Geçen hafta Diyarbakır’da HÜDA PAR tarafından düzenlenen  “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” programına katıldık. Hemen hemen her fikirden insanların bir araya gelmesi ve Kürt meselesine “İnsani Çözüm” sunmalarını son derece kıymetli bir adım olarak gördüm. Fakat birileri bu müspet çalışmayla ilgili bir fırtına kopardı. Hassaten Kemalistler…

   CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in her zamanki gibi seviyesiz açıklamalarıyla bu çalıştay adı altında HÜDA PAR’a iftiralar attı. Bu gayet anlaşılabilir bir durumdur. Bu tepkileri her zamanki gibi Kemalist jakoben tepkiler olarak görüyoruz…

  Fakat en az CHP kadar hızını alamayan ve kraldan daha kralcı yaklaşan ucube kişiler ortaya çıktı. Uçum uçum havalanıp kendi seviyesizliğini ortaya çıkaran bay danışman, ortaya çıktı. Ortak paydada birleşen “Türkiye tasavvuru” için yapılan bir çalıştaya seviyesizce saldıran bu tiplerin geçmişleri karanlık olduğu gibi kime hizmet ettikleri de belli değildir. Aynı çatı altında siyaset yaptığı ve çalıştaya katılan kişilere bile saygısı yoktu. Çalıştaya katılanları neredeyse tekfir edecekti…

HÜDA PAR’ın çalıştayına sözlü saldırıların Kemalistlerden gelmesi gayet anlaşılırdır. Çünkü bunlar toplumun faydasına olan her şeye karşı çıkmakla bilinirler. Fakat ezberler bozuluyor. “Uçum” gibi anlaşılmayan türevlerin ortaya çıkması herkesi şaşırtıyor. Her telden vuran bu kesimler kime hizmet ediyor? Muhafazakâr kimlikli bir partinin rengiyle içindekini kusması herkesi şaşırtıyor.  Eskiden Kemalist derdik, son dönemlerde milliyetçi Kemalist dedik, şimdide muhafazakâr Kemalistler türedi diyebiliyoruz ya da muhafazakârlık kılıfı altında Kemalizm’e hizmet eden Kemalistler…

Artık mahalle baskısına yer yoktur. Bırakın insanlar en uç gelen fikirleri dahi rahatça söyleyebilsinler. Hele şu “Bölünme” kompleksinden bir kurtulun. Bir avuç marijinal dışında kimsenin bu devleti bölme arzusu yok. Katıldığımız HÜDA PAR’ın çalıştayında da kimse bunu dile getirmedi.  Hatta tam tersi “Birliktelik” savunuldu. Birlikteliğe giden yollara vurgu yapıldı. Bu birlikteliğin sağlam kalesinin, “Kürtlerin talepleri” karşılanarak daha da pekişeceği vurgulandı.

Evet, bu çalıştaya katılan, dinleyen veya takip eden herkes bilir ki; bu çalıştayda ayrılıkçı ve marijinal fikirler yoktu. Tam tersi, devlet ile Kürtlerin iletişim şekline, diyaloguna ve şimdiye kadar yanlış giden bazı noktaları çözümleyici ve son derece müspet fikirlerin sunumuydu…

Buna karşı çıkan Kemalistler, her zaman olduğu gibi Kemalistliklerini yapsınlar. Çünkü bunlar toplumun selametini istemezler. Ancak toplumun selametini isteyen vicdan sahibi herkes bu meseleye soğukkanlılıkla yaklaşmalıdır. Ani heyecan ve reflekslerle meseleye yaklaşanların tavrında bir art niyet aranır. Bu aşırı kompleksli tavırlar iyi niyet olarak okunamaz. Fakat ufku dar olup birilerine yağcılık olsun diye Kemalistlik yapıyorsa, ağzına hep beraber bir gem vuralım.  Bu, kraldan daha kralcı olan bay danışman da olsa…