“İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse, avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.” (Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17).

Diye buyuruyor iki cihan güneşi, yegane önderimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesselem...

Tam da böyle bir zaman diliminde yaşıyoruz.

Öyle ki, iman ettiği dinin gereklerini samimiyetle ve hassasiyetle yerine getirmeye çalışan insanlar, bizzat aynı dine iman edenler tarafından da türlü imtihanlara uğrayabiliyorlar.

Zamanın getirdiği farklı yeni imtihanlar ve farklı cenahlardan insanlar tarafından maruz bırakıldıkları öteki imtihanların ise ardı arkası kesilmek bilmiyor.

Ve gerçekten iman elde bir kor misali..

Onu taşımak, hakkını vermek ve gereklerini yerine getirmek ise büyük bir azim ve sebat istiyor.

Hele ki tesettür..

Tabiri caizse, kodlarını girdiğimizde, Kur’an ve Sünnete göre Müslüman kadın kimliğine dair koordinatları özetle veren, Müslüman kadının tanımını ve konumunu, iç ve dış terbiyesini içinde barındıran o müstesna emir.

Özetle tesettür emrine dair, gevşememek, pes etmemek, ye’se düşmemek ve sıratı müstakimden başka yönlere evrilmemek için ey iman edenler iman ediniz düsturuyla yeniden bir silkinişe, uyanışa ve farkındalığa ihtiyacımız var...

İhlas ve takva ile manevi bir resetlenmeye...

İşte bu duygu ve niyet ile tesettür ile şereflenen veya henüz müşerref olmayan/olamayan tüm hanımefendilere sesleniyoruz...

Tesettür; yüce Allah’ın iman eden mü’mine kulları için, göklerden indirdiği, zamanlar üstü özel libasıdır..

Tesettür; Meryem’in iffeti

Fatıma’nın zühdü

Aişe’nin takvasıdır..

Tesettür; Kâbe’nin hürmeti

Mescid-i Aksa’nın heybeti

Resûlü’n emanetidir..

Sahi ne diyorlar tesettür hakkında, tarihin ve günümüzün tesettür düşmanı, sözde medeni, hakikatte cahil yobazları?

Esaret!

Cehalet!

 

Garabet...

Aldırma sen bunlara, hepsi yalan, hepsi iftira, hepsi hakaret...

Çünkü zihinlerini sarmış gaflet ve dalalet.

Oysa tesettür en büyük saadet, en güzel lezzet, en üstün hürriyet..

Sen tutun Allah’ın ipine, ihlas ve istikamet üzere son nefesine kadar azmet, gayret et, sabret!

Sıyrıl kardeşim!

Tüm algı oyunlarından, seni tuzağa çeken kirli senaryolardan...

Aç kalbini ve dinle...

Tesettür üç beş günlük bir heves değil, ebedi bir aşktır!

Tesettür; asrın çirkefine karşı bir set, günah çamurlarına karşı bir zırhtır!

Tesettür; bir tevhid eylemidir.

Tesettür; bir kimlik ibrazıdır.

Tesettüre bürünen tesettürü ile hangi otoritenin emrinde olduğunu, hangi gücün yönlendirmesi ve iradesiyle yaşadığını, kimin kulu olduğunu tek kelime etmeden ilan eder dünyaya...

Tesettür; Müslüman kadınların ve kızların kalesidir!

Tesettür tüm hayasız akımlara karşı imani bir duruştur!

Tesettür cehaletin karanlığına nurani bir dokunuştur!

Tesettür Allah’ın emri, Kuran’ın ayeti,

Peygamberin sancağıdır!

Bu kutlu emre itaat edenlere, bu mübarek emri üzerinde vakarla, takvayla taşıyanlara, bu mübarek sancağı izzetle ve heybetlice dalgalandıranlara selam olsun...

Ona uzayan eller ve diller elbet kuruyacaktır!

Onu koruyan ve kollayanlar; iki cihanda da aziz olacaktır!

Haydi dalgalandır sen de Rahman’ın sancağını...

Lisan-ı hâl ve lisan-ı kâl ile zirvelere çıkar İslam’ın şiarını...