Umut Kervanı İnsani Yardım Vakfı;
bölge, din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın dünyanın herhangi bir yerinde
sıkıntıya düşmüş, evsiz, yurtsuz, tüm insanlara insani yardım ulaştırmak ve bu
insanların temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemek üzere 2013
yılından bu yana çalışmaktadır.
Çalışma prensiplerinin ilki olan,
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” düsturuna göre hareket ediyor. Bu
düsturla yola çıkan Umut Kervanı Vakfı, maddi durumu iyi olmayan insanlara
yardım etmek için seferber olmuş durumda. Zor şartlar altında zorda kalan
insanlara yardım etmeyi üstlenen bu vakıf ne yazık ki yetkililerden istenen
ilgi ve desteği göremiyor. Sebebi ise başında taç olana değil karnı aç olana
yakın bir vakıf olması.
Bir gönül hareketi olan Umut
Kervanı vakfı kimsesizlere kimse olmayı şiar edinmiş bir vakıftır. Tek derdi
mazlum ve mustazafların bir nebze de olsa karınlarını doyurup yüzlerini
güldürmektir. İnsanların güce ve makama yanaştığı bir dönemde kimsesizlere
yakın olan Umut Kervanı, Peygamber mirasına sahip çıkmaktadır.
Bundan dolayı umudu yeşerten Umut
Kervanın yükleri ağır, işleri zordur. Kimsesizlere kimse olana Allah da yardım
eder. Arkasına Allah’ı alan Umut Kervanı Vakfı, yaz kış demeden, ülke ayırımı
gözetmeden kimsesizlerin aşına aş olmakta. Derdi mazlumları sevindirmek
olan bu gönül hareketi mazlumların koruyucu meleği olmuş durumda.
Akıllı isen, gariplerin gönlünü
avla,
Mustafa gibi yurdunu gezip yetim
ara,
Dünyâya tapan soysuzlardan yüzünü
çevir,
Yüz çevirerek deryâ olup taştım
ben işte.
(Divan-ı Hikmet, Ahmed
Yesevi)
Tıpkı Ahmet Yesevi'nin dediği
gibi mahalle mahalle garibanları, yetimleri arayan ve gönüllerini hoşnut eden
bir harekettir Umut Kervanı. Ellerindeki listelerle hüzünlü gönüllere merhem
olmak için yediden yetmişe gönüllü dostları ile gönüllere derman olmak için
yola çıkarak en zor zamanda mazlumların yüzlerini güldürmektedir.
Karşılıksız vermenin lezzetini
alan bu hareketi, bu kapitalist çağın insanı anlamakta sıkıntı yaşıyor. Herkesin
kendi derdine düştüğü bu çağda başkasının derdini dert edinmek çok garip bir
durum. Bencilliğin had safhada olduğu öyle bir dönemde 'İsar' ruhuyla
hareket ederek rızayı ilahiyi hedef edinmiş. Bu hareket bu özelliği
sevgili Peygamberimizden(sav) almış. Herkesin nefsi nefsi dediği bir zamanda
ümmeti ümmeti diyen bir Peygamberi örnek almış bu gönül hareketi.
Umut Kervanı Vakfı; Mevlid
yemeği, yetimlere sahip çıkma, süt keçisi, kardeş aile, adak, su kuyusu, gıda
paketi, giyindirme, katarakt ameliyat ve kırtasiye yardımı gibi mazlumların her
türlü ihtiyacını üstlenmiş durumda. Hoca Ahmet Yesevi'nin dediği gibi;
"Tohum ekene toprak,
soluklanana nefes, üşüyene ateş, yanana su olacam" dediği gibi her
ihtiyaç sahibinin ihtiyacını gözeterek hareket ediyor.
Nerede gönlü kırık biri varsa
yarasına merhem olmak için çaba harcayan Umut Kervanı Vakfına sahip çıkmak
gerek. Veren el ile alan el arasında köprü olan bu Vakfa sahip çıkmak
"Veren eli mahcup etmeden, alan eli rencide etmemiş oluruz." Yaptığı çalışmalar
ile fakir ile zengin arasında köprü olan Umut Kervanı Vakfı, kapitalizmin
ayrıştırdığı insanların arasını Peygamberimizin(sav) şu hadisini ile
birleştirmeye çalışıyor: "Mümin mümine karşı, parçaları birbirini bağlayıp
tahkim eden bina gibidir, buyurdu ve (bu bağlılığı göstermek için Resul-i
Ekrem) parmaklarını birbirinin arasına geçirip kenetledi." (Buhari)
Hayırların katlandığı bu Ramazan
ayında halkımızı bu gönül hareketinin yapmış olduğu hayırlara ortak olmaya
çağırıyoruz.
Bir gönül hareketi olan ve umudu
yeşerten Umut Kervanı Vakfına sahip çıkanlardan olmak duasıyla... Hayırlı
Ramazanlar.