Peygamber Efendimiz(sav) Ebu Cehil
için; “Bu ümmetimin Firavunu idi” demiştir. (Ahmed b. Hanbel, 6/375).
Hatta Ebu Cehil’in Firavun’dan beter
olduğunu söylemiştir: “Çünkü Firavun, öleceğini anladığında Allah’ın
birliğini ikrar etti. Ebu Cehil ise, öleceğini anladığında Lat ve Uzza'ya dua
etti.” (Taberani, el-Mucemu’l-Kebir, 11/382)
Bu Hadisi Şerifte, Kur’an kıssalarının
yaşanılan zamana göre dirayet olarak nasıl tefsir edildiğine dair usul de
görüyoruz.
Her zamanda, her toplumda, gücüyle
ilahlığa yeltenen, halkını gruplara ayırıp hepsini kullanan, toplumla alakalı
coğrafya ile ilgili her şeyi kendi doğal mülkü olarak gören, devasa ikonlarla
ve kitlesel sadizm ile korku imparatorluğu kuran Firavun tiplemesi var
olacaktır.
Bu tohum, uygun zemin ve şartları
bulduğunda hemen harekete geçiyor. Güç devşirdiği her zeminde kendini
gerçekleştirmeye başlıyor. Kendine hemen Haman buluyor, Karun buluyor, Belam
buluyor, sihirbazlar, gönüllü köleler ve sürü halinde yığınlar buluyor.
Gücü elde etmek, korumak ve sürdürmek
için hiçbir sabite, değer, ahlak, çizgi tanımıyor.
İçlerinden birinin iktidara gelme
ihtimali var diye doğan bütün erkek çocukların öldürülmesi mi gerekiyor? Bunlar
için hiç sorun değil.
Siyasetlerini iftira ve yalan üzere inşa
edenlerin değer tanımazlığının Firavunlardan ne farkı var?
Kendilerine oy vermeyen depremzedelere
iğrenç hakaretlerde bulunan ahmak bireylerin her biri zamanın Nemrudu değil de
nedir?
Beldesine sığınmış muhacirleri sırf
Müslüman oldukları için insan yerine koymayan, vücuttan derhal atılması gereken
virüsler gibi gören reziller bu devrin Ebu Cehilleri değil de nedir?
Karşısındakini kendisiyle aynı safta değil
diye durduk yere seksen beş milyonun önünde “domuzbağcı”, kadın düşmanı” diye
tahkir edenlere, sırf oylarının ve oyunlarının karşısına bir engel olarak
çıktığı için bu ülkede onlara yaşama hakkı tanımayacağını söyleyenlere iyi bir
vasıf bulmak mümkün müdür?
Resulullah (sav): "Kul yalan
söylediğinde, manen ortaya çıkan kötü koku yüzünden melekler ondan bir mil
uzaklaşır" buyuruyor. (Camiussağir 840)
Meleklerin zaten fersah fersah uzak
olduğu kimselerin bir de düşmanca dünyaya yaydıkları yalandan dolayı kötü
kokularını tasavvur edin. Böylelerine zerre kadar nezafet ve iyi niyet
yakıştırmak mümkün müdür?
Hiçbir hukuk tanımadan milyonlarca
insanın kişilik haklarına ilişenler, hedef gösterenler, küfrettirenler, size
“hınzırlara kurban olası esfeli safilin güruh” denmemesi mümkün müdür?
Yahu siz ne aşağılık yaratıklarsınız ki,
size oy vermeyenleri sürekli cehaletle itham edip küçümsüyorsunuz?
“Bize oy vermeyin de belanızı bulun” diye
kahrediyorsunuz.
Siz ne içiyorsunuz da bu kadar ileri
düzeyde kişilik bozukluğuna yakalanıyorsunuz? Siz ateşin hangi tabakasında
yanıyorsunuz, bu nasıl bir cehennemi vaziyettir?
Yalanlarınız çürütülüyor, aynı iftirayı
atmaya devam ediyorsunuz.
Asılsız beyanlarınıza karşı apaçık
delillerle cevap veriliyor, umursamadan çirkefliğinize devam ediyorsunuz.
Bu ülkede inanın ekonomi, işsizlik, alt
yapı, dışa bağımlılık gibi ne kadar sorun varsa hepsi kısa ya da uzun vadede
düzelir.
Fakat şu ideolojik nefret sahipleri için
bunu söylemek zor.
Seçimin sonucu şöyle ya da böyle artık
belli.
Bundan sonra bir bakanlık mı kurulur
bilmem ancak şu ruh hastalarının tedavi ve rehabilitesi en önemli sorundur.
Akıbet hayrola.