Hamd âlemlerin Rabbine, salât
ve selâm da O’nun pak Rasulüne olsun.
Boykot çağrıları ses verdi ve
hemen her yerden boykot sesleri yükseliyor. Marketler, üniversiteler,
belediyeler ve diğerleri… Ancak bizi en çok şaşırtan, Meclis’in de boykot
kararını deklare etmesi oldu.
Ne ilginç değil mi? Devlet
erkanı da bizim gibi miting yapıyor, boykot ediyor, kınıyor; hatta şiddetle
kınıyor. Meclis bünyesinde artık israil ürünleri satılmayacakmış. Bu haberi
açıklayan ben olsam, yerin dibine girerdim. “Bu görevi bana vermeyin,
utanırım.” derdim.
Bugüne kadar Meclis
kantininde, yemekhanesinde o ürünlerin ne işi vardı? Yahu siz hiç mi anne
terbiyesi almadınız? Hiç mi Anadolu kültüründen beslenmediniz? Bizim
annelerimiz, eve misafir geleceği zaman dışardan ikram aldırmaz kendileri
yaparlardı. Bizim Meclistekiler, devlet onların elinin altında ve bu ülkenin
kendi ürünleri olduğu halde israil mallarını yiyip içiyorlarmış.
Düşünün ki bir pastaneniz var
ama gelen müşteriye karşı pastaneden ürün getirip satıyorsunuz. Bu bile
anlaşılabilir ama sen koca devletsin, kendi ürünün yok mu ki bugüne kadar
siyonizmin ürünlerini bünyende barındırdın, kalkındırdın? Var ama devletin bile
kalitesi israil ürünleriyle belli oluyor. Koskoca Meclis’te Coca Cola olmazsa
bize ne derler?
Bir de dikkatinizi çekti mi
bilmiyorum, bizim ülkede hep yukardakiler aşağıdakilere uyuyor. Türkiye geneli
marketinden okuluna herkes boykot ettikten sonra boykot ediliyor. Devlet,
baştır ama tabiri caizse ayağa uyuyor. Bedeni ayaklar yürütüyor olsa da yürütme
mekanizması olan beyin değil mi? Devlet olarak neden bu işlevi
üstlenmiyorsunuz? Hep “Hele siz bir tepki gösterin, biz arkanızdan geliriz.”
modundasınız?
Bizler basit, sıradan
bireyler olduğumuz halde, gittiğimiz yerde ikram edilen boykot ürünü bisküviyi
dahi kabul etmiyoruz. Yahudilerle bizim helal haram çizgilerimiz birbirine
benziyor. Ona rağmen yemiyoruz. Üniversite yıllarında bir arkadaşım dedi ki:
“Bunda domuz var diye mi yemiyorsun?” “Hayır!” dedim. “Sen şu an acıkmışsın.
Ben ondan yiyip azaltırsam sen gidip yenisini alırsın diye yemiyorum.” Bedava
da verilse almıyoruz! Yemiyoruz! Yerinin doldurulacağı hiçbir açık
oluşturmuyoruz! Otobüste, uçakta ikram olarak verilse de almıyoruz!
Meclis adına yapılan açıklama
karşısında biz utanırken, umarım bundan sonra böyle açıklamalar yapılmayacak
şekilde davranılır. Bitki yetiştiriyoruz, tohumu israilden. Ağaç dikiyoruz,
çekirdeği israilden. Hoşumuza giden bir bitkinin çekirdeğini çıkarıp ekiyoruz,
yeşermiyor. Çünkü israil sadece kendi tarafından gönderilen tohumlar bitki
olacak şekilde ekini bozmuş.
Olayın büyük fotoğrafına bakalım. Yerli birçok ürün tarumar oldu gitti. Domatesin çekirdeği, içinde yeşeriyor. İçi sapsarı ve özsüz. Yani mesele boykotla da bitmiyor. Yerli tohumu olan çiftçilerin desteklenmesi, yerli üretimin artırılması ve yeniden organik günlere dönmemiz gerekiyor. Yoksa çoğumuz kanser veya çeşitli hastalıkların pençesinde kıvranarak öleceğiz Allah muhafaza.