Modern çağın vazgeçilmezi durumunda olan ve tamamen seküler
bir anlayışı önceleyen ve önemseyen popüler kültürün gün geçtikte toplum
arasında cazibeli hale getirilişi neslin fıtrattan uzaklaşmasına, değerlerine
yabancılaşmasına, örf ve geleneklerine, adet ve göreneklerine karşı savaş
açmasına sebebiyet vermektedir.
Ciddi tehlikeleri barındıran ve ileriki zamanlarda telafisi
zor tahribatlara ve kapatılması zor gediklere neden olacak bu gelişmeler, Müslüman
toplumun kabul edebileceği durumlar değildir.
Aslında sadece Müslüman toplum değil bir bütün olarak tüm
toplum fıtrata ters olan ve nesli yok edip ifsada sürükleyen mezkûr gelişmeleri
kabul etmemelidir.
Çünkü toplum gayri ahlaki ilişkileri normalleştiren, marjinal
hayat biçimlerini sıradanlaştıran, sapkın yaşayışları çağdaşlık kisvesiyle fark
gözetmeksizin her kesime pazarlayan mağrur akımların saldırısı altındadır.
Bu akımlar sinema, dizi, televizyon ve özellikle de sosyal
medya mecralarını kullanarak düzenledikleri etkinlikler konusunda seslerini
yükseltmekte, ahlaksız ve sapkın yaşayışlarını topluma ulaştırmaya ve gençleri
etkilemeye çalışmaktadır.
Amaçları, gaye ve hedefleri ahlaksız yaşantı ve ilişkilerinin
normal görülmesi ve kabul edilmesi olduğu için her yerde bulunmakta ve her
yerde bulunmayı da bir motto haline getirip toplumsal desteklerini artırmanın
yollarını aramaktadır.
Sosyal medya şirketleri, sapkın hayat biçimlerini
normalleştirmeye ve topluma kabul ettirmeye çalışan marjinal akımları her
açıdan desteklemektedir.
Sinema ve dizi yapımcıları, medya patronları, küresel
sermayedarlar ve ünlü markalar da aynı şekilde sapkın grupların destekçileri ve
savunucuları durumundadır.
İsimlerini zikretmesek bile bilinen kimi siyasi partiler de,
sapkın güruh ve grupların eylem ve etkinliklerini savunarak ve hatta yanlarında
durarak desteklerini direkt ortaya koymaktadır.
Kanunların seküler bir bakış açısıyla yazılmış olmasından
kaynaklı, fıtrata aykırı ilişkilere ve yaşayışlara karşı bir cezai müeyyide de
uygulanamamaktadır.
Neslimiz, çocuklarımız, gençlerimiz ve hatta büyüklerimiz çok
yönlü bir saldırıya maruz kalmaktadır. Bu anlamda geleceğimiz çok ciddi bir
tehlike ve tehdit altındadır.
Bu tehlike ve tehditle ilgili tedbir ve önlemler alınmadığı
takdirde yarın öbür gün ortaya çıkacak tahribatları birçok aileyi hüzne
boğacak, çaresiz bırakacaktır.
Sapkın görüş ve yaşayışların bir tercih olmayacağı; fıtrata,
yaradılışa, insanlığa ters bir hayat biçimi olduğu hakikatinden yola çıkarak
hiç vakit kaybetmeden bilinçlendirme çalışmaları konusunda hem bireysel hem de
toplumsal anlamda bir seferberlik başlatılmalıdır.
Ahlaksız ilişki ve yaşayışların sıradanlaşması ve insanlar
tarafından kabul edilmesi konusunda nesli yok etmek ve fıtrattan uzaklaştırmak
isteyen sapkın akımlara karşı her anne ve baba, her öğretmen ve öğrenci, her
işçi ve patron, her doktor ve hemşire, her yazar ve çizer, her sanatçı ve
sanatkâr, her siyasetçi ve politikacı mutlaka bu seferberlikte küçük de olsa
bir rol üstlenmelidir.