Yılbaşı
için özel hazırlıklar yapılması ve yılbaşının kutlanılması, Batı kültüründen
bizim kültürümüze sirayet etmiştir. İnancımıza göre bir kavme benzemek yasak
olmasına rağmen, ehli küfre benzemeye çalışmak inancımıza ne kadar
yabancılaştığımızı gösterir. Müslüman insan; hesaplı, kitaplı yaşaması lazım. Bir
yılı geride bırakıp başka bir yıla rezaletle değil muhasebeyle girmesi
gerekirken, ne yazık ki Batıyı taklit ederek amel defterini günahlarla
dolduruyorlar. Bir anlık nefsani zevkler için ebedi hayatlarını
mahvediyorlar.
Şöyle bir
düşünün?
Hristiyan
Batının haftalar öncesinden Müslümanların dini bayramlarına hazırlık yaptığını
veya ümmetin Peygamberi olan Hz Muhammed (sav)'in doğum gününü kutlamak için
bir çaba sarf ettiklerini gördünüz mü? Ne yazık ki görmedik, duymadık ve
okumadık. Siz hiç bir Hristiyan’ın elinde kurbanlık hayvan gördünüz mü? Peki
siz niye gidip ehli küfrün gecesini rezilce yaşadığı bir günde elinize hindi
alarak onları taklid ediyorsunuz. Peki bizim Müslümanlara ne oluyor da Hz
İsa'ya hakaret olacak şekilde kutlanan yılbaşını kutluyorlar. Çok kutlama
yapmak istiyorsanız Mekke’nin fethini kutlayın.
Diğer bir konumuz da
Talih(siz) talihliler
Şeytanın işi olan kumarı
milli diye göstermek bu halkı şeytana amele etmek demektir. Allah’ın haram
kıldığını milli adı altında normal sayan piyangocular, Allaha savaş açmışlar.
Milli hiç bir karşılığı
olmayan piyango, sanki bu halkın değeriymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Tıpkı batıdan ithal edilen inkılaplar gibi...
Şimdi de
sonu herkese ibret olacak şekilde biten yaşamlardan bir kaç örnek verelim:
-Kendisine piyango çıkan bir
talih(siz) ilk iş olarak yuvasını dağıtmaya başlıyor. Eşini boşamaya çalışıyor.
Onu, babasının evine gönderiyor. Para eşine kalmasın diye kazandığı 4 büyük
ikramiyeyi 150 memurun maaşına denk olan parasını bir kaç ayda nasıl
harcadığını bilmeden sağa sola savuruyor. Ve son olarak tek başına beş
kuruşsuz bir şekilde hesabını Allah'a vermeye gidiyor.
Başka bir talih(siz) de aynı
şekilde işe ilk önce eşini boşamakla başlıyor. Parasını çar çur edince de ortalıkta
kimsesiz olarak kalıyor. En sonunda da huzur evine düşüyor. Yaptığımız
araştırmalar sonucunda talih(siz) talihliler çıkan piyango neticesinde ilk
olarak aile huzurları bozuluyor. Sonra da eşlerini boşuyorlar. Ardından ıssız
bir yerde veya huzur evinde yalnız, ömürlerini tüketiyorlar. Buradan şunu
çıkarmalıyız: Kadınlar, kocalarına şeytanın işi olan piyangoyu almalarına izin
vermesinler. Yoksa ilk iş onların huzuru bozulur.
-Başka bir talih(Siz) talihli
de piyangodan çıkan haram para ile ilk önce İşini büyütüyor. Bir sürü iş
kollarına giriyor. 3 yıl gibi kısa bir süre sonra iflas ediyor. Psikolojisi
bozuluyor. Huzuru kalmıyor ve bir kızı da sonradan evi terk ediyor. Başka biri
ise çıkan paranın sonucunda ilk iş, memurluğu bırakıyor. Kısa sürede aile huzuru
bozuluyor ve kısa sürede parayı yatırdığı ne varsa iflas ediyor.
-Uzun süredir işsiz olan 9
çocuk babası talih(siz) adam parasıyla ilk iş olarak İstanbul'a yerleşiyor.
İstanbul'a yerleştikten sonra eşini boşuyor. Kendisini gece hayatına veren
talih(siz) adam, bir süre sonra gece kulübünde tanıştığı bir kadınla evleniyor.
Haram para suyunu çabuk çekince çok borçlanıyor. Eski eşinden, üzerine
yaptırdığı gayrimenkulleri satarak parasını vermesini isteyen talih(siz) adam,
eski eşinden de olumsuz yanıt alıyor. Bu psikolojiyle evine dönünce banyoya
giriyor ve intihar ediyor. Dünyasını ve ahiretini berbat ediyor.
Piyango
sonucunda hayatlarını aktardığımız talih(siz)lerin son cümleleri genelde şu
oluyor: Keşke bu bileti almasaydık. Bu bilet bizim hayatımızı alt üst etti.
Ailede huzur bırakmadı. Akrabalarımın bana param için yaklaştıklarını zannedip
hepsiyle ilişkimi kestim. Sonra da bu parayı haram yerlerde yedim...gibi
düşüncelerini dile getiriyorlar.
Örneklerden de anlaşıldığı gibi piyango sonucunda; yuvası dağılanlar, hayatını
kaybedenler, bunun sonunda bir parça kuru ekmeğe hasretlik... Evet piyango,
dünya ve ahiret saadetine vurulan darbenin adıdır. Piyango huzur getirmez.
Herkes şunu anlasın ki; huzuru İslam'ın dışında arayanlar başına bela bulur.
Son
olarak üstadın şu veciz sözünü aktaralım. Gayri meşru bir muhabbetin neticesi
merhametsiz azap çekmektir.
|
|