, füze ve bombalardan
kurtulabilenler tutuklanıyor, elbiseleri çıkarılıyor, elleri kelepçeleniyor ve
toplu olarak infaz ediliyorlar. Bu toptan yok etme görüntüleri bile müslümanım
diyen idarecileri harekete geçiremiyor.
Siyonist katillerin gönüllü destekçisi ABD başta olmak
üzere diğer küfür cephesi finoları, barbar yahudilere her türlü silah, mühimmat
ve maddi destek sağlamakla yetinmiyor; aynı zamanda basın, medya ve diplomatik
alanda da Gazze’nin yok edilmesi ve burada uygulanan soykırımın
sıradanlaştırılması için her türlü entrikayı devreye koymuş bulunmaktadırlar.
Batı küfür cephesi çok net olarak biliyor ki; bir gün dahi
silah ve maddi desteğini geciktirirse, barbar yahudilerin yenilgi süreçlerinin
başlayacağını, zaten büyük bir kriz ve moral çöküntüsü içerisinde bulunan işgal
çetesinin, kısa sürede yok oluş sürecine gireceğini görüyorlar. Bundan
dolayıdır ki, sınırsız maddi destek ve silah yardımında bulunmakta, barbar
yahudilerin katliamlarına ara vermeden sürdürmeleri için teşvik etmektedirler.
Bütün bu katliamları, korkaklık ve acziyet içerisinde
izleyen sözüm ona müslüman idareciler ise ölü taklidi yapmaya devam
etmektedirler. HAMAS lideri İsmail Henniye’nin korkak arap komşularına yönelik:
”işgal çetesi kendisini koruyamıyor, sizi nasıl koruyacak” şeklindeki uyarısına
rağmen, bu zelil ve korkak yöneticiler, üç maymunu oynamaya ve soykırımın
sıradanlaştırılmasına katkı sunmaya özel gayret göstermektedirler.
Müslüman halkların öfkelerine, protestolarına ve
yardımlarına karşılık, sözüm ona müslüman idarecilerin korkaklığı ve batıya
göbekten bağlı olmaları, İslam ümmetini çaresizliğe, dağılmışlığa ve zillete
mahkûm ederken; barbar yahudiler bütün gaddarlıklarıyla müslüman Filistinlilere
soykırım uygulamaya gece gündüz devam etmektedirler. İşgal çetesi, karşısında
caydırıcı bir askeri güçle karşılaşmayıncaya kadar da bu soykırımından asla vaz
geçmeyecektir.
Korkak ve katil yahudiler de Kassam Mücahitlerinin
karşısına çıkmaya cesaret edemedikleri için de; katliamlarını uçaklardan attıkları
bomba ve füzelerle gerçekleştiriyorlar. Amerikan askerlerinin ve paralı
askerlerin de dâhil olduğu bu katliamlara, batı küfür cephesi sınırsız
desteğini sunarken; Mısır’ın Gazze’ye olan sınır kapısından su ve ilaç
sevkiyatına dahi müsaade etmemesi ve işgal çetesinin iznine bağlaması zilletin,
alçaklığın ve insanlıktan çıkmış olmanın boyutunu gözler önüne sermektedir.
Bütün bu soykırım karşısında, imkânsızlık ve kimsesizlik
içerisinde; sadece imanın verdiği güç ve cesaretle, Kassam Mücahitleri
yurtlarını savunmaya, özgürlük mücadelesi vermeye ve barbar yahudilere karşı
ölüm kalım savaşını vermeye devam etmektedirler. Moral ve psikolojik üstünlük
de Kassam Mücahitlerinden yana gözükmektedir.
Soykırımın laneti, bebeklerin parçalanmış bedenleri, çocukların kimsesizlik içerisindeki acı çığlıkları, kadın ve yaşlıların feryat ve kan ağlayışları; zalimlerin, kâfirlerin ve yerli işbirlikçilerinin sonunu getirsin inşallah…